“Allah, İbrahim’i ateşten kurtardı ama tecavüze uğrayıp öldürülen küçük kızı neden kurtarmadı?” sorusuna Kur’an ayetleri ışığında ve akla uygun felsefi izahlarla en mükemmel şekilde nasıl cevap verilir? Allah’ın, idrak etmemiz gereken kanunları var; İbrahim’i kurtarması ve küçük kızı kurtarmaması o kanunlara bağlı olarak tahakkuk ediyor. Biz, o kanunları doğru anlamakla ve güzel izahlarla ateist ve deist bireylere anlatmakla mükellefiz. Ayrıca böyle sorulara oluşturulan cevap modellerini hem bilgisayarda, hem de kalemle yazılmış halde bir arşivde saklamakla da sorumluyuz. Belki bizden yüz sene sonraki kuşak, hazırladığımız arşivlerden faydalanacaktır. Ortada üzücü bir gerçek var ki Kötülük Sorunsalı, en azından nacizane benim bildiğim kadarıyla filozoflarımızın ve mutasavvıflarımızın fazla ilgilenmediği konular olmuş. İlgilenenler de kötülüğün kaynağı üzerinde durmuşlar fakat deist akılların ürettiği spesifik sorular hakkında çalışma yapılmamış. Asıl önemli olan kötülüğün kaynağı değil; evrendeki acılar üzerine insanların düşündüğü özel subjektif sorular ve bunlara verilen cevap modelleridir. İşte bu yüzden, “İbrahim ve küçük kız” örneği çok mühimdir. Biz sayısız örneğe sayısız cevap modeli üretip bunu kendi arşivlerimizde ve kütüphanelerde saklarsak yüz sene sonraki nesil bizim için dua edecektir. Ayrıca, Allah’ın bu mühim konularda gözümüzden kaçan kanunları vardır. Mesela, Maide 112-115.ayetlerde havariler gökten bir sofra indirilmesini isterken Allah,bundan sonra kafirlik yapılması halinde çok büyük bir ceza vereceğini vahyediyor. Bu perspektiften bakıldığında İbrahim’i ateşten kurtarması,aslında İbrahim için büyük bir imtihan sebebidir. Yani, konu üzerinde gereği gibi düşünürsek, Kötülük Sorunsalına meraklı bir bilim adamı gibi eğilirsek, yeni keşifler yapabiliriz.
Emren kardeşim ben acizane Almanya’dan
bir kardeşinşzim,bu yıl Türkiye’ye izine geldiğimde
Teyzemin oğlunun cezaevinde olduğunu öğrendim
kendisine kurandaki islamla tanışabilmesi hasebiyle, sizin bu doğrultuda kaleme almış olduğunuz kitablarınızın tamamını göndermek istiyorum. Sizden ricam tüm kitablarınız için bana hangi hesaba nekadar ücret ödemem gerektiğini bildirmeniz ve bu ücreti gönderdikten sonra Kargo yoluyla kitabları size bildireceğim teyzemin adresine göndermeniz.
Hocam sizinle özel bir konu hakkında görüşmek istiyorum. Mail ya da telefon yoluyla da olabilir. Ben Ankara İlahiyat’tan mezunum. Şu an öğretmenlik yapıyorum Ankara’da. Ben öğrenciyken fakültemize gelmiştiniz ayak üstü Caner abi Siz ve ben muhabbet etmiştik.
İyi günler Hocam,
Ben Kuran-ı Kerim’in Türkçe’sini okudum ve bitirdim ancak bazı sorular çıkarttım. Tabi ki her cümlenin farklı mealleri var ancak sizin gibi bir bilirkişiye sormak istediğim sorularım var. Günümüzde her kafadan bir ses çıktığı için bizzat kendim Kuran’ı okuyp sorulamı çıkartmak istedim.
Beni aydınlatırsanız ve yardımcı olursanız çok minnettar kalırım
Saygılarımla
Nihan Yılmazer
SORULAR:
1. MÜDDESİR SURESİNDE “SEKAR’IN ÜZERİNDE 19 VARDIR” DERKEN 19 İLE NE ANLATILMAK İSTENMİŞTİR?
2. BÜRUC SURESİNDE “KURAN KORUNMUŞ BİR LEVH-İ MAHFUZ’DADIR” DERKEN LEVH-İ MAHFUZ NEDİR?BU LEVHA NEDİR?
3. SAD SURESİNDE HZ. SÜLEYMAN’IN EMRİNE VERİLDİĞİ SÖYLENEN ŞEYTANLARDAN BUNLARDAN BAZILARI BİRA USTASI VE BAZILARI DALGIÇTI NE DEMEKTİR?
4. KURAN’DA BİRÇOK YERDE TEKRARLANAN ALLAH DİLEDİĞİNİ SAPTIRIR NE DEMEKTİR? İNSANIN ÖZGÜR İRADESİ YOK MU? EĞER BEN İNANANSAM ALLAH İSTERSE BENİ YOLUMDAN SAPTIRIP KÖTÜ YOLA MI İLETECEK? O ZAMAN CENNET CEHENNEM AYRIMI NEDEN OLSUN? BEN NE KADAR İYİ BİR KUL OLMAYA ÇALIŞŞAM DA ALLAH BENİ İSTEDİĞİ ZAMAN SAPTIRACAKSA HERSEY ANLAMINI YİTİRMEZ Mİ? :
• (FATIR SURESİ : “ALLAH DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ SAPTIRIR, DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ GÜZEL YOLA SOKAR”)
• (HUD SURESİ: “NUH DEDİ Kİ: EĞER ALLAH SİZİ AZDIRMAK İSTİYORSA BEN SİZE ÖĞÜT DE VERSEM SİZE YARAR SAĞLAMAZ”)
• (ENAM SURESİ: “ALLAH DİLESEYDİ ŞİRKE BATMAZLARDI”)
• (ŞURA SURESİ: “ALLAH DİLERSE SENİN KALBİNİ MÜHÜRLER”)
• (ŞURA SURESİ: “ ALLAHIN SAPTIRDIĞI KİMSE İÇİN ARTIK BİR YOL YOKTUR”)
• (KEHF SURESİ: “İNKAR EDENLERİN KALBİNE KABUK BAĞLADIK KULAKARINA AĞIRLIK KOYDUK DUYMAZLAR. ÇAĞIRSANDA HİDAYETE ASLA ULAŞAMAZLAR”)
• (İBRAHİM SURESİ: “ALLAH DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ SAPTIRIR, DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ İYİYE KILAVUZLAR”)
• (NİSA SURESİ: “ALLAH’IN ŞAŞIRTTIKLARINA SEN YARDIMCI OLAMAZSIN”)
5. FATIR SURESİNDE BELİRTİLEN “İNSANIN DAHA ÇOK YAŞAMASI YA DA ÖMRÜNDEN EKSİLTİLMESİ BİR KİTAPTA YAZILIDIR” DERKEN BAHSEDİLEN KİTAP HANGİSİDİR? LEVHİ MAHFUZ’DAN MI BAHSEDİLİYOR?
6. TAHA SURESİNDE “ BİZ BU KURAN’I SEN ZAHMET ÇEKESİN DİYE İNDİRMEDİK” DERKEN VE….. DERKEN SONUÇTA BİZ İNSANLARA 5 VAKİT NAMAZ KILMAK ORUÇ TUTMAK HACCA GİTMEK ABDEST ALMAK ZOR GELEBİLİYOR. KURAN’DA ZORLUK DİNİ OLMADIĞINDAN BAHSEDİLİRKEN BEN NAMAZ KILMAZSAM ORUÇ TUTMAZSAM GÜNAHA GİRİP CEHENNEME GİTMEYECEK MİYİM ANLAMINA MI GELİYOR?
7. TAHA SURESİNDE “SUR’A ÜFLENİNCE ARALARINDA FISILDAŞIRLAR; ANCAK 10 GÜN FALAN KALDINIZ, YOLCA EN SEÇKİNLERİ İSE EN FAZLA 1 GÜN KALDINIZ DER” DERKEN NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
8. KURAN’DA BİRÇOK YERDE GEÇEN CENNET TASVİRLERİNDE HURİLERDEN BAHSEDİLİYOR. MAALESEF HURİ TANIMLARI BİRAZ CİNSELLİK ÇAĞRISIŞIMLARI YAPIYOR. BU CENNET TANIMLARI MAALESEF KÖTÜ ÇAĞRIŞIMLAR YAPIYOR. SİZ NASIL YORUMLUYORSUNUZ?
• (VAKIA SURESİ: İRİ GÖZLÜ SİYAH GÖZLÜ GENÇ KADINLAR (KORUNAN İNCİLER MİSALİ), BAKİRE KADINLAR, CİLVELİ DİLBERLER)
• (SAFFAT SURESİ: “YANLARINDA İRİ GÖZLÜ DİLBERLER VARDIR. KORUNMUŞ YUMURTA GİDİBİR ONLAR.”)
• (DUHAN SURESİ: “İRİ GÖZLÜ HURİLERLE EŞLESTİRİLMİŞLERDİR”)
9. VAKIA SURESİ’NDE “ KURAN TİTİZLİKLE SAKLANIR. ONA ARINDIRILMIŞLARDAN KİMSE DOKUNAMAZ” DERKEN ARINDIRILMIŞLAR DERKEN KİMDEN BAHSEDİLİYOR? KURAN’A DOKUNMAK DERKEN NE KASTEDİLMEKTEDİR?
10. NEML SURESİ’NDE “ ALLAH YARATMAYA BAŞLAYIP SONRA TEKRAR TEKRAR YARATAN” (64.AYET) DERKEN REEAKARNASYONDAN MU BAHSEDİLİYOR? YANİ ÖLÜNCE BU DÜNYADA TEKRAR BAŞKA SURETTE DOĞUYORUZ HİPOTEZİNİ Mİ DOĞRULUYOR? YANİ TEKRAR BAŞKA SURETTE KIYAMET GÜNÜNE KADAR CAN MI BULACAĞIZ?
11. İSRA SURESİ’NDE “KİM HAKSIZ YERE ÖLDÜRÜLÜRSE ONUN VELİSİNE/SÖZ HAKKI VERDİK AMA O DA ÖLDÜRMEDE SINIR TANIMAZLIK ETMESİN” DERKEN BİRİNİ ÖLDÜRME HAKKI MI TANINIYOR? BU SİZCE NE KADAR DOĞRU? SONUÇTA KURAN İNTİKAM YA DA KARŞILIK VERME AMAÇLI DA OLSA BİRİNİ ÖLDÜRMEYE İZİN VERİYOR YANİ YELTENDİRMİYOR MU?
12. HUD SURESİ’NDE “KURAN AYETLERİ ÖNCE MUHKEN KILINMIŞ SONRA FASIL FASIL AYRINTILI HALE GETİRİLMİŞTİR” DERKEN BUNU YAPAN KİMLERDİR? KİMLERDEN BAHSEDİLMEKTEDİR?
13. SAFFAT SURESİ’NDE “YÜCE KONSEYDEN BİR SÖZ ÇALIP ÇARPAN OLURSA ONUN PEŞİNE HEMEN DELİCİ ALEVLİ BİR YILDIR TAKILIR” DERKEN BAHSEDİLEN YÜCE KONSEY NEDİR? BUNU ÇALIP ÇIRPACAK KİMDİR?
14. SAFFAT SURESİ’NDE “LUT PEYGAMBERİN ONA İNANMAYAN TOPLUMUNU HELAK ETTİK. KUŞKUSUZ SİZ ONLARIN YANINDAN SABAHLARI VE GECELERİ GEÇİYORSUNUZ” DERKEN BİZ NEYİN KİMİN YANINDAN GEÇİYORUZ?
15. SEBE SURESİ’NDE “ALLAH DER Kİ: BEN SİZE BİR TEK ŞEY ÖĞÜTLÜYORUM; ALLAH İÇİN 2ŞER YA DA TEKER TEKER KIYAM EDİN/AYAĞA KALKIN SONRA DA DÜŞÜNÜN DERİN DERİN” DERKEN NE DEMEK İSTENİYOR?
16. ZÜMER SURESİNDE BAHSEDİLEN “ ANNE KARNINDA 3 KARANLIK İÇİNDE BİR YARATILIŞTAN DİĞERİNE GEÇEREK OLUŞURSUNUZ” DERKEN BAHSEDİLEN 3 KARANLIK NEDİR?
17. ZÜHRUF SURESİ NO:33 NOLU AYETTE NE ANLATIRLMAK İSTENİYOR? “İNSANLR TEK BİR ÜMMET HALİNE GELMEYECEK OLSALARDI ALLAH’A NANKÖRLÜK EDENLERİN EVLERİNE GÜMÜŞTEN TAVANLAR ÇAKAR ÜZERLERİNE BİNİP YÜKSELECEKLERİ MERDİVENLER ASANSÖRLER KURARDIK, EVLERİNE KAPILAR ÜZERLERİNDEN DE YAN YATACAKLARI KOLTUKLAR YAPARDIK” NE DEMEKTİR?
18. CASİYE SURESİ “HER ÜMMET KIYAMET GÜNÜNDE KENDİ KİTABINA DAVET EDİLİR” DENİLMEKTEDİR. SONUÇTA İNCİL VE TEVRAT DEĞİŞTİRİLDİ. NEDEN BU KİTAPLARA DAVET EDİLSİNLER? VE BU ÜMMETLERE KURAN’A İNANMADIKLARI İÇİN BİR MUAMELE OLMAYACAK MI? YA DA KENDİ DEĞİŞTİRİLMİŞ KİTAPLARI YERİNE KURAN’A GÖRE SORGUYA ALINMALARI GEREKMİYOR MU?
19. NAHL SURESİNDE BAHSEDİLEN “ CUMARTESİ GÜNLERİ ONLARA FARZ KILINDI” DERKEN KİMDEN BAHSEDİLİYOR?
20. ENBİYA SURESİ’NDE “ YE’CUC VE ME’CUC AÇILDIĞINDA ORAYA HER TEPEDEN AKIN EDERLER” DERKEN YE’CUC VE ME’CUC NEDİR? AKIN EDENLER KİMLERDİR?
21. MÜMİNUN SURESİ’NDE BAHSEDİLEN “TUR-İ SİNA’DAN BİR AĞAÇ ÇIKARTTIK, YAĞLI OLARAK BİTER, YİYENLERE KATIKTIR” DEDİĞİ AĞAÇ ZEYTİN MİDİR?
22. MÜMİNUN SURESİ’NDE “ ALLAH BUYURUR: YERYÜZÜNDE YILLAR SAYISIYLA NE KADAR KALDINIZ? CEVAP VERİRLER: BİR GÜN YAHUT BİR KISMI KADAR. ALLAH: SADECE BİRAZCIK KALDINIZ, KEŞKE BİLİYOR OLSAYDINIZ.” DERKEN NE DEMEK İSTENİYOR? DÜNYA VE ALLAH KATINDAKİ ZAMAN VE SÜRELER FARKLI MI?
• (SECDE SURESİ” 1 GÜN Kİ SİZDE SÜRESİ SİZİN SAYMAKTA OLDUĞUNUZ GÜNLERDEN 1000 YILA DENKTİR”)
• (MEARİC SURESİ “MELEKLER VE RUH ELLİBİN YIL SÜREN 1 GÜNDE ALLAH’A YÜKSELİRLER”)
• (NAZİAT SURESİ: “ONU (ALLAH’I) GÖRDÜKLERİ GÜN DÜNYADA 1 AKŞAM YA DA ONUN KUŞLUK VAKTİNDEN BAŞKA KALMAMIŞA DÖNERLER”)
23. SECDE SURESİ’NDE “ SAPMIŞ OLANLARA O BÜYÜK AZAPTAN AYRI OLARAK O KÜÇÜK AZAPTAN DA TATTIRACAĞIZ” DERKEN BURADAKİ BÜYÜK AZAP CEHENNEMSE KÜÇÜK AZAP NEDİR?
24. HAKKA SURESİ’NDE “ KIYAMET GÜNÜNDE RABBİNİN ARŞINI O GÜN ONLARIN ÜZERİNDEKİ 8 TAŞIR” NE DEMEKTİR? 8 SAYISI NE ANLAMA GELİYOR? BURADA NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
25. RUM SURESİ’NDE “RUM YENİLGİYE UGRATILDI. YERYÜZÜNÜN ALÇAK BİR YERİNDE YENİLDİRLER AMA BİRKAÇ YIL İÇİNDE GALİP DURUMA GEÇECEKLER. ONLAR GALİP OLUNCA MÜMİNLER RAHATLAYACAK” DERKEN BİLDİĞİMİZ RUMLARDAN MI BAHSEDİLİYOR? BURDAKİ RUMLAR KİMLERDİR?
26. ANKEBUT SURESİ’NDE “ÇEVRELERİNDEN İNSANLAR ÇARPILIP GÖTÜRÜLÜRKEN HAREM’İ GÜVEN İÇİNDE TUTTUK” DERKEN BAHSEDİLEN HAREM NEDİR? ŞEHİR MİDİR? YOKSA BİLDİĞİMİZ KADINLARDAN OLUŞAN HAREM Mİ?
27. MUTAFFİFİN SURESİ’NDE “SİCCİN’DEKİ KİTAP RAKAMLARDAN KODLANMIŞ BİR KİTAPTIR. KÖTÜLÜK İŞLEYENLERİN KİTABI SİCCİN’DE, İYİLİK İŞLEYENLERİN KİTABI İLLİYYUN’DADIR VE O DA RAKAMLARLA KODLANMIŞTIR” BU KİTAPLAR VE BAHSEDİLEN SİCCİN & İLLİYYUN NERESİDİR?
28. HAC SURESİ’NDE “BİZ HER ÜMMET İÇİN KURBANLIK KESME ZAMANI VE YERİ VE DE TARZI BELİRİLEDİK” DERKEN HER DİNDE KURBAN KESMEK Mİ VAR? AYIRCA KURBAN KESMEK GERCEKTEN EMİR MİDİR? KURBAN BAYRAMI VAR MIDIR? KURAN’DA KURBAN BAYRAMINA RASTLAMADIM. KURBAN SADECE HACCA GİDİLİNCE Mİ KESİLİYOR?
29. RAHMAN SURESİ’NDE “2 CENNET VAR, 2 CENNET DAHA VAR” DERKEN KAÇ TANE CENNET VARDIR?
30. BAKARA SURESİ’NDE “ EY İSRAİLOĞULLARI SİZİ TÜM ALEMLERDEN ÜSTÜN KILDIĞIMI HATIRLAYIN” DERKEN HALA BİZDEN ÜSTÜN BİR TOPLULUK MU? EN ÜSTÜN TOPLULUK OLARAK MI KALACAKLAR? BU MU ANLATILMAK İSTENİYOR?
31. BAKARA SURESİ “ İÇİNİZDEN CUMARTESİ GÜNÜ AZGINLIK YAPANLARA AŞAĞILIK MAYMUNLAR OLUN DEDİK” NEDEN CUMARTESİ ÖNEMKLİ BİR GÜN VE BU GÜN KİMİN İÇİN ÖNEMLİ?
32. BAKARA SURESİ “İMAN EDENLER RAİNA DEMEYİN UNZURNA DEYİN” DERKEN NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
33. BAKARA SURESİ “MERVE İLE SAFA ALLAH’IN BELLİKLERİNDENDİR” BU KİŞİLER KİMLERDİR?
34. BAKARA SURESİ “ ÖLDÜRÜLENLER HAKKINDA ÜZERİNİZE KISSAS YAZILDI” NE DEMEKTİR? HANGİ ÖLDÜRÜLENLERDEN BAHSEDİLİYOR? BAHSEDİLEN KISSAS NEDİR?
35. BAKARA SURESİ “ KİM KARDEŞİ TARAFINDAN AFFEDİLİRSE O AFFEDENE EN GÜZEL BİÇİMDE ÖDEME YAPILMALIDIR” NE DEMEKTİR? NEDEN ÖDEME YAPILIYOR? BURADA NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
36. BAKARA SURESİ: “HACCI DA UMREYİ DE TAMAMLAYIN” HER 2SİNİ DE Mİ TAMALAYACAĞIZ VE BU ZORUNLU MU?
37. BAKARA SURESİ “ ALLAH’I SAYILI GÜNLERDE AN” SAYILI GÜNLER HANGİLERİ? VE ALLAHI’I HERGÜN ANMAMAIZ GEREKMEZ Mİ?
38. BAKARA SURESİ: “O HARAM AYDA SAVAŞMAK GÜNAHTIR” HARAM AY HANGİSİDİR?
39. BAKARA SURESİ: “ ERKEKLERİN KADINLAR ÜZERİNDE BİR DERECE FARKI VARDIR” BE NE DEMEKTİR? ERKEKLER KADINLARDAN ÜSTÜN MÜDÜR?
40. BAKARA SURESİ: “ ŞU KİŞİ ALLAH ÖLENLERİ NASIL DİRİLTECEK DEYİNCE ALLAH ONU 100 YIL ÖLDÜRDÜ VE SONRA GERİ DİRİLTTİ” BURADA BAHSEDİLEN KİŞİ KİMDİR?
41. BAKARA SURESİ’NDE BAHSEDİLEN TALUT PEYGAMBER KİMDİR?
42. BAKARA SURESİ “ RİBA (FAİZ) HARAMDIR” FAİZ GERÇEKTEN HARAM MIDIR?
43. ALİ İMRAN SURESİ “ HİKMETLERLE DOLU ZİKİRLER” DERKEN HANGİ ZİKİRLERDEN BAHSEDİLİYOR?
44. NİSA SURESİ’NDE “ YETİMLERDEN 2’ŞER 3’ER NİKAHLAYIN AMA ADALETLİ DAVRANABİLECEKSENİZ. YOKSA SADECE 1 EŞ NİKAHLAYIN” DENİYOR. BU HALA GEÇERLİ Mİ YOKSA O DÖNEM İÇİN O DÖNEMİN ŞARTLARI İÇİN Mİ SÖYLENİYOR?
45. NİSA SURESİ NO:55 “PEYGAMBERİN ANLAŞMALARDA ALDIĞI KADINLAR…” DERKEN PEYGAMBERİMİZ NEDEN ANLAŞMALARDA KADIN ALIYOR? NEDEN BİRDEN FAZLA KADINLA EVLENİYOR?
46. NİSA SURESİ “YAHUDİLERE CUMARTESİ GÜNÜ AZGINLIK YAPMAYIN DEDİK” NEDEN HER ÜMMETE FARKLI GÜNLER UTSAL? MÜSLÜMANLARA CUMA, YAHUDİLERE CUMARTESİ, HIRİSTİYANLAR NEDEN PAZAR?
47. NUR SURESİ’NDE “KADINLAR SÜSLERİNİN/ZİNNETLERİNİN GÖRÜNDÜĞÜ YERLER HARİÇ ÖRTSÜNLER” NE DEMEKTİR? KADINLAR BAŞLARINI ÖRTMELİ MİDİR? ÖRTÜNME KONUSUNDAN BAHSEDER MİSİNİZ?
48. NUR SURESİ” EVLATTAN KESİLEN KADINLAR AÇILABİLİR” NE DEMEKTİR? SİZCE BU DOĞRU MUDUR? BUNU NASIL YORUMLUYORSUNUZ?
49. NUR SURESİ NO:58’DE NE DEMEK İSTENMEKTEDİR? “ERGENLİK YAŞINA GELMEMİŞ ÇOCUKLARINIZA BAKABİLİRSİNİZ” DERKEN BABALARIN KIZLARINA BAKMALARI HUSUSNDA BAZI BİLGİLER VARDIR. BUNLARI YORUMLAR MISINIZ?
50. FETİH SURESİ’NDE “SİZ SANMIŞTINIZ Kİ RESULLER DE MÜMİNLERDE AİLELERİNE BİR DAHA ASLA DÖNMEYECEKLER” DERKEN NE DEMEK İSTENİYOR? YANİ AHİRETTE TEKRAR AİLEMİZLE BULUŞACAK MIYIZ?
51. MAİDE SURESİ’NDE HARAM OLAN ŞEYLERDEN BAHSEDİLEN KISIMDA “DİKİLİ ADAK TAŞLARI ÜZERİNDE BOĞAZLANMIŞ HAYVANLAR” DENMEKTEDİR. YANİ ADAK GÜNAH MIDIR? ADAK OLARAK KURBAN KESMEK GÜNAH MIDIR?
52. MAİDE SURESİ “YAHUDİLERİ VE HRİSTİYANLARI DOST EDİNMEYİN. ONLAR BİRBİRİNİN DOSTLARIDIR. ONLARDAN BİRİNİ İŞBAŞINA GETİREN VE DOST EDNİN DE ONLARDANDIR” BU NE DEMEKTİR? SONUÇTA ALLAHI’IN YARATTIĞI KULLARLA BARIŞ VE DOSTLUK İÇİNDE YAŞAMAMIZ GEREK MİYOR MU? HEPİMİZ KARDEİŞ DEĞİL MİYİZ? BU BÖLÜCÜLÜK VE AYRIMCILIK DEĞİL MİDİR?
53. MAİDE SURESİ NO:82’DE “ İNSANLAR ARASINDA EN ŞİDDETLİ DÜŞMANLIK DUYANLAR YAHUDİLER VE ŞİRKE BATMIŞ OLANLARDIR. AMA İNSANLAR İÇİNDE İMAN EDENLERE SEVGİDE EN YAKIN OLANLAR İSE HIRİSTİYANLARDIR” DERKEN NE ANLATILMAYA ÇALIŞIYOR?
54. TEVBE SURESİ’NDE BAHSEDİLEN HARAM AYLAR HANGİLERİDİR? “ ALLAH KATINDA 12 AY VARDIR BUNLARIN 4’Ü HARAMDIR” DİYE BAHSEDİLEN AYLAR HANGİLERİDİR?
ÖZET SORUM: SONUÇ OLARAK KİTABIMIZDA ORUÇ TUT, NAMAZ KIL DİYE EMREDİLİYOR. PEKİ BUNLARI YAPMAZSAK GÜNAH MI İŞLİYORUZ? CEHENNEME Mİ GİDECEĞİZ? ÇÜNKÜ AYNI ZAMANDA AYNI KİTAPTA İSLAM ZORLAMA DİNİ DEĞİLDİR DE DENİLİYOR. KOLAYLIK DİNİDİR DENİLİYOR. EN ALLAH!A İNANIYORUM VE MÜSLÜMANIM VE DUA DA EDİYORUM AMA NAMAZ KILMIYORUM. BU NEDENLE BEN GÜNAH MI İŞLİYORUM? CEHENNEME Mİ GİDECEĞİM?
Teşekkürler
saygılarımla
TV8den inanılmaz hakaret: Emre Dorman ile Aklımdaki Sorular gibi seviyeli bir programın -27/28 temmuz gecesi-aralarındaki reklam kuşaklarında zevkin doruklarına çıkın şeklinde inlemeli görsel prezervatif reklamı veriliyor, hem de 3 kez. Bu hakaret değilse nedir. kasıtlı mı yapılıyor… Emre Dorman buna ne diyor?
“Melekler, onları tayyib (en güzel, en iyi) bir şekilde vefat ettirirler. Onlara: “Selâm üzerinize olsun. Yapmış olduğunuz (güzel, hayırlı) ameller sebebiyle cennete girin.” derler.” (Nahl, 32)
Bu ayette sanki kabir hayatı var gibi bir algı oluştu bende. Acaba yorum getirebilir misiniz?
Bu güzel çalışmaları varlık alemine getirip hepimizin açık faydalanmasını sağladığın için çok çok teşekkür ediyorum. Bu teşekkür biliyorum ki övgüye yetersiz bir ifade. Lütfen bunu sıradan bir teşekkür gibi algılamayin. En kalbi en icten duyguların ifadesi. ALLAH EBEDEN RAZİ OLSUN SİZDEN.
BENCE SO DÖNEMDE KENDİ ALANINDA EN GEREKLİ VE EN DEĞERLİ Bİ ESER. Ben çok çok faydalandim. Bun kitaptan (Siz Allaha Dininizi mi öğretiyorsunuz? ) sonra olmasi gereken din anlayışına sahip oldum. Uydurulmus dine inanmak zorunda olmadığımı öğrendim. Sayenizde bu mayınlı alanın Vahiy e uygunluk mesru kriteri ve dinin tek kaynaginin Vahiy olmasi geecegi kalbime ve ruhuma aklima derin bir ferahlık verdi. Hurafeler in din kaynağı olamayacağını bu Uydurulmus dine itibar etmemenin bizzat Kuran ve alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin isteği emrin olduğunu ve onları sevmenin doğal ve meşru bir sonucu olduğunu o kadar doğru dayanak li ve ispat edici anlatmış siniz ki hayran oldum. Şimdi Peygamber e atfedilen bir sürü Uydurulmus hususu kabul etmek zorunda olmadığımız hususu inanılmaz bir berraklik ve arınma yarattı aklımızda ve kalbimizde. Allah bin kere razi olsun. İyi ki varsınız. Herkese tavsiye ediyorum. Selam ve dualarla ve muhabbetle. ..Muhlis Yılmazkart
kadir gecesi Yasin Okudum ve Bildiğim Tüm Duaları Okudum Yatmadan Önce Rabbimden Dilediklerimi Ve Tövbe mi Ettim Bir dileğim için hayırlısı veya değilse bana göster rabbim diye dua edip yattım ve rüyamda böcek yakalamıştım bir rüyayı kendim yorumlayarak bundan yola çıkarak bu kararı almam doğru olurmu
Emre Hocam merhaba, her gün ailecek izliyoruz programınızı. Başarılarınız daim olsun.
Merak ettiğim bir soru var izninizle. Kuran_ı Kerim’in Kadir Gecesi’nde inmeye başladığını biliyoruz. Ancak o tarihi miladi takvime göre hesaplayabiliyor muyuz?
Belirli bir tarihi her yıl 10 gün geri giderek anmak anlamlı mı? Yüzeysel bir araştırma yaptığımda 10 Ağustos 610 veya 13 Eylül 610 vb tarihlere rastladım. Doğrusu nedir bilemedim, size danışmak istedim.
Şimdiden teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Başarılı çalışmalarınızı yakından takip ediyor devamınıdiliyorum. Tv programlarınızda Hakkı YILMAZ bey’e yer vermemeniz dikkatimi çekiyor. Özel nedeni varmı merak ettim. Saygılar
Emre bey ben yıllardır karşılaştırmalı Kuran meali okuyorum. Mealler arasındaki farkları tespit etmek çok kolay oluyor. Gerçi bu fark maksimum %5 seviyesindedir. Asıl fark bu meallerin sahiplerinin TV ekranlarında söylediklerindedir. İsa’nın gelmesi, Miraç hadisesi gibi. Benim sorum şu. Ben meal okuduğumda bir türlü huşu içinde olamıyorum. O havaya giremiyorum. Meallerin dili sanki Kuranın dili gibi şiirsel olsa daha iyi olmaz mı.? Bunu Mehmet Okuyan hocaya da sormanızı rica ederim.
Sunduğunuz, “aklımdan ki sorular” adlı programa konuk olarak, sadece islam inancına sahip kişileri alıyorsunuz. Bkz. Caner Tastaman. Dolayısıyla insanlara verdiğiniz bilgilere muhalif olacak kimse olmadığı için, vermiş olduğunuz her bilgiyi kendi aranızda “tasdik” ederek, programı tartışmaya kapalı olarak sunuyorsunuz. Bu etik bir davranış değil. Çünkü yaptığınız yanlışları size hatırlatacak kimse yok. Ve verdiğiniz çoğu bilgi yalan ve yanlış!
Bir müslüman olarak, “hakkaniyet” kavramına inanıyorsanız, insanlara sunduğunuz bilgilerin doğruluğunu teyit edebilmek adına, görüşlerinize muhalif birilerini programa seyirci olarak alıp, bahsi geçen konuyu tartışmaya açın, eğer aldatan bir müslüman değilseniz..
Ve tabi inandığınız dini savunacak bilginizede güveniyor olmanız lazım. Şayet bilginize güveniyorsanız, siz ve Caner Taslaman ile, islam inancını tartışıp, verdiğiniz yanlış bilgileri kamuya duyurmak istiyorum.
Saygılar.
İletişim için; 05456286223
(Not: Sayın hocamız, “hodri meydan” diyor ya, attığım bu mailin ekran görüntüsünü alıp, yöneticisi olduğum grup ve sayfalarda paylaşacağım.)Sunduğunuz, “aklımdan ki sorular” adlı programa konuk olarak, sadece islam inancına sahip kişileri alıyorsunuz. Bkz. Caner Tastaman. Dolayısıyla insanlara verdiğiniz bilgilere muhalif olacak kimse olmadığı için, vermiş olduğunuz her bilgiyi kendi aranızda “tasdik” ederek, programı tartışmaya kapalı olarak sunuyorsunuz. Bu etik bir davranış değil. Çünkü yaptığınız yanlışları size hatırlatacak kimse yok. Ve verdiğiniz çoğu bilgi yalan ve yanlış!
Bir müslüman olarak, “hakkaniyet” kavramına inanıyorsanız, insanlara sunduğunuz bilgilerin doğruluğunu teyit edebilmek için, görüşlerinize muhalif birilerini programa seyirci olarak alarak, bahsi geçen konuyu tartışmaya açın, eğer aldatan bir müslüman değilseniz..
Ve tabi inandığınız dini savunacak bilginizede güveniyor olmanız lazım. Şayet bilginize güveniyorsanız, siz ve Caner Taslaman ile, islam inancını tartışıp, verdiğiniz yanlış bilgileri kamuya duyurmak istiyorum.
Saygılar.
İletişim için; 05456286223
(Not: Sayın hocamız, “hodri meydan” diyor ya, attığım bu mailin ekran görüntüsünü alıp, yöneticisi olduğum grup ve sayfalarda paylaşacağım.)
Emre hocam merhaba,
Süper bir insansınız. Bu kitaplarınızi ücretsiz indirme imkânınızin olduğunu veya kitaplardan,tv veya gazeteden para almamanizin takdire şayan bir davranış. Siz ve sizin gibiler bu ümmeti düştüğü durumdan kurtaracak yiğit insanlarsiniz. Rabbim bileginize ve aklınıza kuvvet versin. Sizi peygambere komşu eylesin. Sizi seviyorum. Selam ve dua ile….
Emre bey, Mehmet Okuyan hoca ile yaptiginiz bu geceki programda, son zamanlardaki Kuran meallerinin iyi oldugunu soylediniz.
Bu minvalde önerebileceginiz bir meal kitabi varmidir.
Saygilarimla
Üstadım selamlar şu anda Mehmet okuyan hoca ile Kur’an ve Hz Muhammed konulu Programınızı izliyorum. Bundan önceki programlarınızında youtube ta bulabildipi. Kadar videolarını izledim.Sohpet sırasında Kur’an-ı kerimin 2-3 tane gerçekten anlaşılabilir ve doğru meal yazarları olduğundan bahsettiniz rica etsem Bu kişilerin meal kitaplarını paylaşabilir misiniz. Şimdiden teşekkür ederim. Allah yolunuzu açık etsin.
Emre hocam İslam sanatı ve estetiği konularında çalışmalar yapıyorum. İhtiyaç olursa programına katılabilirim. Selamlar. Prof. Dr. Mustafa Yıldırım NEÜ İlahiyat fak. Konya tlf. 05066057700
Bir programınızı izledim, sizi takip etmediğim için simanızı tanısamda görüşlerinizi ve düşüncelerinizi ifade ediş biçiminizi daha önce görmemiştim. Kıraç ve Caner adlarında iki konuğunuzun da olduğu yayında Fahr-i Kainat Efendimiz Hazretleri ile alakalı gayet küstahça ve edeb sınırlarını aşar nitelikte konuşmuşsunuz. Ben doktoralı bir mühendisim alim değilim ancak güneş balçıkla sıvanamayacağı gibi Efendimiz Hazretlerinin faziletlerini de görmemek için ya kör olmak ya da hain olmak lazım, umarım siz ikinci zümreye dahil değilsinizdir. Bana söyleyin Hz. Allah’ın övdüğünü kullar övebilir mi ? ”Ancak alemlere rahmet olarak yarattım” diye ferman buyurduğu, ”üsve-i hasene” dediği, ”O’na ittiba Bana ittibadır” azametiyle ifade buyurduğu Zat-ı Şerif’i siz o ufacık aklınızla mı küçülteceksiniz ? Görünüyor ki farkında değilsiniz ama Rasul-i Ekrem Efendimiz olmadan o bahsettiğiniz namazı bile kılamayız, siz kimden öğrendiniz sabah namazının 2 rekat olduğunu, yatsının 4 olduğunu. Kur’an-ı Kerimde nerede yazıyor secdeye 2 celsede gidileceği. Hadi aradan çıkartın Efendimizi de göreyim. Milleti zehirlemeyin kendiniz çürümüşsünüz bari elaleme bulaştırmayın zehrinizi.
Degerli Hocam,
Sizin kitaplarinizi okumaya basladigimdan sonra Islam ve Kuran hakkinda cok seyler ögrendim ve Allahin adini dilimden düsürmez oldum..Bana hangi Kuran tefsirini tavsiye edersiniz?Iginize tesekkür ederim.Alllah sizden razi, yolunuz acik olsun.
İyi günler ben Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisiyim ailemizde 4 kardeş okuyoruz babam yaşından dolayı herhangi bir işte çalışmıyor annemde ev hanımıdır gelirimizi sağlamak için yazın çalışıyoruz aile ve kendi maddi durumundan dolayı istediğim kitapları alamıyorum elinizde eski veya kullanmadığınız fazla kitap varmı
İlginiz için teşekkür ederim.
Mehmet Ayten
05456349541
Değerli kardeşim, “Şeytanın fikirleri neden hoşumuza gider?” isimli bir kitap yazmıştım. İletişime geçerseniz size göndermek isterim ve hasbihal etmek isterim.
Telefonum 0 533 381 48 55
Hayır dualarımla.
Oruca başlama saati konusunda değerli görüşünüzü almak istiyordum:
Ben 14 yaşımdan bu yana orucumu tutuyorum. 54 yaşındayım. Yani oruç tutma süresi konusunda bir rahatsızlığım yok. Ancak doğrusunu uygulamak için size bu konuyu danışmak istiyorum.
Kuranda iftar sonrası yeme ve içme süresi için “tan yeri ağarıncaya kadar” deniyor. Buna göre Ramazan ayında oruç tutacak kimsenin güneş vaktine göre yeme ve içmeyi tamamen bırakması gerekmez mi?
Zannediyorum imsak vakti önceye alınarak karanlıkta oruca başlamak ihtiyat tedbiri sayılmış ancak günümüzde güneşin doğuş saati bilindiğine göre, henüz gece sayılan zamanda, sahur vaktinin sona erdirilmesi doğru mudur?
Size hayranım hiç bir şey okumadan bilmeden kendinizi alim sanıp tv lerde konuşmanıza,ibni arabiyi anlamadan ona şizofren demenize,meal okuyup racon kesmenize valllahi helal olsun size Türk ceza kanunu kitabını vereyim okuyun sonra tv de ceza avukatıyım diyin
Saygılar hocam..
İslam ve Kur’an ı anlama üzerine bir katap yazdım. Amacım Kur’anı tarikatlerin, meshep’lerin vb bence Yaradana ve Kur’an a ramen şirk içinde cemaat ve mensuplarının karşı gelme adına dahi olsa açıp Kur’an ı hayır aslı bu diyerek okutabilmek. Müsadeniz olursa size bölümlerinden örnekler göndererek eleştirmenizi rica edicem. İslam’a hizmet edebilecekse yayınlamak istiyorum.. Saygılarımla.
İnsanların eleştirmenin ne olduğunu anlaması adına yaptığım giriş..
Eleştiri-Yorum
Eleştiri ayni fikirde olmamak, karşısındakini yada bir fikri kınamak değildir. Eleştiri bilinen net bilginin yada bir kriterin baz alınarak söylemlerin, eylemlerin ve yapılanmaların net veriye uyumluluğunu sorgulayan lingustik bir eylemdir.
Eleştiri bence’yi, ama’yı kabullenemez. Tümden gelim bilgi yada eldeki kriter baz alınarak yapılan bir itraz’dır.
Örneğin.. Yaşam hakkı..
Bence o insanların yaşamaya hakkı yok, ama sözümüzü dinlemedi vb yaklaşımların herkez için kabullenilen yaşam hakkı ortak kriterine ters düşmesinden dolayı eleştiri uyumsuzluğunu ifade eden bir karşı duruştur .
Eleştirebilmek için konu ve içeriğin net bilgisine sahip olanların o netliğin sürekliliği için’de doğru bilgi ve kaynak kullanabilecek tek argümandır.
Eleştiri aklın bir çıkarımıdır. Bilgi yada konu üzerinde net bilgi kullanılarak deneylenebilen, gözlenebilen somut verinin korunması için gerçeği savunma refleksidir.
Mantık çıkarımları parmak izi gibidir herkez için farklılıklar gösterir. Bilgiye sahip olunmadan yapılan eleştiriler yani tümden gelim olmayan yorumlar o konu hakkında ailesinden, çevresinden politik ve teolojik saplantı ve etkileşimlerin herkezin değişik bencelerine sebeb olur.
Elde bir netlik yada kabullenilmiş bir kriter yoksa veriler bilim insanlarında deneylere ve düşünmeye zorlayıcı vizyonu açığa çıkarır. Bu konulardaki yaklaşımlar eleştiri değil tüme varım bilimsel yorumlar ve sorgulamalardır.
Kur’an daki konu ve içeriklerinin ondaki net verilerin baz alınarak kendimizdeki, toplumumuzdaki yada kendimizi içindeyiz diye ifade ettiğimiz ideoloji, meshep, tarikat yada benzeri yapıların net bilgiye uyumluluğunu anlama çabamızın adıdır eleştiri.
Eleştiri bir altın arayıcısının kabına aldığı taşı, toprağı, suyu kullanarak kabından atmasıdır.
Altın arayıcısı kabına gelen diğer madenlere altın diyemez. Satmak istediğinde alıcılarının altın madenini en az kendi kadar iyi tanıdığını ve bildiğinin farkındadır. Altın arayıcısı bizim fikirsel olarak yaptığımızı yani doğru bilgiyi kullanarak yaptığımız eleştiri gibi kabına gelen altın olmayan her atığı elemesi işlemiyle ayni şeyi suyla fiziksel olarak yapmasıdır.
Bu kitaptaki bana ait görüş ve yorumlar Kur’an daki reel bilgi baz alınarak eleştirilmesi gereken verilerdir.
Kur’anda da ifade bulduğu gibi akledilerek. Mantık ve etkilendiğimiz şeylerle değil net bilgilerle yapılmalıdır .
Bu bölümde İslam oldun yada İslam karşıtıyım diyenleri Kur’an daki terimleri bozarak İslama nasıl saldırıldığını anlatmaya çalıştım..
ALLAH İSLAM OLUN DİYOR
İslam olmaya karar verdik diyelim. İslamın Kur’an denilen bir kitabı var. Nasıl İslam olucaz bunu birlikte kaynağından yani ondan öğrenelim.
İlk önce doğru bilgiler ulaşmamız için bizlere tavsiye ettiği metod’la başlayalım.
Zumer- 28
Bunu, eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur’an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.
Kur’an ın Ayet dediği bölümlerden biri. Arapça indirildiğini söylüyor. Korunup sakınmamız için’de bir Arap nasıl anlıyorsa bizde öyle anlıyalım diye. Çünki bu Kitap inmeden önce yüzyıllarca o toplumun anladığı kelimelerle hitap etmesinin tek sebebi anlaşılabilmesi için’di. Çin’lilere, İngiliz’lere, Rus’lara vs indirilseydi yine Kur’an dı. Korunup yanlışlardan sakınmamız için bu sefer onlar nasıl anlıyorsa onların dil bilgisine göre anlamamız gerekicekti.
Günümüzde Kur’an da geçen kelimeler ve kavramlar içi boşaltılmış ve Kur’an ın yapmayın dediği yönde anlam bulmuş durumda. Biz en iyisi kendisine soralım aslını.
İslam slim kökünden geliyormuş ve barış demekmiş. İslam olabilmemizin ilk şartı barış taraftarı olmak ve bu yolda çalışmak. İlk şart çoğunuzda şu tepki oluştu sanırım. Görüyoruz barış taraftarı olanları.
İyi de ben İslam dedim.. Kur’an da Kafir ( çıkarları için gerçeği örten, yanıltan ), Münafık ( yanınıza geldiğinde sizdenmiş gibi görünüp çıkarları ve egosu için karşı tarafta sizi satan ) anlamındaki ve Kur’an da nefretle anılan Cehennemle tehtit edilen kişilik sorunu olanlardan bahsetmedim’ki.
Kur’an da geçen bu kelime’lerden ben İslam’ım yada İslam karşıtıyım diyen tüm arkadaşlar kelimeleri duyunca ne aklınıza geldiğini hatırlayın ve Kur’an ne diyor karşılaştırın..
İslam’ım diyen arkadaşlar..
Kafir..
Katli vacip olanlar, İslam düşmanları, bizden olmayanlar vs..
Münafık..
İki yüzlü, yalancı, bunlar zaten o Kafirler’in kendisi.
İslam karşıtıyım diyen arkadaşlar..
Aynen söylediğin gibi. Onlar gibi düşünmüyoruz, onlar gibi yaşamıyoruz diye bize düşmanlar. Yaptıklarından belli değilmi.
Kur’an a göre yani indirildiği toplumdada anlaşıldığına göre nedir biliyormusunuz.
Kafir.. Bir realiteti, gerçeği, yanıltarak gizleyen yada yanıltanın farkına varıp susarak bu eyleme ortak olan. Masanın üstündeki bir çakmağı elimle kapatsam ve siz bana neden kapatıyorsun yada o kelimeyi Arap’çada geçtiği gibi yöneltip neden kafir’lik yapıyorsun derseniz ayni doğru soruyu sormuş olursunuz.
Münafık.. Yanınıza geldiğinde çıkar’ları, ego’su vs sebeblerden hem size hem karşı tarafa iyi görünmeye çalışan hastalıklı tip.
Anlıyıcağınız ben İslam’ım diyenler arasındada Kur’an ın kullandığı gibi anlamlarını düşünürse.. Arkadaş ayni ben, beni tarif etmiş sanki diyecek insanlar var. Karşı taraftakine değil, İnsan’a ait çirkin özellikler.
Kur’an da kullanılan sadece o topluluğun Kur’an dan öncede, sonrada ayni anlamla adlandırdığı iki kelime. Kominizm’i anlamak eleştirmek yada Kominizm’i seçmek ve onu yaşamak gibi bir niyetiniz varsa Daz kapital’i okuyun lütfen. Her duyduğunuzdan dolayı ne dostu nede düşmanı olun. İkinci el bilgi başınıza alabileceğiniz en büyük bela’dır. Israrla paylaştıklarımda bana ait olanları eleştirin bilginin kaynağına bakın ve karşılaştırın dememdeki sebep bir insan olarak yanılma ve yanlış anlama olasılığımdan dolayıdır.
Anlamlarını açıkladığım cisimlerin isimlendirmesi değil yapıların isimlendirilmesi olan kelimeler. Araplar bunlar’ı anlayarak kullanıyor. Bir Çin’li, bir Rus, Bir İngiliz vs nasıl isimlendiriyor bilemiyorum ama bu hastalıklı yapılarda olanları Kur’an ın sevmediği kadar onlar’da sevmiyordur sanırım. Anlıyacağınız Kominizm’in de Kafir ve münafıkları yani o sistemden yararlanmak istiyenleri hastalıklı tip’leri vardır. Şaka gibi ama ben ataist’im diyen arkadaşların arasında dahi Kafir ve Münafık yapıda olanlar’ı vardır sanırım. Bir şeyleri algılayıp ben bu durumdan faydalanıyorum yada şimdi bu fikirlerimi açıklarsam ne derler diyecek kadar ego putuna sahip yeterince özgür olamayanlar.
Bir’de Kur’an ın Müşrik dedikleri var. Hesapları, çıkarları adına kitleleri domine eden, kaostan beslenen, bu dediğim zaten senin inandığın Din ( İslam’da, Hristiyan’lıkta Yahudi’likte, Hinduizm’de vs ) de var diyenler.
Kur’an onlardan bahsederke yapılarını şu ayet’te açıklamış.
Bakara-79
“Vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra bu Allah katındandır” derler. Hedefleri, onun karşılığında bir şeyler almaktır. Vay o ellerinin yazdığından dolayı onlara! Vay o kazandıklarından dolayı onlara.
Tiksinme ve aşağılamayla anılan arızalı tipler. Ağır bir’de tehtit var. Bir şeyleri kazanma adına yaptıkları şeyler için bu Allah katındandır yani bizi çağırdığı İslam diye kitaplar, kendilerince deliller oluşturdukları şeyler’den ibaret olduğunu haber veriyor. Kur’an bu İslamdır diyen ve yazdıkları kitapları delilleri esas alanları oluşturdukları kaos’tan faydalananları nasıl görüyormuş belli oldu. Kendi çıkarları yada hastalıklı algılarını İslam diye pazarlayıp Kuran’ında karşısında olduğu ortaya çıkan ucube’nin İslam’la tek alakası İslamın, Kur’an ın bizlere yapmayın uzak durun diye öğütledi şeylerden olması.
Evinizin önündeki sizinde bir sivil’e ait olduğunu bildiğiniz herhangibir arabaya ambulans, polis, ityaiye, plakalarından birisini taktıklarını düşünün. O aracın sahibinin yaptıklarından dolayı o tüzel kişiliği suçlarmısınız. Adama gülerler değilmi, kızmazlar bile.
Kur’an bize öğütlediği sistemine Din diyor.
Arapçada deyn yani borç anlamındadır. Kişilerin, şirket’lerin, devlet’lerin maddi, manevi karşılıklı borçlanmalarını düzenleyen kurallara kanun yani hukuk diyoruz. Din kelimesi kullanılarak anlatılan İslam’i, teolojik yada ideolojik her yapının kendi anlayışları, ihtiyaçları ve kültürlerine göre bu hukuku yapılandırmasının adıdır Din.
Kur’an da verilen en somut örneğini görelim.
Şura-13
Daha önce Nuh’a buyurduğu DİN’i size YASA olarak belirledik. Sana vahyettiğimiz gibi İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da öğütledik: ‘Bu dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.’ Fakat kendilerini çağırdığın şey, ortak koşanlara ağır gelmektedir. ALLAH dileyeni kendine seçer ve kendisine yöneleni doğruya ulaştırır.
NUH’A BUYURDUĞU DİN’İ SİZE YASA OLARAK BELİRLEDİK. Diyor. Fazlasıyla net.
İslam uçan, kaçan bir şeylerin anlatımı değildir. Kendi hukukunu içinde barındıran bir yaşam tarzı olduğu netleşiyor. Peki ne istiyor bizden.. Kıyaslama, araştırma, yapımıza, aslımıza uyumu nedir diye düşünmemizi.
Bizim ideolojide yada götürdüğümüz demokraside olmayanlardan milyonlarcası öldürdük, kalanlar artık çoğunluk durumundalar, gitmek istiyen ve karşı çıkan’da nedense hiç yok.
Kur’an ın içinde okurke dikatinizi çekiceğini düşündüğüm akletmezmisiniz, düşünmüyormusunuz, akıl sahiplerine söyle.. çok fazla kullanılmış, aşırı miktarda diyebileceğiniz kelimeler göreceksiniz. Düşünce ve kendi yapımıza ters olmadığını gözümüze sokarcasına düşünün, ben ne dediysem o demiyerek realite algısına atıfla resmen meydan okumuş. Bizden istediği ise Onu okurke ve yaşarke önyargı, etkilendiğimiz algı, bence ve o’da şöyle söylüyor putlarından kurtularak sadece özgür biri olarak okuyup anlamamız.
Biz’im ne yapmamız gerekli o zaman İslam olabilmemiz için.
LA İLAHE İLLALLAH.
Bizden bu kelimeyi tekrarlamamızı istiyorlar, nüfus kağıtlarımıza Dini İslam yazıyorlar, şimdi bizi dinle diyorlar.
Bunu kabul edersek İslam olmuş olmayız. İçini doldurmak istedikleri kaydedici bir CD oluruz.
İslam söylenen bir söz, yada kayıt altına alınmış bir istatistliğin parçası olmak değildir. Yaşanan ve yapılan bir eylemin adıdır. İslam Kur’an daki tüm açıklamalarıyla, verdiği bilgilerle ortada duruyor. Çok büyük bir daire düşünün. Ben hangi adımımla, eylemimle bu dairenin içinde kalabildim yada dışına çıktım. Kültür’ümün, fikirlerimin oluşturduğu bence’leri ve fakat’ları, çevremden duyduğum itibar ettiğim Din temsilcilerinin, siyasetçilerin, hatta akademisyenlerin onlar şöyle söyledi diyerek bende ama’lar oluşturuyorsa kayıt gerçekleşmiştir. Önce aklımı sonra İslam dairesinin en uzak köşesine kendimi ittim demektir.
Neden’mi.. Din, kural koyucusu, sınırları belirleyicisi, yol göstericisi olan’ın sistemi’dir. İslam’da, her Teolojik yaklaşımda ve ideolojilerde olduğu gibi. Bana birileri içinde olmak istediğim sistemin dışında ona ramen kurallar, sınırlar, yol’lar gösteriyor ve benim sistemimle ayni ismi kullansa dahi o’na tabi oluyorsam kendimi onun sistemin yani oluşturduğu Din’inin içinde bulurum.
LA İLAHE İLLALLAH..
La İlahe ..
La olumsuzlayan bir ek İlah malum. Hiç bir ilahı tanımamak. Ego’muz, hazret’lerimiz dediğimiz Din’imizde olmayan otoriteler, çıkar ve beklentilerimiz, siyasetçilerimiz vs hiç birisini büyütüp hormonlu bir put haline getirmememiz isteniyor.
İLLALLAH..
Sadece Allah yani kendi hitabı olan Kur’an. Yaşadığın , anlayabildiğin kadar o dairenin içinde olmak yada dışında kalmak demek oluyor. Sadece İslam diyebilmemiz yada İLLALLAH demiş olmamız için. LAİLAHE İLLALLAH ömür boyu bir kontenjan değil. Biz’e ve eylemlerimize göre anlık içinde yada dışında olduğumuz bir Din, bir sistemdir.
Ben islam oldum değil, ne kadar islamda kalabildim ne kadar aklımı ve kendimi İslam dışında bıraktım.
Peki yaşamaya niyetlenirsem nasıl yaşayabilirim bu Din’i, yani sistem’i.
Yukarı’da isimlendirdiği Müşrik, Kafir, Münafık doğal olarak indirildiği millet’in dilinde olan, örnekliyerek bizlerede itici gelen yapıları önce yaşamaktan, sonra yaşayanlar’dan ya vazgeçerek yada düzeltmeye çalışarak başlıyıcaz. Sizce daha içeriğine dahi girmeden bu kadar’ıyla Kur’an ın yapılandırmış olduğu toplun ne durumda olur.
Ama ben başka şeyler’de yapmak istiyorum..
Gaza geldim ŞERİAT İSTİYORUM.. Peki bu kelime Kur’anda ne anlamda ve ne demek istiyor. Sanırım bir sürpriz daha bekliyorsunuz benim okumaya araştırmaya başlamadan önceki durumum gibi. O zaman sahibinden öğrenelim.
Maide-48
Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) gönderdik. Artık aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şerîatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri(n gerçek tarafını) O haber verecektir.
Birllikte Kur’an ın istediği gibi kavrayalım ve sonrada yaşamımıza nasıl aktarıcaz anlayalım.
Kur’an daha öncekileri doğrulamak için gönderilmiş. İncil, Tevrat vb.. O zaman o kitaplarla değil Kur’anda açıkladığı ve onlardada olan sonucu Engisizyon’a kadar giden hastalıklı yapılar ve tabi yaptıkları tahrifatlarla işimiz var demektir.
Bizi denemek için Şeriat kavramını kural’lar ve yol diye açıkladıktan sonra herkeze değişik bir yol gösterdiğini söylüyor. Bizim Şeriat’imizden yada yolumuzdan gelmiyenlere onlara gösterilen Şeriat yani kurallar ve yolda ayni Varlığa çıkan yol’muş. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı. Sen busun diye onları dışlar yada bu sebebden savaşmaya kalkarsak Kur’anın ayet’ine ters düşmüş oluyoruz.O zaman benim karşıma çıkanlar onların yolları değil bizdede var olan hastalıklı beyinleri olanlar.
Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır.
Aramızda geçicek ciddi, amansız ve çetin mücadelede Kur’an ımızda ve ŞERİAT’imizdede verildiği gibi netleşti. İyi doğru ve insanlık adına iyi işlerde bizleri geçerlerse bunu şahsen hazmedemem bir İslam olarak. Onları yenmek zorundayız arkadaşlar.
Kur’an ın bizlere belirlediği ŞERİAT’in istek ve emirleri doğrultusunda gaza gelmek, bir şeyler yapmak isterseniz yapabileceğimiz ancak bu. Bizden istenen, bize çizzilen hudut’lar bunlar. Yapıcak bir şey yok.
Diğer verileri açıklanmış ve kendisine Mufassal yani anlaşılabilir diyen Kur’an dan bulabilirsiniz.
O’nun istediği gibi. Bu kitap’la, hazretler’le, siyasetçiler’le , arada bir uçanlar kaçanlar’la değil. Özgür ve sadece size ait önyargısız bir beyin’le okuyun, araştırın lütfen.
Peki İslam Kur’anında bizden ne istiyor.
Rürşt dediği bir seviyeye ulaşmamızı.
Kur’an Allah korkusuna, kanun korkusuna, toplum korkusuna, Anne ve Baba korkusuna, Cehennem korkusuna göre yaşanan İslam’a bu benim size verdiğim Din’imdir demiyor.
Akletmezmisiniz, düşünmezmisiniz, akıl sahiplerine söyle diye sizce neden hitab ediyor.
Ben Allah’ım ne diyorsam o diyen bir Ayet’e rastladınızmı.
Zeki İnsan kullanabileceği bir potansiyeli olan İnsan’dır. Akıl’lı İnsan zekasınıda kullanıp zeki insanım diyen’i dahi yanında çalıştırabilen insan’dır.
Sofrada çeşitli yemekleri gören biri vitaminlerinden minerallerine kadar sayan İnsan konuşan zeki bir insan’dır. Besmelesini çekip dalan İnsan akıllı bir insandır.
Çünki önce ben bunları alayım, hazmedeyim sonra bana olan faydalarını konuşuruz der.
Akıllı insan yetiştiremeyen toplumlar Kur’anın Rüşt dediği olgunluk, özgürlük ve karalarını verebilen bireyleri olmayan edilgen bir toplumdur.
Düşünemeyen, üretemeyen öncelik belirliyemiyen kişiler her işini korkarak yapanlardır. Yaptıklarıda kendisine ait değildir ( güdümlü’dürler ). Aklını Kur’anın istediği Rüşt yani bilgiyle birlikte özgür, kendi kararlarını verebilecek kadar yeterli ve olgun İnsanın yaşadığına Kur’an sizden istediğim İslam diyor.
İslam’ı Kur’an daki gibi yaşayanlar korkarak köleleştiği değerlere karşı artık akıl’la, bilgi’yle, ne yaptığını ve niye yaptığını bilerek kendi kararlarıyla onlardan korkmaz saygı duyar.
Buna Kur’an Rüşt’e ermiş Mümin’ler diyor.
Kur’an ın Rüşt diye ifade ettiği şey sürekli bir adım ötesi’de diyebileceğimiz süreci içeren bizden istediği yapı.
Kur’an ın geldiği yıllarda neredeyse 1500 yıl önce dibe vurmuş İnsanlığın anladığıyla devam etmek istenilen şey İslam değil. O günlerden bu günlere geldik diyebilen ve yetinmeyen İnsan İslamı anlayabilen insandır.
Anadolu’da bir söz vardır. Statikocu, yenilenemeyen, düşünmeyen ve ona verilenle yetinen kişiler için birazda kızarak söylenen bir söz.
Bıraktığım yerde otluyorsun..
Korku bir yapı yada kişilik değildir. Bir sonuçtur.. O’nunda sonucu suç denilen asimetrik tavır yani anomalidir.
Allah korkusuna, kanun korkusna, Anne ve Baba kokusuna, Cehennem korkusuna göre yaşayan her İnsan’ın kaçınılmaz sonucudur. Bu İman değil inançtır.Beni korkutacak kadar iddialı olduklarına göre diye başladığımız her şey. .
İnanç.. Sen 1000 metre koşabilirsin, buradan atlayabilirsin, üniversiteyi bitirebilirsin.. Olasılığı yüksek sanılara risk barındıran şeylere ihtimal vermektir.
İman.. Kur’anın iman geçen ayetlerinde müspete bir atıfla birlikte kullanılmıştır. Sen 1000 metre koşmuştun.
İnsan güc’ün yaptırımını iş gören, herkezi pasifize eden etkisinin farkına varmasıyla ya korkunun edilgeni yada kullananı olur.. Aslında alternatifsiz kaldığının farkında bile değildir.
Kuranda sürekli bir hitap karşımıza çıkıyor. Tevbe edin yani hatalardan suçlardan dönün, Allah affetmeyi sever, affedendir der. Bizlere korkuların oluşturduğu kaçınılmaz sonucuna güven ve saygı oluşturan bir alternatif sunar.
Allah korkusu İslam’ı gerçekten anlayarak yaşayabilen için bu korku son seviyesine çıkar. Bize gösterilen bu müsamaha ve İnsan olmama gösterilen saygıya karşı yapabileceğimiz saygısızlığın korkusu olarak.
Tıpkı beni koruduğuna, benim için var olduğuna inandığım, hissettiğim Devletime ve kanunlarına, her yaramazlığıma eskiden beri sadece benim iyiliğim ve geleceğim için çok ayıp yapma diye azarladıktan sonra bana sıcacık sarılan Anne ve Babama karşı bir saygısızlıktan korkmam gibi. Cehennem’mi İslam’ı anlayarak yaşayan bir İnsan için gitmeye korktuğu değil hak etmeye utandığı bir yer olur.
Rüşt’ü anlamak için Kur’anı anlamaya çalışarak birlikte sanırım çok küçük bir adım daha atabildik ne dersiniz.
Bu bölümde Din olgusunun insanların kendi sanrıları olamıyacağını ve bir disiplini olduğunu anlattım.
Dinsizlik mümkünmü
Kur’an da Din denilen sözcük ne anlamda kullanılmış ve ne demektir .
Arapçada deyn sözcüğünden gelen yani borç anlamındadır. Toplum yaşantısında ilişkilerden dolayı kültürel, ideolojik ve teolojik olgulardan etkilenerek maddi, hukuki, sosyal ilişkilerdeki durumları bir hukuka dayandırılması Türkçede hukuk, ingilizcede ( Law ), Almancada ( gesetz ) denilmesi gibi. Toplumsal yaşamın medeni kanun ilkeleri. Her Ülkenin kendi rejimi ni ideolojisi ni Arapça söyliyicek olursak Kur’andaki kullanıma göre ve anlam bakımındanda Din diye ifade etmek durumundayız.
Yusuf-76
Bunun üzerine (Yusuf) aramaya, kardeşinin heybesinden önce onların heybelerinden başladı. . . Sonra onu (su maşrapasını) kardeşinin heybesinden bulup çıkarttı. . . (Olayı) Yusuf’un lehine işte böyle geliştirdik. Yoksa O (Yusuf), Allâh’ın dilemesi hariç, Melik’in DİNİNE (Melik’in yönetim kurallarına göre) kardeşini alacak durumda değildi. . . Dilediğimizin bilgisini arttırırız. Her ilim sahibinin üstünde Her şeyi Bilen vardır.
Yusuf-76 Ayet’inde yani pasajında okuduğumuz gibi Melik’in DİNİNE (Melik’in yönetim kurallarına göre) diye kullandığı açık ifade dinden kastının o toplumda kabullenilmiş yönetim kuralları diye net tanımını veriyor.
Kafirun-6
Senin DİNİN sana benim DİNİM bana.
Mekkeli müşriklerin kuralları ve aralarında oluşturdukları inanç ve yaşam eksenli hukukları karşısında Nebinin ağzından Kur’anda ifade edildiği gibi. Senin kural ların sana benim kurallarım bana.
Bu açıklamalara göre her doktrinel ve kendisine ait hükümleri olan bütün ideolojik ve teolojik sistem’ler bir Dindir.. Kur’an sisitemini kabul etmekte bu sistemin Din ini yani hukukunu ve ilkelerini benimsemektir. Bu ilkelerin belirleyicisi Kur’anda kendini Allah diye tanıtan varlığın kendisidir.
Kuralları Kur’an daki kural ve yaptırımların dışında kendini oluşturan teolojik yapılarda kendine ait İslam’ın dışında bir Din dir. Meshepler ve tarikatlerdeki en basit örenkleme fiiller, yeme içme konusu, kıyafetler, kurallar kendine ait tanımlayıcı ve belirleyici şekil eylem ve söylemleri Kur’an ın dışında belirleyiciler koyanın Din i yani sistemidir.
Allahın dini İslamın kitabı Kur’an bu durumu şöyle özetliyor.
NAHL-116
Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla: «Şuna helal buna haram» demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Hucurat-16
De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.”
(insanların kuralları beşeri dinler diyede adlandırılır.)
Şura-13
Daha önce Nuh’a buyurduğu DİN’i size YASA olarak belirledik. Sana vahyettiğimiz gibi İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da öğütledik: ‘Bu dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.’ Fakat kendilerini çağırdığın şey, ortak koşanlara ağır gelmektedir. ALLAH dileyeni kendine seçer ve kendisine yöneleni doğruya ulaştırır.
NUH’A BUYURDUĞU DİN’İ SİZE YASA OLARAK BELİRLEDİK. Diyor. Fazlasıyla net.
Kur’an dediğimiz kitapta ismini İslam diye bildirdiği Din yani hüküm ve kurallar Nebi’lerini sayarak ilk Resullere verileninde ayni Din olduğunu ve yasa olarak belirlediğini söylüyor.
Arkeolojik bulgularda, tarih kitaplarındaki bulgularda benzerliklerin sebebide bu. Ruhban sınıfın ve çıkarların elinden arta kalanlar tabi..Bazı Nebi’lere sayfalar şeklinde, bazılarına, emirler şeklinde, bazılarına da kitap olarak gönderilmiştir. Toplumların algı ve bilgi kapasiteleri o günün ihtiyacına göre gönderilmiştir.
Yuhanna 16. bölüm
Size daha çok söyliyeceklerim var. Ama siz bunlara dayanamazsınız. Ne var ki o yani gerçeğin ruhu gelince,sizi tüm gerçeğe yönelticek. Çünkü kendiliğinden konuşmuyucak yalnız duyduklarını söylüyücek.O beni yücelticek.
Yuhanna İncilindedeki 16. bölümünde Size daha çok söyliyeceklerim var ama siz bunlara dayanamazsınız. Bab ında da belirttiği gibi bu detayların beyanının ileride olacağını söylüyor. Yani o günki toplumların algı ve bilgi yetersizliğine bir atıf var.Bu Din yani emirler ve hükümler silsilesini Kur’andan yüzyıllar önce ayni kaynaktan geldiğini söyleyen İncil dediğimiz başka bir kitapla yani belgeyle sunuyor.
Birde kendinden konuşmuyacak duyduklarını söyliyicek.
Söylenen söz e Arapçada Hadis dendiğini biliyormusunuz. Resul kavramı sadece Allah ın sözlerini ileten elçidir. Tıpkı Newyork büyük elçimizin Ankaranın emir ve talimatlarının dışında söz söyliyememesi gibi.
Mumtehine-8
Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkartmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah adaleti ayakta tutanları sever.
Sanırım bu ayetteki yani pasajdaki Din derke ima ettiği iyice netleşti.. Doktrinler yada ideolojilerle İnsanın İslamda bizzat kendisine verilen hakların kişilere, kurumlara, ideolojiler yada ailelere geçip insanların elinden alınması halinde bu hakların savunulmasının açıklaması.
Kısacası bir toplumda ister ideolojilerin etkileri, ister ailelerin, isterse teolojik, kültürel etkilerin kuralları söz konusuysa buna herkez kendi dilinde ne der bilemem ama Arapçada ve Kur’an da Din diye ifade buluyor.
Din değiştirme denilen şey nedir, o akla geliyor sanırım. Kur’an ın geliş yıllarında Ömer’in yaşadığı bir olayı ele alalım. Bir savaş esnasında Ömer düşmanına kılıcını indireceği zaman düşmanı ya kibirden yada Ömeri öfkelendirip kendisini acı çektirmeden öldürtmek için yüzüne tükürür. Ömer kılıcını indirir. Şaşıran düşmanı neden diye sorar. Ben seninle değil nefsim yada menfaatlerim için’de değil zulmün için savaşıyordum der. Şimdi seni öldürürsem nefsim yani egom için öldürmüş olurum cevabını verir. Düşman olan kişi Müslüman olur. Düşmanının safına geçip arkadaşlarını ve davasını satmak değil, çünki yaşam tarzlarının farklılığıyla ilgili bir savaş içindeler. İslama geçişi sadece ona yapılan da değil. Kendindede var olan, kendisine de istiyebileceği yaşam tarzını kabullenişi. Bir sosyal dişiplin diyebileceğimiz anlayışın bir sahibinin olması mantığını yani kendisini Allah diye Kur’an denilen kitapta tanımlayanın var olmalı gerekliliğini kabullenir.
Anlıyağımız şey çok net.
İki kişi yada toplumu oluşturucak kalabalıklar bir araya geldiğinde ya adını kendi koyarak her hakkını birilerine teslim edicek. Yada adını bu kitapta Allah diye isimlendirenin sistem yada Arapça ve bu kitaptaki geçen isimle Dinine yani kurallarına uyarak tüm haklarını ve özgürlüğünü eline alıp İslamı yaşamış olucak.
Günümüzde ki Din anlayışı uçan, kaçan, erişilemiyenlerin ve anlaşılamıyanların sadece söylenenin algısı. Sonuç bu günki halimiz.
Din müspet kuralların, verilerin, ve yaptırımların olduğu ve insanların ideolojik, dogmatik ve hyararşik sistemlerinin hüküm ve kurallarıyla karşılaştırılabilen bir netlikle sunumudur. Kur’anda fıtrat diye nitelendirilen insan yapısına, doğasına ve ihtiyaçlarına bulabileceği en uygun sistem olduğuna iknasını kendi aklına bırakarak gerçekleşen bir sonuçtur dur islam’ı benimsemek.
Rum-30
(Resul’üm) Allah’ın yarattığına; hanif olarak kendini dine doğrult. O, İnsanları (İslam dini) üzerine (iradelerinde serbest olarak) yaratmıştır. Allah’ın yarattığını değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Dosdoğru Din budur fakat insanların çoğu bilmezler.
O kadar basit ki herşey. Din ve Kur’an zaten bizde olanı, bize en uygun yaşam tarzını bilincimize tekrar hatırlatmaktan başka bir şey değil Kur’an ve İslam.
Hazret denilerek her şirk’in anahtarı görülen söylemin ne olduğunu anlattım.
Hazret
İleride kullanıcağım hitaplarda Kur’an a uygun davranma adına açıklama ihtiyacı duyduğum bir kelime.
Hazret kelimesi Türkçemizde ne anlamda kullanılıyor.
Padişah hazretleri, paşa hazretleri, hazreti Mevlana, dün gece hazret gelmişti yanına gittik.
Dilimize geçerken hazret kelimesine yüklediğimiz anlam sanırım belli. Belirli makam yada seviyeye gelen kişilere onu yüceltmek, övmek, taktir ve saygımızı gösterme adına isminin başına yada onu kastederek yalın olarak kullandığımız bir kelime. Atattürk’e de yakın tarihimizde Paşa Hazretleri diye hitap edilmişti.
Yusuf- 2 Onu Arapça bir Kuran olarak indirdik ki anlayasınız.
Zumer- 28
Bunu, eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur’an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.
Bu ayetler hangi dile çevrilirse çevrilsin ayni şeyi anlamamız için kültürlerin yada art niyetlerin Zumer-28 dede uyarıldığımız gibi yanlışlardan ve yaptığımız hatalardan korunup sakınmamız için istemiyerek yada farkında olmadan yanılgı ve hatalarımızı engelliyebilmemiz için uymamız için bize verilen bir kriter.
Bir kelimeyi Türk, İngiliz, Alman yada bir Rus un vs nasıl yorumluyacağı ve geçişteki anlam sapmasını ortadan kaldırmanın en kolay yolu standart bir dilde okuyan nasıl anlıyor ona bakmamızı istiyor.
Nebi Muhammet’e ilk vahiy gelmeden önce Arap toplumunun kullandığı kelimeler ve terimler’deki anlam neyse o şekilde Kuran’ın açıklamalar yaptığını, sonradan saptırılan ve alakası olmayan kelime ve terimlerin yanıltıcılığını anlamamıza yarıyacak Kur’an i bir yöntem.
Şimdi Allahın Kur’an da verdiği kritere göre anlıyalım.
Arapçayı kendi dilleri olarak kullanan ve anlayan bir topluluk düşünün.
Beş kişiler diyelim. Biri gitmek için ayağa kalksa nereye hazret derler. Hazret Arapçada görebildikleri, duyabildikleri karşısındaki kişilere kullandıkları bir hitap şeklidir. Lavaboya kadar gidicem izninizle diyerek yanlarından ayrılsa O kişi hakkında arkasından konuşurke ona hazret diye yani karşılarındaymış gibi hitap edemezler. Arkadaşları yanlarına geldiğinde gel otur ya hazret derler.
Kendi kültürümüze göre övgü, yüceltme, saygı amaçlı HZ Muhammet, HZ Ali, HZ Ebubekir diyerek kendi kültür ve anlayışımızı yanılgımız ve şirk’imiz haline getirmemiz.
ZÜMER/30
Hiç kuşkusuz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
Nebi’ye hitap eden bu ayete ramen karşımızdaymış gibi, yaşıyormuş gibi amacımız ne olursa olsun yüklediğimiz anlamı ve kültürümüzü Allah a ısrarla sen öldü diyorsun, ben canlı diyorum diye şirk koşuyoruz. Bizi yorum ve algımızı netleştiren ayetlere ramen..
Allahuekber.. bu Kur’an da kullanım şekline göre kelimelerin anlamları nasıl saptırılarak şirk’i yaşadığımızı anlatmak için yazdım..
(TEVBE HAŞA) ALLAHU EKBER.
Her namazda ( aslı SALAT’tır ) tekbir alırke, ezanlarda sela’larda kullanılan askerin hücuma geçişinde söyletilen o şirk söylemi.
Neden’mi şirk oluyor Allahu ekber. Din adamlarımızdan, hazretlerimizden, televizyonlardan, onlar yanılmış olamaz dediğimiz atalarımızdan duyduğumuz kelime. Allah’ın Kur’anda ya yanıldılarsa demesine ramen.
İnternet’te ekber kelimesinin çevirisini aradığımda büyük şehir diye cevap aldım. İçinde şehir kelimesi olmamasına ramen . Büyük köprü, büyük bina vb. Arapçada benzerlerinin arasında en büyük olanı anlamında kullanılıyor. O zaman Allahu ekber dediğimizde haşa diğerleri arasında en büyük olanımı dedirttiler hepimize.
Mekkeli müşriklerin (hubel ekber’i) gibi. Diğerleride put , aracı, Allaha yaklaştırıcı ama bu büyüklük olarak, yüklediğimiz anlam ve hacim olarak ekber yani onların arasında en büyük olanı.
Bana ne yapılacağını bilmiyorum diye Kur’an da Nebi’nin ağzından söylenen ayet ona dahi tanınmayan’ı hazretlerimize, geçmişte yaşayan çeşitli sosyal ünvanlarla andığımız şahıslara yüklediğimiz vasıfları verme yetkisini sağlıyor sanki..
Kur’an ın hiç bir yerinde Allahu ekber diye bir kelime yok. Ama Allah’a dininimi öğretiyorsunuz diye verilen bir ihtar var.
Kur’an yaradan’ın tabiriyle her şeyi açıklamış mufassal bir kitap. Allah Kur’an ında ekber kelimesini nasıl ve ne anlamda kullanmış. Yani Allah’ın öğrettiği gerçek anlama göre kullandığı şekline bakalım. Din’in sahibi ben olmadığıma göre delillendirmekte ,başka bir yerde kullanarak bu kelimeyi asıl anlamıda kullanım şeklide budur demek sahibine düşer..
Tevbe-3
Hacc-ı ekber (en büyük hac) gününde Allah ve Resûlünden insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz. (Ey Muhammed)! o kâfirlere elem verici bir azabı müjdele!
Kıyamet gününü büyük hacc günü diye nitelendirirke yani çeşitli vesilelerle yapılanlar’da hacc ama hacc’ların arasında en büyüğü derke ( lütfen Kur’an ı biliyorsanız siz okuyun yada çevirilerden bakın.) bu kelimeyi tam anlamıyla kullanmış..
yevme el hacc ı el ekberi.
Yunus-61
Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur’an’dan bir şey okusan ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.
levh-i mahfuz için kullanmış.. ve lâ ekbere ve daha büyüğü yoktur (olmaz) Evet aynilerinden var.. ama bu aralarında en büyüğü.
Kalem-33
İşte azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.
Ekberu daha büyük. Yani öbürleride azap ama o en büyüğü..
Allah-hü ekber.. o zaman diğer ayni özellikteki ( Tevbe haşa ) İlahlarımız kimler..?
Kur’an da Allah’a hitap ederke yüceltme adına kullanılan kelimeler.
HACC-62, SEBE-23
Kur’an da bu ayetlerin sonunda sizlerde bakın lütfen
el aliyyu ali. yüce
kebiru kebir, çok büyük
Allah hepimizi affı olmayan şirkten korusun. Bunun için aklı vermesine ramen, neden akıllarınızı kullanmazsınız demesine ramen.
Yaradanı yüceltme amaçlı anıcaksak Kur’an daki gibi..
ALLAH-HÜ KEBİR diye anarsak sanırım doğrusu’da bu olucak.
Şehitlik kavramını saptırarak İslami kesimi bilgi yerine nasıl cinayet makinasına dönüştürüldüğünü anlattım.
Şehit’lik üzerine operasyon.
Neden Kur’an daki bir şeyi hakkıyla ve tam bilenler uzman anlamında kullanılan şehit, şahit kelimesini Allah için ölenler denmesine ramen şehit denildi..
Zamanının profesyönel bir opereasyonu.
Nöropolitik beklenti..
Allah için ölmek, Beyin ölüm kelimesinde bitişi algılar yada sonu. Dünyevi planlar ve beklentiler devreye girer. Bizim inşaat yarım, çocukların okulu var, geride kalanlar nasıl geçinir. Şehit kelimesine sonradan yüklenen anlama göre başlangıç eldekinden daha çok ve süreklilik algısını tetikler. Şehit kavramı oluşturulan algıdaki gibi kabullendirilirse şehitlikteki istenenler oluşturulan algıyla tamamen ters olsa dahi günümüzde gördüğümüz sonuçlar elde edilir.
Bakara- 154
Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız.
Aliimran-169
Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar.
Nisa- 74
İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz.
Mevt ölü kelimesi geçiyor bunlar ve diğer ayetlerde şehit kelimesi hiç yok. O anlamda değil.
Teopolitik beklenti..
Şehitlerden olmak. Kuranda çok övülen bilgiye, akla yapılan şahit olma atfı. İnsanların şehitliğe ulaşabilme adına Kur’an, ve diğer bilimsel veriye ilgiyi ve sahip olma isteğine yönlendirir. Bu insanlar kandırılamazlar, kullanılamazlar. Kur’an daki şehit yani bir konudaki tüm bilgiye sahip olma uzmanlaşma anlamındaki kullanım günümüzdeki gibi algı oyunlarıyla zamanında yapılmış fitne diyebileceğimiz operasyonu anlayamazsak canlanan beyinler ve bilinçler yerine birbirini katleden bedenler olmaya devam ederiz.
RAD-43
İnkar edenler, ‘Sen bir elçi değilsin!,’ diyorlar. De ki, ‘ALLAH ve kitabın bilgisine sahip olanlar benimle sizin aranızda şahit olarak yeter.’
Şehiden.. Şahit olarak diye ayette geçiyor.
Allah’ı ve sadece kitap bilgisine sahip olanlar diyor. Hazretler, kişilerin yazdığı din algısı oluşturan kitap ve bütün argümanları reddediyor. Sadece Kur’an diyor..
ALİ İMRAN-18
ALLAH, kendisinden başka İlah olmadığına şehadet eder; melekler ve adaleti gözeten ilim sahipleri de… O’ndan başka İlah yoktur. Üstündür, Bilgedir.
Şehidallâhu Allahın bir bilgi üzerine şahitliği.
Şehidallahü gaimen bil gıskı.
Bu günki şehit sözcüğüne yüklediğimiz anlama göre düşünürsek.. Allah ta şehit oldu, öldü demiş olmuyormuyuz.
Söyliyebileceğimiz bir söz kaldımı.
Kur’an da EVRİM i detaylarıyla açıklamasına ramen İslam a saldırıda ve savunuyorum diyerek Kur’an dışında nasıl kalındığını anlatmak için yazdım
Kur’an da Evrim.
Beni en çok güldüren ve bir o kadarda üzen bir konu Evrim..
Güldüren kısmı bilim adamı vasvındaki kişilerin bilimsel bir sav olduğu iddialarına ramen bilmin gerektirdiği gibi deneysel, gözlemsel kanıt arama dışında haklı olabilme yolunda harcadıklar çaba.. Evrim var o zaman benim ateist olmam lazım, bu var oluşa sebeb doğanın kendisidir sav’ı paganist yani doğa Tanrısallığıyla kendilerini açıklamak durumunda olabilmeleri.
Diğer yandan Müslüman Din adamı vasvındaki kişilerin ol dedi oluverdik sığı mantığıyla Kur’an ın detaylarıyla açıkladığı Evrim olmak zorunda bilgisini hiçe saymaları. Evrimin var olmak zorunda oluşunu kabullenmem beni dinden çıkartır şaka gibi tavırları ve iki gurubun aralarındaki tartışmaları beni çok güldürüyor.
Üzüntüsü ise Kuran’ın istediği akletmezmisiniz isteğini, ve bilmin kanıt ve reel bilgi istemesini hiçe saymaları.
Sanırım en iyisi yaradılışı ben gerçekleştirdim diyene soralım ve Kur’ana onun kaynağına baş vuralım. Ne diyor.
Araf Suresi, 11
Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: “Adem’e secde edin” dedik. Onlar da İblis’in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.
Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik. İlk yaradılış’ın doğrudan şimdiki şeklimiz yada durumumuz olmadığını anlatıyor. Yaşanması ve gelişimimizi tamamlıyabilmemiz adına bir Evrimin varlığına yani değişerek bir süreci yaşama zorunluluğuna atıf var.
bakara -28
Allah’a nasıl nankörlük ediyorsunuz?! Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O’na döndürüleceksiniz.
Dünya nın ölü durumu yani hiç bir canlının olmamasına atıf sadece mineraller. Ölüm hali diye bahsettiğinden yani minerallerden sonra canlanma başladığı, başlangıç tespit’i. Bu Dünyadaki ölümümüzden yani cesedin minerallere toprağa dönüşünden sonra yapılanın tekrar edilmesinden bahsediyor.
furkan -59
O ki gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattı ve sonra tüm otoritesini kurdu. Rahman’dır; O’nu iyi bilenlere sor.
Gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır.. Bu cümleyle başlayan ayet leri incelerseniz aşamaların açıklandığını ve ayni altı gün ifadesini kullanırke değişik evrelerin anlatılması sizede ilginç gelicektir.. Aşamaları gün diye metaforize etmesi Evrim ismini verdiğimiz aşamalar hakkında yaptığı 6 katagori yada değişimi algılamamızı istediği açığa çıkıyor. Onu iyi bilenlere sorun. Hazretlere , mübareklere değil bilgi sahiplerine ve araştırarak kanıtlayan lara bilim insanlarına diyor. Araştırılarak bilinebileceğini ve bilenler diyerek araştıran bilim insanlarını gösteriyor.
fussulet 9
De ki, ‘Siz yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyorsunuz ve O’na eşler mi koşuyorsunuz? O, evrenlerin Rabbidir.’
Yeri iki gün de diyor ayet.. Tüm aşamaların genel sürecini kast ederek altı gün metoforunundaki aşamaların yer le ilgili bölümüne iki gün diye katagorize ediyor. Evrenlerin Rabbidir. İncelemeye başlamadan önce başka evrenlerinde olduğunu söylüyor.
fussulet 10
Onun üstüne denge unsurları (olan dağlar) yerleştirdi ve onu bereketli kıldı.Tüm arayıp isteyenler için onun gıdalarını dört günde ölçüp düzenledi.
Bu da başka bir aşamayı metaforize eden değişik gün sayısı. Dağların ve ilk canlıların gıda sı olabilecek ilk besin zinciri organizmalar’ın oluşabilmesi için gereken mineraller.. Dağlar bu günki bilime göre magma tabakasının yüzeye taşması yani tüm minerallerin açığa çıkması. Oluşan dağların dünya dengesi için önemi bilim adamlarına ve makalelerine bakarak anlıyabilirsiniz.
fussulet 11
Sonra duman halindeki göğe yönelerek ona ve yere, ‘İsteyerek veya istemeyerek (kaostan çıkıp) gelin,’ dedi. Onlar da, ‘İsteyerek geldik,’ dediler.
Bıg beng ve nebula aşamalarının net ifadeleri.. Yorum gereklimi sizce. Kaos’un disipline olması ve ancak disipline eden bir iradenin anlatımı.
fussulet- 12
Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, arza en yakın göğü kandillerle ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Azîz ve Alîm olanın takdiridir.
İki gün diye ifade ettiğibi bir başka aşamadan.Yedi gök bilmin kanıtladığı Dünyamızın üstünde var olan yedi değişik manyetik, basınç ve gaz farklılıkları, vs içeren katmanlar. O günün toplumun anlıyabileceği kandil ifadesiyle yıldızlar. Ve bir korumayla donattık ifadesiyle radyasyonu geçirmeyen özelliğini, Dünyamızın ısı dengesini sağlayan özelliğini, meteor vb dış etkileri bloke eden özellikleri’ni bildiğimiz ve şimdilik bilemediğimiz özellikleri anlatan koruduğunu söyleyen ayeti yani veri. 1400 küsür sene önce çölde su adına savaşan toplumlara bildiren bir kitap. Her kitap gibi yazarı olan bir kaynak.
saffat 11
Şimdi sor onlara: Yaratış ve yaratılış bakımından onlar mı daha güçlüdür, yoksa bizim yarattığımız şuurlular mı? Gerçek şu ki, biz onları bir cıvık çamurdan yarattık.,
Kuru çamur, çamur, cıvık çamur diye ifade edilen çamur’un değişen aşamaları tüm minerallerin yani canlı yapısını oluşması için gereken aşamalar sıvı karışımlı toprak. Şuurlu yani güdülerin dışında şuurun ve aklın devreye gireceği hedef bir evre.
nuh 17
“Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi.”
Çok açık sanırım ilk aşamamız . Toprağa bağımlı bitkiler gibi çamurun değişik aşamalarındaki evrelerin kastettiğini ve toprağa bağlı bir yaşam normunu açıkça söylüyor. Evrim savının öncesi İnsanlar nasıldı ve nasıl oluştu tıkanmasına araştırma vizyonu ve hedefi gösteren bir ayet. Kuş’larda yumurtlama, memelilerde doğurma dediğimiz ifadeler dururke bitkilerdeki bit’me ifadesini kullanarak açıklamada bulunuyor. İlk insan yokke nasıldık ve nasıl olduk sorusunun araştırmalarını yönlendirecek ve hızlandırabilecek bir veri.
nuh 14
Oysa sizi evrimler halinde yaratan O’dur.
Şimdi Kur’anda ki orjinal ifadeler ve yazım şekline bakalım.
1. ve kad : ve olmuştu
2. halaka-kum : sizi yarattı
3. etvâran : tavırlar, haller, halden hale geçişler
Sanırım bende boş yere konuşmuşum ne dersiniz.
EVRİM diye isimlendirdiğimiz oluşuma etvâran diyor.
Tavırlar, haller, halden hale geçişler anlamındaki bu kelimeyi seçerek bizim EVRİM dediğimiz şeyi aynen söylüyor.
Dini bütün statikocu Müslüman alimler ve benliğini ilmin önünde gören Bilim adamlarımız .Kur’an size hitap etmiyor. Sorgulayan Müslümana ve kanıtlayabildiğine bilim diyen Kur’an da çok övülen alimlere bilim insanlarına hitap ediyor.
Sorgulamaya ve deneysel net bilgiye ulaşabilmemiz adına verdiği EVRİM’imizin aşamalarını anlatan ayetleri inceliyelemeye devam edelim. Belki araştırmalarınızı hedefli ve daha kolay bir hale getirir Kur’an.. kimbilir. Kavganızdan ve inadınızdan zaman ayırıp Kur’an ı dikkate alan olur umarım.
nisa-1
Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah’tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb’dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir.
Bitkilerdeki dozlaşma türündeki üreme aşaması yada tek hücreli sporlanmadan sonra erkek ve dişi canlıların oluşumunun başlaması ve eşeyli üreme aşaması. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Doğurgan olan doğa’ya, bitkilere, hayvan’lara İnsan’lara Rahim’lerin hakları diyerek düzenin bozulmasına karşı ciddi bir uyarı. Ben İslam’ım diyenin koparacağı bir dal’ı, zehirliyeceği bir bitkiye yada hayvana tabi İnsanlara verebileceği her zararda düşünmesi gereken bir uyarı. Derdi islam olanlara bir söz.
insan -1
İnsanın üzerinden, kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı bir zaman periyodu geçmemiş midir?
Dehir diye geçiyor Ayette. Arapçada milyon milyar anlamı hel edadı kullanılıyor ve ciddi bir zaman periyodunu netleştiriyor.. Yani İnsanın Adem diye hitap edilen, muhatap alınana kadar milyarlarca yılın geçtiğini açıkça söylüyor.
Kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı bir zaman periyodu..
Ademleşme yani muhatap alınacak akıl ve yorum kullanabilecek aşamaya gelmeden önce (DEHİR ) milyon, milyar yıl geçtiğini anlatan ayet. EVRİM aşamasının devam ettiği kendisinin Adem diye anılma yani bu günki yapı ve suretimizin değişimlere uğradığı aşamalar’ın olduğu çok net ifade edilen bir ayet. Bir sene önce üretilen önünüzdeki masa bir sene önce henüz tahta, sunta, çivi ve tutkal’dı. Şimdiki tabirle EVRİM aşamasını tamamlamaya çalışıyordu..
Onu yapan usta.
insan- 2
Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık.
insan norm u Ademleşti
Adem tek yaradılıp Resul seçilmedi..Var olan toplum Ademleşti. İlk olması bir anlamda insan normunun ademleşmesi yani bilgiler verilerek refleks ve içgüdüler dışında aklın devreye girmesi sağlandı. Bu arada yine EVRİM çıktı karşımıza .. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık. Duyduğunu ve gördüğünü yorumlayan düşünen bir Adem.
BAKARA- 31
Ve Âdem’e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: “Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz.”
Ademe isimleri öğretti kapı, pencere, ev, diye değil maddenin özelliğini kavramasını ve kavradığını isimlendirmeyi öğretti felsefe sanırım insanın ilk bilim dalı.
İlk yükümlülük yani resullük verildi ve sonra cennete yerleşin denildi. Cennete çevrilmiş dünyada bir yer.
Cennet Arapçada bahçe demek. Cennete toprak varmı dünyada var. Ahiretteki cennet nimetleri bitmez, yasak ve haram kavramı yok ama ademin cennet e girin dediği yerde yasak var ahiret cennetini anlatan ayetlerde bu yok. Anlıyacağımız yukarılardan bir yerlerden kovulma değil. Dünyada bir yer.
YUNUS-34
De ki: “Allah’a koştuğunuz ortaklarınızdan, başlangıçta yaratmayı yapacak, sonra onu tekrarlayacak kimse var mı?” De ki: “Allah başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrar eder. O halde nasıl oluyor da (haktan) çevriliyorsunuz?”
Tesadüf diyerek yaradılış bir an ile oluştuğunu kabullensek.. bunun devamı sürekliliği her anda gerçekleşmesi .. tek seferliğin devamı yani normunu koruyarak tekrarı için arkasında bir iradenin gerekliliği açığa çıkıyor.
Sanırım EVRİM’imizi henüz Kur’an ın istediği şekilde tamamlıyamadık. Sorgulamıyan akletmezmisiniz emrini ve isteğini hiçe sayan Müslümanlar, bilim yapmayı kanıt koyma ve bir felsefe oluşturma olarak görmeyen alimlerimiz olarak tabiri caizse havanda su dövmeye devam etmemiz bunu göstermiyormu.
Bilim insanlarımızın İslamı incelemedeki ciddi yanılgıyı Teo Tanrısallıkla inceliyerek düşülen hatayı yazdım..
Teolojik İslam’dan Divinite İslam’a
Teoloji Tanrı bilmi..
Yaradan’ın araştırıldığı anlaşılmaya çalışıldığı bir bilim dalı değil.
Bizdeki sanıların ve sanrıların araştırmalarının yapıldığı Yaradıcı yerine yaradılan Tanrıların araştırıldığı bir bilm dalı.
Kur’an i tabire göre Şirk araştırma bilmi. Evet bu tam anlamıyla açıklıyor.
Haklı bir tepki olarak ama ne yazık’ki bir dogmatik olguyla yapılanan Ateizm bu boşluğu doldurmaya çalıştı.
ATEİZM A-TEO
İzm.. İnsan görüşü olan kabullenilmiş fikir algısıyla dogmatik olguyu yapılandıran, bilimsel ve akılcı verilere atalet gösteren kalabalıklığın, kültürleşmenin, çıkarların yapılandığı mantık sarmal’ı.
Ateizm olarak kemikleşmiş izm anlayışıyla bilgi’lerin değil görüşlerin öne çıktığı ve dayatıldığı mantık. Görüş sahiplerinin özgürlüğünü fikre aidiyet bağlılığıyla daralttığı, Kur’an daki Rüşt’ü yani olgunluk için sürekli yenilenebilmeyi kısıtlayıcı yapısından dolayı bilimsel omayan olgu.
Teo.. Tanrı kavramını isimlendiren kelimenin karşı duruşu olarak A-Teo bir tepki duruşunu ortaya koyan yapı’nın ismi. Teoloji’nin inceleyen bir bilim dalı olması gibi. Bilimsel, kanıtlara dayalı olmayan sanrıllara karşı hepimizin Kur’an ın bizden LAİLAHE ( Kişi, kurum, mekan ) Tanrı’laştırmasına kutsal’laştırmasına karşı isteğini, yerine getirmedeki istek ve eylemimizin sahiplenmemiz gereken duruşun adıdır aslında A-Teo.
Bildiğimiz ilk tarih sahnelerinde her bir toplumun evet ben bir sonucum, varım. O halde bir sebeb, bir irade olmalı. Bana ok ve mızrak yapmayı da öğretti bana gücü verdi o zaman Tanrı oralarıda bana al dedi.
Oradakilerede, sanada ok’la mızrağı öğretti karnınızı doyurasınız diye. Haklı çıkma adına yaradılan Tanrılar ilk defa iftirayla ortaya çıkmış oldu. Teoloji bilmi icat edilerek bilimsel bir durum oluşturuldu. İsimler konuldu, ritüeller geliştirildi, kimde kaç Tanrı var ve nasıl kullanılabilir ne işe yararlar. Unutmamaları ve geleceğe bırakabilmeleri için arşivler, kütüphaneler oluşturuldu.
En büyükleri Hristiyan kliselerinin kütüphaneleri.. En gizli ve gizemlileri Yahudi yazıtları, belgeleri, bir çok kişinin göremediği kitapları.. Müslümanlarmı, kütüphanelere bile gerek yok Allah dilerse olmazmı.. uçana kaçana ansiklopedi yazarsın. ( Kur’an ı, İncil’i Tevrat’ı Zebur’u ve Hak ile verilenlerin herbirini yani benim kitaplarımı veren Rabbimi tenzih ve tesbih ederim. )
Evet bilim insanlarımızada hak veriyorum. Coğrafyamızda Sünni’lik, İran’da Şii’lik, Lübnan’da Dürzi’lik, Suudi Arabistan’da, Vahabilik vs. Buralarda Teoloji bilminin doğrudan muhatabı İslam dedikleri üst kimlikle anılan bu yapılanmaların doktrinlerine ( DİN ) lerine ters bir şey söylemeniz halinde Mürted yani dinden ( her bir oluşumun kurallarından ) çıkan anlamına gelen bir durumda kalırsınız. Sonucumu.. İslamı sizden kurtarmak yani öldürülmeniz. Kur’an a ramen.
Bu yapılar eleştirilemez ,sorgulanamaz derler. Kur’an da inadına akletmezmisiniz der.
Peygamber algıları Tanrılaşma boyutunda kusursuz . Hadis söylenen söz anlamında Arapça bir kelime. Peygamber söyledi denildiğinde ..
Teolojinin araştırma alana girmiş demektir.
İslam dolayısıyla Kur’an kendini kendisi açıklıyor.
Yaradıcı tüm özelliklerini, hudutlarını, kendisini anlatan içeriğini kendi doldurduğu isimlerle netleştirmiş. Değişebilecek, çelişebilecek her yorumu durdurmuş.
Elçilerini Nebi ve Resul diyerek tüzel kişiliklerini ve görevlerini bir memurunkinden çok daha net belirlemiş. Ne uçmasına nede konmasına müsamaha göstermememiş.
Kur’an ında tüm veriler reel bilimle bu güne kadar anlaşılmış olanlarla.. İleride anlaşılacaklarla vizyonunuzu geliştirebiliyorsunuz. Sorgulandığında yorum’larla başbaşa kalmıyorsunuz. Doğrudan düşünmeye, araştırmaya iten bir yapıyla karşılaşıyorsunuz.
Teolojinin çeşitlilikleri, saptama ve istatistik verilerini bulamıyacağı reel bir ortam Kur’an.
Teoloji İslamından Divinite İslama araştırma ve inceleme bakımından diyorum. Geçme vakti gelmedimi. Divinite bunun da yetebileceğini sanmıyorum. En yakını..
Divinite Tanrısallık Tanrı bilmi böyle olmalı sanrısı değil, nasıl olduğunu ondan sormalı anlamalı O’nu ve onun verilerini incelemeli. Divinite Kur’an ın istediğini karşılamayan ama yakın olan en azından başlanabilecek bir çıkış.
Bir fikir olarak bilim insanlarımız özellikle felsefe hocalarımız beni dikkate alırlarmı bilemiyorum..
Kur’an ı araştıran bilim dalına REELOJİ diyerek isminin çağrışımınında verdiği gücü ve yönlendirmeyi İslam ve Kur’an bilmi denebilirmi..
Sadece bir öneri.
Sayın Emre bey,
Deist olup bize büyü yapıldığını o yuzden anlasamadigimizi bizle ugrastiklarina inanan ,hergunde alkol kullanan nisanlim var. Ayrilmak istediğimde beni baş ortum ve muslumanligimlada vurmaya calisiyor yani müslüman olsaymisim vicanli olur ona destek olurmusum. Hemen trk etmez ona yardim etmeye calisirmisim. Beni suclu hissettirerek kendine bagliyor.
Kendisine büyü olmadığını , büyülü olmadigini nasil izah edebilirim. Büyük nun olmadigini nasil ispatlarim. Gerçekten yaninda kalmayip sorunlarini cozmesine yardim etmezsem ben kötü bir Müslüman mi oluyorum?
Psikyatrik yardima inanmiyor red ediyor. Cok çaresiz kaldim, artik ben psikyatrik tedavi aliyorum. Iki satir yazmaniz benim icin cok degerli.
Saygılarımla
Ziynet Gedik
Selam olsun Allahin Kitabinin etrafinda toplananlara ve bu Kitabla insanlari uyaranlara, ve bu kitabdan hayatini düzenleyenlere.
Emre kardesim öncelikle Allah razi olsun ve ben sahidim Kuran eksenli calismalariniza Rabbim daim kilsin uzun ömürlü bir calisma nasib etsin.
Ben acizane Almanyada ikamet eden bir kardesinizim, Kuran icin ne yapabilirim sorusunun cevabini sizlerde buldugumu söyleyebilirim, nasil diye sorucak olursaniz
sizler Kuranin ekseninde cok muazzam calismalara imzalar attiginiza sahit oluyoruz,
iste cevabida tam burada gizli, bu calismalarinizin Almanyada almancaya tercüme edilmesi yani daha acik ifade ile Kuran merkezli videolarinizin alt kisminda almanca yazi ve birde sesli tercüme.
Bu konuda görüslerinizi fikirlerinizi bekliyorum.
Su fani dünyadan göcmeden önce tek bir videoda bile böyle bir calisma gerceklestirebilirsem mutlu ve bahtiyar olurum.
Cok birsey yapmis sayilmam ancak almanyadaki özellikle Alman kökenli
islami secen nice alman vardirki malesef
islam diye bir yigin hurafe ve uydurmalarla
bulandirilmis aslindan ve özünden kopartilmis
bir guruba dahil olup heder oldugunu düsünüyorum ve tamda bunun icin böyle bir calisma buralarda eksik ve olmasi gerekiyor diye düsünüyorum.
Insallah Nisan 29 Aklimdaki sorular sohbetinize katilmak istiyorum ve nasib olursa
orada konusma firsatini yakalarsak bu konularla alakali sizlerle görüsmek istiyorum.
Hani deniyor ya imtihan dayız diye.
E Rabbim herşeyi bilen ne yapacağını yapıp yapmayacağını bilen e nasıl imtihanda oluyoruz?en aklıma takılan bu ve bu kafamdaki soru dan dolayı kendimi çok suçluyorum.
Merhaba ben uzun zamandır işsizim ve borçlarımda var Rabbime her gün Dua ediyorum
ama bir yerde yanlış yapıyorum sanırım sıkıntılarımdan ve borçlarımda kurtulmak için hangi duayı okumalıyım ve ne yapmalıyım bana yardımcı olurmusunuz lütfen
Emre bey duyarli kisiliginiz ve Tanrinin yasalarini icsellestirip bu ugurda bir yasam surdurmeye niyetli olusunuz sebebiyle vicdan ehlisinizdir ve bize yardimci olabilirsiniz ümidiyle esenlikler olsun.
Emre bey 6284 sayili hollanda tarafindan fonlanan musluman aile yapisini hedef alan yasa ulkemizde bosanmalari cig gibi artirdi
Pozitif ayrimcilik sebebiyle velayetler anneye verulip babaya cocuk icra yoluyla takriben 500 600 tl civari herbir gorme icin durumu ayrica 1 gün evli kalsaniz bile 1988 deki degisiklikle suresiz nafaka ve 1 ay geciktirseniz 3 ay hapis sistemi erkekleri bunalima sokuyor ve kadin cinayetlerinin önünü aciyor mor cati projesiyle hollanda kadin derneklerinin kurulmasini ve finans yardimiylada yikimi korukluyor bir avrupa devleti niye para verir size ayrica medeni kanunda cocuga annenin isterse soyadini verme hskki bu projenin ph calismasi amac ve gaye bu cazipliklerle kadinlar hemen bosanma yolunu secsin tazminat+nafaka+velayet+ziynet esyalari tamami+edinilmis mal yarisi cani istemezse cocugu gostermeme bu hsklarini bilen kadin ilk firsatta bosanma yolunu seciyor erkek evlenemiyor ayrica ikinci esi olsabile nafaka devam ediyor buda cinneti kadin mezara adam hapse cocuk yuvaya lutfen okuyan hoca mustafa hoca pelin cift hanim canan hanim tv8 ilahiyat cevreleri betulsayan bakanimiza ve adalet bakanimiza ulasmamiz icin birkac hoca ayni goruste oldugunuz yada farkli gorustede olabilir vicdan ve fitrat bilinci olmemis insanlarrla ortak bir aciklama bu konuda ve dua
Lutfen….
Hocam sizin Acıbadem adresinize mail attım ama acaba ulaşmıyor mu diye merak ettim herhangi bir dönüş alamayınca. Yukarıda eklediğim mail adresimden attım.
Emre hocam merhaba
Sizi takip ediyorum ve fikirlerinizi çok benimsiyor ve beğeniyorum. Çok çeşitli fikir ve uygulamaların dışında kuran da ve efendimiz zamanında, uygulamasında, tavsiyesinde başörtüsü varmıdır? Iygulaması nasıl olmuştur? Kuranda bu konudaki ayeti nasıl yorumlamak gerekir?
Cevap verebilirseniz çok teşekkür ederim.
Aklı Başında bir kadının MÜSLÜMAN OLMASI için nedenleri nelerdir ?
Bir kadın neden Müslüman olmalıdır sorusuna verilebilecek 3 neden söyler misiniz ? Ben size aklı başında bir kadın ‘’neden Müslüman olmamalıdır’’ için verebileceğim cevaplar şunlardır ;
Bu soruya cevap verirken kanıtlarınız ayet ve hadis olmalıdır. Bende size şimdi bununla ilgili önce Kuran ayetleri ile sonra da peygamberimizin hadisleri ile cevap vereceğim.
Kuranı Kerimde yer alan kadın ile ilgili bazı ayetler şöyledir ;
1) Nisa suresi 3. Ayet : Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Bir erkeğe, 4 taneye kadar kadın ile evlenebilme hakkı tanıyan Kuran- Kerim, kadına haksızlık yapmamış mıdır ? Bir kadın kendisinin üzerine en az 3 tane kuma getirmeyi kabul edebiliyor ise bu kadın, Müslüman olabilir.
2) Nisa suresi 15. Ayet : Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye veya Allah onlar hakkında bir yol açıncaya kadar kendilerini evlerde tutun (dışarı çıkarmayın).
Bu ayette kadınlarınızdan derken çoğul bir ek kullanılmış. Yani bir den fazla kadını kast ediyor. Birden fazla kadın ile kocasını paylaşacak olan kadın , Müslüman olabilir.
3) Nisa suresi 34. Ayet : Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın.
Bu ayette erkeklerin kadınlardan üstün olduğu vurgulanıyor. Sebebi, erkeklerin geçim hayatını sağlamaları sebebiyledir. Fakat erkek cinsi kadın cinsinden üstün olabilir diyorsan, Müslüman olabilirsin.
Ayrıca iyi kadınlar itaatkardırlar derken, itaatkar olmayan, kocasının sözünü dinlemeyen kadınların kötü kadın olduğu vurgulanmaktadır. Eğer sen bütün kadınların kocalarının sözünden çıkmamasını savunuyorsan, Müslüman olabilirsin.
İsyan eden kadınları yataklarından ayırmak ve hafifçe de olsa dövmek benim için sorun değil diyorsan, Müslüman olabilirsin.
Yok bu ayetler öğüt vericidir diyorsan o zaman bu yapılanların senin kızına da yapılmasına ses çıkartmaz isen, sen tam bir Müslümansın.
4) Bakara suresi 223.ayet : Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir (tarlanızdır). Ekinliğinize( tarlanıza) dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin.
Bu ayette kadınlar sizin tarlanızdır derken neyin kast edildiği çok farklı kaynaklarda çok farklı olarak anlatılır. Ama en çok anlatılan şeyin, cinsel münasebet olduğunu görürsünüz. Bir kadın olarak vücudunuzun istenildiği şekilde ( oral ve anal yol hariç ) sürülmesini normal karşılıyorsanız , siz iyi bir Müslüman olabilirsiniz.
5) Bakara suresi 228.ayet : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bir kadın boşandığı anda en az 3 ay beklemelidir. Neden beklemek zorunda ki ? Eğer anlatılmak istenen kadının hamile olup olmaması ise şuanki dünyamızda bu işlem bir test ile hemen tespit ediliyor. Eğer o zamanki şartlarda bu belli değildi diyorsanız o zaman Kuran sadece o zamanı kast etmiş olduğunuzu anlar ve şuan ki dünyaya ayak uyduramadığını görürüz. Ayrıca , ‘’Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır’’ sözünden de erkeklerin kadınlardan biraz üstün olduğunu anlarız. Erkek kadından üstündür diyorsan, Müslüman olabilirsin.
6) Bakara suresi 282.ayet : Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun.
2 Kadının şahitliği 1 erkeğin şahitliği ile denk getirilmiş. Burada kadınlara karşı bir haksızlık yapılmadığını düşünüyorsanız, siz adaletli bir Müslüman olursunuz.
7) Ali İmran suresi 14.ayet : Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.
Kadınların, erkeklerin nefsini şiddetle arzulayan bir süs olduğu anlatılıyorken bir kadının bu sözden hiçbir rahatsızlık hissetmemesi onun Müslüman olduğunun bir göstergesidir. Kadınlar erkek için bir arzu süsü ise demek ki Kuran kadını erkeğin zaafı olarak görmektedir. Bu zaaf ile anlatılmak istenen yine cinsellik ve sex’tir.
8) Ali İmran suresi 42.ayet : Hani melekler, “Ey Meryem! Allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.”
Bu ayette Allahın adil olduğunu düşünüyorsanız ve Meryem’in benden üstün olması sorun değil diyorsanız, Müslüman olabilirsiniz. Kuran da ‘’Adalet’’ ile ilgili bir çok konu anlatılırken burada adil olunmamayı normal karşılayabilir misiniz ? Bir babanın, bir kızını ayrı tutup ötekilerine farklı davranması ne kadar normal ise sizinde Müslüman olmanız o kadar normaldir !
9) Nur suresi 31.ayet : Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.
Bu ayet örtünme ile ilgili bir ayettir. Kadının örtünmesi gerektiği anlatılıyor. Bir kadının örtünmesi gerektiğini fakat bir erkeğe hiçbir yaptırımın olmamasını sen ne kadar doğal karşılıyor isen o kadar iyi Müslümansın. Kadının bir örtünün altında hayatını sürdürmesi sana doğal geliyor ise bana o kadar baskıcı geliyor. Erkeğe serbest olan örtünme kadına yasak ! Arabistanda kadının her görünen yeri örtülüyor, Türkiye de sadece yüz açıkta kalarak örtülüyor. Allah hiç böyle bir şeyi emrederek kadına eziyet eder mi ? Eder diyorsan, sen Müslümansın !
10) Azhab suresi 30.ayet : Ey Peygamber’in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa onun cezası iki kat verilir. Bu Allah’a göre kolaydır.
‘’Peygamberin hanımları’’ lafzı seni zaten rahatsız etmiyor. Çünkü sen çok eşliliği normal karşılayan bir Müslümansın ! Ayrıca peygamber ile evli olmak o kişinin bir günah işlediğinde 2 kat fazla olması ne kadar adil ise sen de o kadar adil bir Müslümansın ! Bütün alemlere rahmet olan bir kitapta, peygamberin hanımlarına yer verilmesi ve ayrıca peygamberin cinsel hayatının bile anlatılması seni hiç düşündürmüyor ise, sen çok iyi bir Müslümansın ! Bu ayetin sadece peygamberin hanımlarını korkutmak için yazıldığını anlayamazsın.
11) Azhab suresi 59.ayet : Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur.
Yine örtünme ile ilgili bir ayet. Bir kadın tanınmamak için kıyafet giymelidir. Bu nasıl olabilir ? Yüzünün dahi görünmemesi şeklinde olacaktır. Siz sokakta tanınmamak için bu tip kıyafetleri giymeyi seviyorsanız, iyi bir Müslümansınız. Yok ben bu kıyafetleri giymem derseniz İslam’a karşı çıkmış olursunuz. Emri uygulamamış olursunuz. Erkeğin emrini yerine getirmeyen kadını kocası dövebilirse, Allahın emrini yerine getirmeyen kadını Allah ne yapar artık siz düşünün !
12) Talak suresi 4.ayet : Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer.
Bu ayette ‘’henüz adet görmeyenler’’ sözünden ne anlıyorsunuz ? Ben de tefsirlere bakayım dedim ve Türkiye de bir çok tefsircinin ‘’küçük çocuk ile evlenilebilir hükmü’’ çıkarttığını gördüm. Şimdi bu ayet sizi rahatsız etmiyor ise ve 10-12 yaşında ki bir çocuğunuzu evlendirebilirim diyorsanız , siz iyi bir Müslümansınız. Sadece bu ayetin tefsirini birçok İslami sitede baktığınızda hepsinde kaçak dövüş tabir edeceğimiz açıklamaları görürsünüz. Küçük yaşta evliliği savunan zihniyet bu ayeti aynen okunduğu gibi açıklarken , küçük yaşta evliliği savunmayanlar ise bu ayetin başka şeyi anlatmak istediğini söylediğini görürsünüz. Açıklamalardan ‘’kılıfına uydurma’’ hissini anlayabilirsiniz. Ama siz benim bu söylediğime inanmazsanız ve bu ayet üzerinde araştırma yapmaz iseniz iyi bir Müslüman olacaksınız !!
13) Mümtehine suresi 10.ayet : Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir.
Ayette ne var ki diyeceksiniz ? Neden hep erkekler için yazılmış bu tip ayetler ? Neden kadınları imtihan etmek zorundayız da , erkekler imtihan edilmiş olmasınlar ? Kuranı okuduğunuz zaman erkek egemen, üstünlüğü erkekte olan, kadını erkeğin seçeceği bir sistemin olduğunu görürsünüz. Bu sizi rahatsız etmiyor ise siz iyi bir Müslümansınız ! Bu ayetler kesinlikle bir erkeği rahatsız etmez. Ama bir kadın rahatsızlık duymuyor ise o kadın mümin bir kadındır!
14) Rahman suresi 56.ayet : Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
Bu ayeti açıklarken, önceki ayetler de cennetin tasvir edildiğini göreceksiniz. Cennet tasvir edilirken bu ayette erkekler için söylendiğini anlayacaksınız. Dilber kelimesi bir erkek için kullanılmayacağına göre siz bunu da normal görürseniz, o zaman iyi bir Müslümansınız.
15) Nebe suresi 31-34.ayetler :Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
Bu ayette erkeklere vaad edilmiş cennetteki güzellikler tasvir edilirken, kadınlara bu tarz tasvirlerin vaad edilmemiş olması bir kadını rahatsız etmiyor ise bir kadın olarak sen mükemmel bir Müslümansın ! Kocasına öteki dünyada vaat edilmiş genç kızları bir kadın kıskanmayacak ama bu dünyadaki en şehvet dolu yaratığı olacak öyle mi ? Her zaman sorduğum gibi ‘’ erkeğe huri vaad ediyor da kadına Nuri neden vaad edilmemiş ? ‘’ bunu sorarsan kafir sormaz isen Müslüman oluyorsun !
16) Vakia suresi 28-38.ayetler : (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık. Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
Bu ayette de cennetteki güzellikler tasvir edilmiş. Yine Huri ve yine Bakire. Yapılan birçok tefsirler de bunların kadınlar içinde vaad edildiğini hiç görmedim. Siz gördüyseniz ve Kuranı Kerimi çok iyi okuduysanız ve bunları fark etmemiş iseniz siz çok iyi bir Müslümansız. Kadını ,erkeği ile aynı görüyor iseniz sizin okuduğunuz Kuran ile benim okuduğum Kuran’ın aynı olmadığını söyleyebilirim.
Kadınların ay başı günleri hakkında bir çok ayet var. Bütün dünya insanları için inmiş olan bir kitapta aybaşı günlerine bu kadar çok yer verilmesi bana bu kitabın yaratan tanrının sözü ile değilde, bir erkek tarafından yazdırıldığı izlenimi verdi.
Kadınlar konusunda Kuranı Kerimi hep eleştirdin, hiç mi kadına güzel şeyler vaad edilmemiş diyorsan söyleyeyim. Bak bu ayetler de kadın için güzel şeyler de var. En başta sormuştum ya ‘’Aklını kullanan bir kadının Müslüman olması için 3 neden ne diye ? ‘’ İşte ben 2 nedeni buldum, 3. Nedeni de sen bul ;
1.) Tevbe suresi 72.ayet : Allah mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.
2.) Hadid suresi 12.ayet ; Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir: “Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedi olarak kalacağınız cennetlerdir.” İşte bu büyük başarıdır.
Not: Ayetlerin tamamını Diyanet İşlerinin İnternet sitesinden aldım. Baz aldığım kaynak diyanet işlerinin meali’dir. Birkaç kaynak hariç hemen hepsinde aynı meal vardır.
Kadınlar bu hayatta, çocuğu 9 ay karnında taşıyor, en az 2 yıl emziriyor, çocuğun bakımını yapıyor, neslimizin devamını sağlıyor, ev işlerinin tamamını yapıyor, yemek yapıyor, kocasına yatakta zevk ediyor, çabuk yıpranıyor ve kendisine hak görülen davranış şekli bizi Yaratan Tanrı tarafından bu mudur ? Dünya hayatının bütün çilesini çek , ama bütün sefayı erkek sürsün diyorsan en iyi Müslüman sensin !!!!
sizin bu yazdıklarıma karşı görüşünüz nedir ?
Emre hoca merhaba,
şimdi size bi sorum olacaktı bir konu hakkında bilimsel çalışma yaparken farkında olmadan
müteşabih olan bir ayetin tevilinin hikmetinin
ortaya çıktığını gördüm şimdi ne olacak.
Kitaplarınızı gerçekten çok beğeniyor ve onlardan yararlanıyorum. Yazılarınızın dili çok anlaşılır, akla uygun ve akıcı. Dinimi anlamamda bana çok yardımcı oluyor. Allah sizden razı olsun.
Sizlere teşekkür ediyor, daha bol bol böyle güzel kitaplar yazmanızı diliyorum.
iyi geceler hocam.DİNİ KONULARDA KENDİNİ KANDIRMANIN 40 YOLU makalenizi incelemekteyim.. bu alanda yapılmış çok değerli bir paylaşım olmuş..
kendimden bahsedeyim kısaca; fikir oluşturma ya da oluturulan bir fikre karşı çok açık ve sağlam eleştiri oluşturma özelliğim var. Yani ; 100 insanın okuyup da çok beğendiği bir yazıda ufak ve önemsiz görünen noktalar dikkatimi çok çeker..
makaleniz oldukça etkileyici. şeytanın söylediği cümleler ya da insanın nefsinin emrettiği cümlelerden verdiğiniz örnekler benim duygulanıp etkilenmemde kalkan gibiydi.. tabiri caizse ‘Eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek’ gibi geldi bana, o yüzden metindeki duyguları çok özümsemek isterken sürekli engel olan parantez içi cümleler.. bu hoşuma gitmedi, yazdığınız çok değerli makalenizi daha çok yutup sindirmek isterdim,
Size yazma sebebim gerçekten zirveye bir kaç adımınız kalmış bir kaç cm ittirebiliyorsam üzerime düşeni yapmış hissedeceğim..
Saygılar ;
Gülhane Üniversitesi Psikiyatri Yüksek Lisans Öğrencisi
ASLI TAŞKIN
Selamunaleykum hocam. Size bir sorum olacak cevaplandirmanizi ümit ediyorum. Hadisler ve sünnet hakkında görüşlerinizi merak ediyorum. Yani hadislerin uydurma olduğunu mu düşünüyorsunuz? Gerçekten bir artniyetle sormuyorum merakımdan soruyorum açık ve samimi cevabınızı bekliyorum. Teşekkürler .
Emre Hocam size samsun’dan yazıyorum. youtube,tv ve kitaplarınızdan sizi takip ediyorum. Maneviyatımıza güç veriyorsunuz,Allah razı olsun. Sayenizde ihmal ettiğim namaza sıkıca sarılıyorum şimdi. Arkadaşlarımızı da teşvik etmeye çalışıyoruz inşallah.. Samsun’da emlak ofisim var. Mavi emlak.. Gelirseniz samsun’a sizi görmek ve bir çay içmek isteriz.. Saygılar..
Sayın hocam öncelikle programınızdan dolayı sizin şahsınızda emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim. Stüdyodaki yerleşim planını daha sıcak ve daha samimi bir havaya getirirseniz programınız daha etkili olacaktır. Saygılarımla.
39 Responses
“Allah, İbrahim’i ateşten kurtardı ama tecavüze uğrayıp öldürülen küçük kızı neden kurtarmadı?” sorusuna Kur’an ayetleri ışığında ve akla uygun felsefi izahlarla en mükemmel şekilde nasıl cevap verilir? Allah’ın, idrak etmemiz gereken kanunları var; İbrahim’i kurtarması ve küçük kızı kurtarmaması o kanunlara bağlı olarak tahakkuk ediyor. Biz, o kanunları doğru anlamakla ve güzel izahlarla ateist ve deist bireylere anlatmakla mükellefiz. Ayrıca böyle sorulara oluşturulan cevap modellerini hem bilgisayarda, hem de kalemle yazılmış halde bir arşivde saklamakla da sorumluyuz. Belki bizden yüz sene sonraki kuşak, hazırladığımız arşivlerden faydalanacaktır. Ortada üzücü bir gerçek var ki Kötülük Sorunsalı, en azından nacizane benim bildiğim kadarıyla filozoflarımızın ve mutasavvıflarımızın fazla ilgilenmediği konular olmuş. İlgilenenler de kötülüğün kaynağı üzerinde durmuşlar fakat deist akılların ürettiği spesifik sorular hakkında çalışma yapılmamış. Asıl önemli olan kötülüğün kaynağı değil; evrendeki acılar üzerine insanların düşündüğü özel subjektif sorular ve bunlara verilen cevap modelleridir. İşte bu yüzden, “İbrahim ve küçük kız” örneği çok mühimdir. Biz sayısız örneğe sayısız cevap modeli üretip bunu kendi arşivlerimizde ve kütüphanelerde saklarsak yüz sene sonraki nesil bizim için dua edecektir. Ayrıca, Allah’ın bu mühim konularda gözümüzden kaçan kanunları vardır. Mesela, Maide 112-115.ayetlerde havariler gökten bir sofra indirilmesini isterken Allah,bundan sonra kafirlik yapılması halinde çok büyük bir ceza vereceğini vahyediyor. Bu perspektiften bakıldığında İbrahim’i ateşten kurtarması,aslında İbrahim için büyük bir imtihan sebebidir. Yani, konu üzerinde gereği gibi düşünürsek, Kötülük Sorunsalına meraklı bir bilim adamı gibi eğilirsek, yeni keşifler yapabiliriz.
Emren kardeşim ben acizane Almanya’dan
bir kardeşinşzim,bu yıl Türkiye’ye izine geldiğimde
Teyzemin oğlunun cezaevinde olduğunu öğrendim
kendisine kurandaki islamla tanışabilmesi hasebiyle, sizin bu doğrultuda kaleme almış olduğunuz kitablarınızın tamamını göndermek istiyorum. Sizden ricam tüm kitablarınız için bana hangi hesaba nekadar ücret ödemem gerektiğini bildirmeniz ve bu ücreti gönderdikten sonra Kargo yoluyla kitabları size bildireceğim teyzemin adresine göndermeniz.
Sevgidolu selamlarımla
Bülent Akar
Hocam sizinle özel bir konu hakkında görüşmek istiyorum. Mail ya da telefon yoluyla da olabilir. Ben Ankara İlahiyat’tan mezunum. Şu an öğretmenlik yapıyorum Ankara’da. Ben öğrenciyken fakültemize gelmiştiniz ayak üstü Caner abi Siz ve ben muhabbet etmiştik.
İyi günler Hocam,
Ben Kuran-ı Kerim’in Türkçe’sini okudum ve bitirdim ancak bazı sorular çıkarttım. Tabi ki her cümlenin farklı mealleri var ancak sizin gibi bir bilirkişiye sormak istediğim sorularım var. Günümüzde her kafadan bir ses çıktığı için bizzat kendim Kuran’ı okuyp sorulamı çıkartmak istedim.
Beni aydınlatırsanız ve yardımcı olursanız çok minnettar kalırım
Saygılarımla
Nihan Yılmazer
SORULAR:
1. MÜDDESİR SURESİNDE “SEKAR’IN ÜZERİNDE 19 VARDIR” DERKEN 19 İLE NE ANLATILMAK İSTENMİŞTİR?
2. BÜRUC SURESİNDE “KURAN KORUNMUŞ BİR LEVH-İ MAHFUZ’DADIR” DERKEN LEVH-İ MAHFUZ NEDİR?BU LEVHA NEDİR?
3. SAD SURESİNDE HZ. SÜLEYMAN’IN EMRİNE VERİLDİĞİ SÖYLENEN ŞEYTANLARDAN BUNLARDAN BAZILARI BİRA USTASI VE BAZILARI DALGIÇTI NE DEMEKTİR?
4. KURAN’DA BİRÇOK YERDE TEKRARLANAN ALLAH DİLEDİĞİNİ SAPTIRIR NE DEMEKTİR? İNSANIN ÖZGÜR İRADESİ YOK MU? EĞER BEN İNANANSAM ALLAH İSTERSE BENİ YOLUMDAN SAPTIRIP KÖTÜ YOLA MI İLETECEK? O ZAMAN CENNET CEHENNEM AYRIMI NEDEN OLSUN? BEN NE KADAR İYİ BİR KUL OLMAYA ÇALIŞŞAM DA ALLAH BENİ İSTEDİĞİ ZAMAN SAPTIRACAKSA HERSEY ANLAMINI YİTİRMEZ Mİ? :
• (FATIR SURESİ : “ALLAH DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ SAPTIRIR, DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ GÜZEL YOLA SOKAR”)
• (HUD SURESİ: “NUH DEDİ Kİ: EĞER ALLAH SİZİ AZDIRMAK İSTİYORSA BEN SİZE ÖĞÜT DE VERSEM SİZE YARAR SAĞLAMAZ”)
• (ENAM SURESİ: “ALLAH DİLESEYDİ ŞİRKE BATMAZLARDI”)
• (ŞURA SURESİ: “ALLAH DİLERSE SENİN KALBİNİ MÜHÜRLER”)
• (ŞURA SURESİ: “ ALLAHIN SAPTIRDIĞI KİMSE İÇİN ARTIK BİR YOL YOKTUR”)
• (KEHF SURESİ: “İNKAR EDENLERİN KALBİNE KABUK BAĞLADIK KULAKARINA AĞIRLIK KOYDUK DUYMAZLAR. ÇAĞIRSANDA HİDAYETE ASLA ULAŞAMAZLAR”)
• (İBRAHİM SURESİ: “ALLAH DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ SAPTIRIR, DİLEDİĞİNİ/DİLEYENİ İYİYE KILAVUZLAR”)
• (NİSA SURESİ: “ALLAH’IN ŞAŞIRTTIKLARINA SEN YARDIMCI OLAMAZSIN”)
5. FATIR SURESİNDE BELİRTİLEN “İNSANIN DAHA ÇOK YAŞAMASI YA DA ÖMRÜNDEN EKSİLTİLMESİ BİR KİTAPTA YAZILIDIR” DERKEN BAHSEDİLEN KİTAP HANGİSİDİR? LEVHİ MAHFUZ’DAN MI BAHSEDİLİYOR?
6. TAHA SURESİNDE “ BİZ BU KURAN’I SEN ZAHMET ÇEKESİN DİYE İNDİRMEDİK” DERKEN VE….. DERKEN SONUÇTA BİZ İNSANLARA 5 VAKİT NAMAZ KILMAK ORUÇ TUTMAK HACCA GİTMEK ABDEST ALMAK ZOR GELEBİLİYOR. KURAN’DA ZORLUK DİNİ OLMADIĞINDAN BAHSEDİLİRKEN BEN NAMAZ KILMAZSAM ORUÇ TUTMAZSAM GÜNAHA GİRİP CEHENNEME GİTMEYECEK MİYİM ANLAMINA MI GELİYOR?
7. TAHA SURESİNDE “SUR’A ÜFLENİNCE ARALARINDA FISILDAŞIRLAR; ANCAK 10 GÜN FALAN KALDINIZ, YOLCA EN SEÇKİNLERİ İSE EN FAZLA 1 GÜN KALDINIZ DER” DERKEN NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
8. KURAN’DA BİRÇOK YERDE GEÇEN CENNET TASVİRLERİNDE HURİLERDEN BAHSEDİLİYOR. MAALESEF HURİ TANIMLARI BİRAZ CİNSELLİK ÇAĞRISIŞIMLARI YAPIYOR. BU CENNET TANIMLARI MAALESEF KÖTÜ ÇAĞRIŞIMLAR YAPIYOR. SİZ NASIL YORUMLUYORSUNUZ?
• (VAKIA SURESİ: İRİ GÖZLÜ SİYAH GÖZLÜ GENÇ KADINLAR (KORUNAN İNCİLER MİSALİ), BAKİRE KADINLAR, CİLVELİ DİLBERLER)
• (SAFFAT SURESİ: “YANLARINDA İRİ GÖZLÜ DİLBERLER VARDIR. KORUNMUŞ YUMURTA GİDİBİR ONLAR.”)
• (DUHAN SURESİ: “İRİ GÖZLÜ HURİLERLE EŞLESTİRİLMİŞLERDİR”)
9. VAKIA SURESİ’NDE “ KURAN TİTİZLİKLE SAKLANIR. ONA ARINDIRILMIŞLARDAN KİMSE DOKUNAMAZ” DERKEN ARINDIRILMIŞLAR DERKEN KİMDEN BAHSEDİLİYOR? KURAN’A DOKUNMAK DERKEN NE KASTEDİLMEKTEDİR?
10. NEML SURESİ’NDE “ ALLAH YARATMAYA BAŞLAYIP SONRA TEKRAR TEKRAR YARATAN” (64.AYET) DERKEN REEAKARNASYONDAN MU BAHSEDİLİYOR? YANİ ÖLÜNCE BU DÜNYADA TEKRAR BAŞKA SURETTE DOĞUYORUZ HİPOTEZİNİ Mİ DOĞRULUYOR? YANİ TEKRAR BAŞKA SURETTE KIYAMET GÜNÜNE KADAR CAN MI BULACAĞIZ?
11. İSRA SURESİ’NDE “KİM HAKSIZ YERE ÖLDÜRÜLÜRSE ONUN VELİSİNE/SÖZ HAKKI VERDİK AMA O DA ÖLDÜRMEDE SINIR TANIMAZLIK ETMESİN” DERKEN BİRİNİ ÖLDÜRME HAKKI MI TANINIYOR? BU SİZCE NE KADAR DOĞRU? SONUÇTA KURAN İNTİKAM YA DA KARŞILIK VERME AMAÇLI DA OLSA BİRİNİ ÖLDÜRMEYE İZİN VERİYOR YANİ YELTENDİRMİYOR MU?
12. HUD SURESİ’NDE “KURAN AYETLERİ ÖNCE MUHKEN KILINMIŞ SONRA FASIL FASIL AYRINTILI HALE GETİRİLMİŞTİR” DERKEN BUNU YAPAN KİMLERDİR? KİMLERDEN BAHSEDİLMEKTEDİR?
13. SAFFAT SURESİ’NDE “YÜCE KONSEYDEN BİR SÖZ ÇALIP ÇARPAN OLURSA ONUN PEŞİNE HEMEN DELİCİ ALEVLİ BİR YILDIR TAKILIR” DERKEN BAHSEDİLEN YÜCE KONSEY NEDİR? BUNU ÇALIP ÇIRPACAK KİMDİR?
14. SAFFAT SURESİ’NDE “LUT PEYGAMBERİN ONA İNANMAYAN TOPLUMUNU HELAK ETTİK. KUŞKUSUZ SİZ ONLARIN YANINDAN SABAHLARI VE GECELERİ GEÇİYORSUNUZ” DERKEN BİZ NEYİN KİMİN YANINDAN GEÇİYORUZ?
15. SEBE SURESİ’NDE “ALLAH DER Kİ: BEN SİZE BİR TEK ŞEY ÖĞÜTLÜYORUM; ALLAH İÇİN 2ŞER YA DA TEKER TEKER KIYAM EDİN/AYAĞA KALKIN SONRA DA DÜŞÜNÜN DERİN DERİN” DERKEN NE DEMEK İSTENİYOR?
16. ZÜMER SURESİNDE BAHSEDİLEN “ ANNE KARNINDA 3 KARANLIK İÇİNDE BİR YARATILIŞTAN DİĞERİNE GEÇEREK OLUŞURSUNUZ” DERKEN BAHSEDİLEN 3 KARANLIK NEDİR?
17. ZÜHRUF SURESİ NO:33 NOLU AYETTE NE ANLATIRLMAK İSTENİYOR? “İNSANLR TEK BİR ÜMMET HALİNE GELMEYECEK OLSALARDI ALLAH’A NANKÖRLÜK EDENLERİN EVLERİNE GÜMÜŞTEN TAVANLAR ÇAKAR ÜZERLERİNE BİNİP YÜKSELECEKLERİ MERDİVENLER ASANSÖRLER KURARDIK, EVLERİNE KAPILAR ÜZERLERİNDEN DE YAN YATACAKLARI KOLTUKLAR YAPARDIK” NE DEMEKTİR?
18. CASİYE SURESİ “HER ÜMMET KIYAMET GÜNÜNDE KENDİ KİTABINA DAVET EDİLİR” DENİLMEKTEDİR. SONUÇTA İNCİL VE TEVRAT DEĞİŞTİRİLDİ. NEDEN BU KİTAPLARA DAVET EDİLSİNLER? VE BU ÜMMETLERE KURAN’A İNANMADIKLARI İÇİN BİR MUAMELE OLMAYACAK MI? YA DA KENDİ DEĞİŞTİRİLMİŞ KİTAPLARI YERİNE KURAN’A GÖRE SORGUYA ALINMALARI GEREKMİYOR MU?
19. NAHL SURESİNDE BAHSEDİLEN “ CUMARTESİ GÜNLERİ ONLARA FARZ KILINDI” DERKEN KİMDEN BAHSEDİLİYOR?
20. ENBİYA SURESİ’NDE “ YE’CUC VE ME’CUC AÇILDIĞINDA ORAYA HER TEPEDEN AKIN EDERLER” DERKEN YE’CUC VE ME’CUC NEDİR? AKIN EDENLER KİMLERDİR?
21. MÜMİNUN SURESİ’NDE BAHSEDİLEN “TUR-İ SİNA’DAN BİR AĞAÇ ÇIKARTTIK, YAĞLI OLARAK BİTER, YİYENLERE KATIKTIR” DEDİĞİ AĞAÇ ZEYTİN MİDİR?
22. MÜMİNUN SURESİ’NDE “ ALLAH BUYURUR: YERYÜZÜNDE YILLAR SAYISIYLA NE KADAR KALDINIZ? CEVAP VERİRLER: BİR GÜN YAHUT BİR KISMI KADAR. ALLAH: SADECE BİRAZCIK KALDINIZ, KEŞKE BİLİYOR OLSAYDINIZ.” DERKEN NE DEMEK İSTENİYOR? DÜNYA VE ALLAH KATINDAKİ ZAMAN VE SÜRELER FARKLI MI?
• (SECDE SURESİ” 1 GÜN Kİ SİZDE SÜRESİ SİZİN SAYMAKTA OLDUĞUNUZ GÜNLERDEN 1000 YILA DENKTİR”)
• (MEARİC SURESİ “MELEKLER VE RUH ELLİBİN YIL SÜREN 1 GÜNDE ALLAH’A YÜKSELİRLER”)
• (NAZİAT SURESİ: “ONU (ALLAH’I) GÖRDÜKLERİ GÜN DÜNYADA 1 AKŞAM YA DA ONUN KUŞLUK VAKTİNDEN BAŞKA KALMAMIŞA DÖNERLER”)
23. SECDE SURESİ’NDE “ SAPMIŞ OLANLARA O BÜYÜK AZAPTAN AYRI OLARAK O KÜÇÜK AZAPTAN DA TATTIRACAĞIZ” DERKEN BURADAKİ BÜYÜK AZAP CEHENNEMSE KÜÇÜK AZAP NEDİR?
24. HAKKA SURESİ’NDE “ KIYAMET GÜNÜNDE RABBİNİN ARŞINI O GÜN ONLARIN ÜZERİNDEKİ 8 TAŞIR” NE DEMEKTİR? 8 SAYISI NE ANLAMA GELİYOR? BURADA NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
25. RUM SURESİ’NDE “RUM YENİLGİYE UGRATILDI. YERYÜZÜNÜN ALÇAK BİR YERİNDE YENİLDİRLER AMA BİRKAÇ YIL İÇİNDE GALİP DURUMA GEÇECEKLER. ONLAR GALİP OLUNCA MÜMİNLER RAHATLAYACAK” DERKEN BİLDİĞİMİZ RUMLARDAN MI BAHSEDİLİYOR? BURDAKİ RUMLAR KİMLERDİR?
26. ANKEBUT SURESİ’NDE “ÇEVRELERİNDEN İNSANLAR ÇARPILIP GÖTÜRÜLÜRKEN HAREM’İ GÜVEN İÇİNDE TUTTUK” DERKEN BAHSEDİLEN HAREM NEDİR? ŞEHİR MİDİR? YOKSA BİLDİĞİMİZ KADINLARDAN OLUŞAN HAREM Mİ?
27. MUTAFFİFİN SURESİ’NDE “SİCCİN’DEKİ KİTAP RAKAMLARDAN KODLANMIŞ BİR KİTAPTIR. KÖTÜLÜK İŞLEYENLERİN KİTABI SİCCİN’DE, İYİLİK İŞLEYENLERİN KİTABI İLLİYYUN’DADIR VE O DA RAKAMLARLA KODLANMIŞTIR” BU KİTAPLAR VE BAHSEDİLEN SİCCİN & İLLİYYUN NERESİDİR?
28. HAC SURESİ’NDE “BİZ HER ÜMMET İÇİN KURBANLIK KESME ZAMANI VE YERİ VE DE TARZI BELİRİLEDİK” DERKEN HER DİNDE KURBAN KESMEK Mİ VAR? AYIRCA KURBAN KESMEK GERCEKTEN EMİR MİDİR? KURBAN BAYRAMI VAR MIDIR? KURAN’DA KURBAN BAYRAMINA RASTLAMADIM. KURBAN SADECE HACCA GİDİLİNCE Mİ KESİLİYOR?
29. RAHMAN SURESİ’NDE “2 CENNET VAR, 2 CENNET DAHA VAR” DERKEN KAÇ TANE CENNET VARDIR?
30. BAKARA SURESİ’NDE “ EY İSRAİLOĞULLARI SİZİ TÜM ALEMLERDEN ÜSTÜN KILDIĞIMI HATIRLAYIN” DERKEN HALA BİZDEN ÜSTÜN BİR TOPLULUK MU? EN ÜSTÜN TOPLULUK OLARAK MI KALACAKLAR? BU MU ANLATILMAK İSTENİYOR?
31. BAKARA SURESİ “ İÇİNİZDEN CUMARTESİ GÜNÜ AZGINLIK YAPANLARA AŞAĞILIK MAYMUNLAR OLUN DEDİK” NEDEN CUMARTESİ ÖNEMKLİ BİR GÜN VE BU GÜN KİMİN İÇİN ÖNEMLİ?
32. BAKARA SURESİ “İMAN EDENLER RAİNA DEMEYİN UNZURNA DEYİN” DERKEN NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
33. BAKARA SURESİ “MERVE İLE SAFA ALLAH’IN BELLİKLERİNDENDİR” BU KİŞİLER KİMLERDİR?
34. BAKARA SURESİ “ ÖLDÜRÜLENLER HAKKINDA ÜZERİNİZE KISSAS YAZILDI” NE DEMEKTİR? HANGİ ÖLDÜRÜLENLERDEN BAHSEDİLİYOR? BAHSEDİLEN KISSAS NEDİR?
35. BAKARA SURESİ “ KİM KARDEŞİ TARAFINDAN AFFEDİLİRSE O AFFEDENE EN GÜZEL BİÇİMDE ÖDEME YAPILMALIDIR” NE DEMEKTİR? NEDEN ÖDEME YAPILIYOR? BURADA NE ANLATILMAK İSTENİYOR?
36. BAKARA SURESİ: “HACCI DA UMREYİ DE TAMAMLAYIN” HER 2SİNİ DE Mİ TAMALAYACAĞIZ VE BU ZORUNLU MU?
37. BAKARA SURESİ “ ALLAH’I SAYILI GÜNLERDE AN” SAYILI GÜNLER HANGİLERİ? VE ALLAHI’I HERGÜN ANMAMAIZ GEREKMEZ Mİ?
38. BAKARA SURESİ: “O HARAM AYDA SAVAŞMAK GÜNAHTIR” HARAM AY HANGİSİDİR?
39. BAKARA SURESİ: “ ERKEKLERİN KADINLAR ÜZERİNDE BİR DERECE FARKI VARDIR” BE NE DEMEKTİR? ERKEKLER KADINLARDAN ÜSTÜN MÜDÜR?
40. BAKARA SURESİ: “ ŞU KİŞİ ALLAH ÖLENLERİ NASIL DİRİLTECEK DEYİNCE ALLAH ONU 100 YIL ÖLDÜRDÜ VE SONRA GERİ DİRİLTTİ” BURADA BAHSEDİLEN KİŞİ KİMDİR?
41. BAKARA SURESİ’NDE BAHSEDİLEN TALUT PEYGAMBER KİMDİR?
42. BAKARA SURESİ “ RİBA (FAİZ) HARAMDIR” FAİZ GERÇEKTEN HARAM MIDIR?
43. ALİ İMRAN SURESİ “ HİKMETLERLE DOLU ZİKİRLER” DERKEN HANGİ ZİKİRLERDEN BAHSEDİLİYOR?
44. NİSA SURESİ’NDE “ YETİMLERDEN 2’ŞER 3’ER NİKAHLAYIN AMA ADALETLİ DAVRANABİLECEKSENİZ. YOKSA SADECE 1 EŞ NİKAHLAYIN” DENİYOR. BU HALA GEÇERLİ Mİ YOKSA O DÖNEM İÇİN O DÖNEMİN ŞARTLARI İÇİN Mİ SÖYLENİYOR?
45. NİSA SURESİ NO:55 “PEYGAMBERİN ANLAŞMALARDA ALDIĞI KADINLAR…” DERKEN PEYGAMBERİMİZ NEDEN ANLAŞMALARDA KADIN ALIYOR? NEDEN BİRDEN FAZLA KADINLA EVLENİYOR?
46. NİSA SURESİ “YAHUDİLERE CUMARTESİ GÜNÜ AZGINLIK YAPMAYIN DEDİK” NEDEN HER ÜMMETE FARKLI GÜNLER UTSAL? MÜSLÜMANLARA CUMA, YAHUDİLERE CUMARTESİ, HIRİSTİYANLAR NEDEN PAZAR?
47. NUR SURESİ’NDE “KADINLAR SÜSLERİNİN/ZİNNETLERİNİN GÖRÜNDÜĞÜ YERLER HARİÇ ÖRTSÜNLER” NE DEMEKTİR? KADINLAR BAŞLARINI ÖRTMELİ MİDİR? ÖRTÜNME KONUSUNDAN BAHSEDER MİSİNİZ?
48. NUR SURESİ” EVLATTAN KESİLEN KADINLAR AÇILABİLİR” NE DEMEKTİR? SİZCE BU DOĞRU MUDUR? BUNU NASIL YORUMLUYORSUNUZ?
49. NUR SURESİ NO:58’DE NE DEMEK İSTENMEKTEDİR? “ERGENLİK YAŞINA GELMEMİŞ ÇOCUKLARINIZA BAKABİLİRSİNİZ” DERKEN BABALARIN KIZLARINA BAKMALARI HUSUSNDA BAZI BİLGİLER VARDIR. BUNLARI YORUMLAR MISINIZ?
50. FETİH SURESİ’NDE “SİZ SANMIŞTINIZ Kİ RESULLER DE MÜMİNLERDE AİLELERİNE BİR DAHA ASLA DÖNMEYECEKLER” DERKEN NE DEMEK İSTENİYOR? YANİ AHİRETTE TEKRAR AİLEMİZLE BULUŞACAK MIYIZ?
51. MAİDE SURESİ’NDE HARAM OLAN ŞEYLERDEN BAHSEDİLEN KISIMDA “DİKİLİ ADAK TAŞLARI ÜZERİNDE BOĞAZLANMIŞ HAYVANLAR” DENMEKTEDİR. YANİ ADAK GÜNAH MIDIR? ADAK OLARAK KURBAN KESMEK GÜNAH MIDIR?
52. MAİDE SURESİ “YAHUDİLERİ VE HRİSTİYANLARI DOST EDİNMEYİN. ONLAR BİRBİRİNİN DOSTLARIDIR. ONLARDAN BİRİNİ İŞBAŞINA GETİREN VE DOST EDNİN DE ONLARDANDIR” BU NE DEMEKTİR? SONUÇTA ALLAHI’IN YARATTIĞI KULLARLA BARIŞ VE DOSTLUK İÇİNDE YAŞAMAMIZ GEREK MİYOR MU? HEPİMİZ KARDEİŞ DEĞİL MİYİZ? BU BÖLÜCÜLÜK VE AYRIMCILIK DEĞİL MİDİR?
53. MAİDE SURESİ NO:82’DE “ İNSANLAR ARASINDA EN ŞİDDETLİ DÜŞMANLIK DUYANLAR YAHUDİLER VE ŞİRKE BATMIŞ OLANLARDIR. AMA İNSANLAR İÇİNDE İMAN EDENLERE SEVGİDE EN YAKIN OLANLAR İSE HIRİSTİYANLARDIR” DERKEN NE ANLATILMAYA ÇALIŞIYOR?
54. TEVBE SURESİ’NDE BAHSEDİLEN HARAM AYLAR HANGİLERİDİR? “ ALLAH KATINDA 12 AY VARDIR BUNLARIN 4’Ü HARAMDIR” DİYE BAHSEDİLEN AYLAR HANGİLERİDİR?
ÖZET SORUM: SONUÇ OLARAK KİTABIMIZDA ORUÇ TUT, NAMAZ KIL DİYE EMREDİLİYOR. PEKİ BUNLARI YAPMAZSAK GÜNAH MI İŞLİYORUZ? CEHENNEME Mİ GİDECEĞİZ? ÇÜNKÜ AYNI ZAMANDA AYNI KİTAPTA İSLAM ZORLAMA DİNİ DEĞİLDİR DE DENİLİYOR. KOLAYLIK DİNİDİR DENİLİYOR. EN ALLAH!A İNANIYORUM VE MÜSLÜMANIM VE DUA DA EDİYORUM AMA NAMAZ KILMIYORUM. BU NEDENLE BEN GÜNAH MI İŞLİYORUM? CEHENNEME Mİ GİDECEĞİM?
Teşekkürler
saygılarımla
TV8den inanılmaz hakaret: Emre Dorman ile Aklımdaki Sorular gibi seviyeli bir programın -27/28 temmuz gecesi-aralarındaki reklam kuşaklarında zevkin doruklarına çıkın şeklinde inlemeli görsel prezervatif reklamı veriliyor, hem de 3 kez. Bu hakaret değilse nedir. kasıtlı mı yapılıyor… Emre Dorman buna ne diyor?
“Melekler, onları tayyib (en güzel, en iyi) bir şekilde vefat ettirirler. Onlara: “Selâm üzerinize olsun. Yapmış olduğunuz (güzel, hayırlı) ameller sebebiyle cennete girin.” derler.” (Nahl, 32)
Bu ayette sanki kabir hayatı var gibi bir algı oluştu bende. Acaba yorum getirebilir misiniz?
Tek kelime ile Harika … son zamanda okuduğum eN güzel kitap; SİZ ALLAHA DİNİNIZI Mİ ÖĞRETİYORSUNUZ ?
Değerli Kardeşim Emre,
Bu güzel çalışmaları varlık alemine getirip hepimizin açık faydalanmasını sağladığın için çok çok teşekkür ediyorum. Bu teşekkür biliyorum ki övgüye yetersiz bir ifade. Lütfen bunu sıradan bir teşekkür gibi algılamayin. En kalbi en icten duyguların ifadesi. ALLAH EBEDEN RAZİ OLSUN SİZDEN.
BENCE SO DÖNEMDE KENDİ ALANINDA EN GEREKLİ VE EN DEĞERLİ Bİ ESER. Ben çok çok faydalandim. Bun kitaptan (Siz Allaha Dininizi mi öğretiyorsunuz? ) sonra olmasi gereken din anlayışına sahip oldum. Uydurulmus dine inanmak zorunda olmadığımı öğrendim. Sayenizde bu mayınlı alanın Vahiy e uygunluk mesru kriteri ve dinin tek kaynaginin Vahiy olmasi geecegi kalbime ve ruhuma aklima derin bir ferahlık verdi. Hurafeler in din kaynağı olamayacağını bu Uydurulmus dine itibar etmemenin bizzat Kuran ve alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin isteği emrin olduğunu ve onları sevmenin doğal ve meşru bir sonucu olduğunu o kadar doğru dayanak li ve ispat edici anlatmış siniz ki hayran oldum. Şimdi Peygamber e atfedilen bir sürü Uydurulmus hususu kabul etmek zorunda olmadığımız hususu inanılmaz bir berraklik ve arınma yarattı aklımızda ve kalbimizde. Allah bin kere razi olsun. İyi ki varsınız. Herkese tavsiye ediyorum. Selam ve dualarla ve muhabbetle. ..Muhlis Yılmazkart
Tütkçe kuran desteği
Emre bey merhaba biliyorum okumicaksiniz bile mesajimi okusanizda gormezden gelceksiniz ben aydin sokede oturuyom benim oglum dogustan epilepsi hastasi yuruyemiyor konusamiyor benim sizden ricam ogluma ikitane ozel ayakabi yapildi fakat ben ucretini karsilayamadim sizden sagdece 700tl yardim istiyorumm
kadir gecesi Yasin Okudum ve Bildiğim Tüm Duaları Okudum Yatmadan Önce Rabbimden Dilediklerimi Ve Tövbe mi Ettim Bir dileğim için hayırlısı veya değilse bana göster rabbim diye dua edip yattım ve rüyamda böcek yakalamıştım bir rüyayı kendim yorumlayarak bundan yola çıkarak bu kararı almam doğru olurmu
youtube de CEM AKKILIÇ yazıp aratın.sizin derslerinizi anllattım müslümanlara
Emre Hocam merhaba, her gün ailecek izliyoruz programınızı. Başarılarınız daim olsun.
Merak ettiğim bir soru var izninizle. Kuran_ı Kerim’in Kadir Gecesi’nde inmeye başladığını biliyoruz. Ancak o tarihi miladi takvime göre hesaplayabiliyor muyuz?
Belirli bir tarihi her yıl 10 gün geri giderek anmak anlamlı mı? Yüzeysel bir araştırma yaptığımda 10 Ağustos 610 veya 13 Eylül 610 vb tarihlere rastladım. Doğrusu nedir bilemedim, size danışmak istedim.
Şimdiden teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Başarılı çalışmalarınızı yakından takip ediyor devamınıdiliyorum. Tv programlarınızda Hakkı YILMAZ bey’e yer vermemeniz dikkatimi çekiyor. Özel nedeni varmı merak ettim. Saygılar
Emre bey ben yıllardır karşılaştırmalı Kuran meali okuyorum. Mealler arasındaki farkları tespit etmek çok kolay oluyor. Gerçi bu fark maksimum %5 seviyesindedir. Asıl fark bu meallerin sahiplerinin TV ekranlarında söylediklerindedir. İsa’nın gelmesi, Miraç hadisesi gibi. Benim sorum şu. Ben meal okuduğumda bir türlü huşu içinde olamıyorum. O havaya giremiyorum. Meallerin dili sanki Kuranın dili gibi şiirsel olsa daha iyi olmaz mı.? Bunu Mehmet Okuyan hocaya da sormanızı rica ederim.
Programlarımızı lütfen erken saatlerde verin
Sunduğunuz, “aklımdan ki sorular” adlı programa konuk olarak, sadece islam inancına sahip kişileri alıyorsunuz. Bkz. Caner Tastaman. Dolayısıyla insanlara verdiğiniz bilgilere muhalif olacak kimse olmadığı için, vermiş olduğunuz her bilgiyi kendi aranızda “tasdik” ederek, programı tartışmaya kapalı olarak sunuyorsunuz. Bu etik bir davranış değil. Çünkü yaptığınız yanlışları size hatırlatacak kimse yok. Ve verdiğiniz çoğu bilgi yalan ve yanlış!
Bir müslüman olarak, “hakkaniyet” kavramına inanıyorsanız, insanlara sunduğunuz bilgilerin doğruluğunu teyit edebilmek adına, görüşlerinize muhalif birilerini programa seyirci olarak alıp, bahsi geçen konuyu tartışmaya açın, eğer aldatan bir müslüman değilseniz..
Ve tabi inandığınız dini savunacak bilginizede güveniyor olmanız lazım. Şayet bilginize güveniyorsanız, siz ve Caner Taslaman ile, islam inancını tartışıp, verdiğiniz yanlış bilgileri kamuya duyurmak istiyorum.
Saygılar.
İletişim için; 05456286223
(Not: Sayın hocamız, “hodri meydan” diyor ya, attığım bu mailin ekran görüntüsünü alıp, yöneticisi olduğum grup ve sayfalarda paylaşacağım.)Sunduğunuz, “aklımdan ki sorular” adlı programa konuk olarak, sadece islam inancına sahip kişileri alıyorsunuz. Bkz. Caner Tastaman. Dolayısıyla insanlara verdiğiniz bilgilere muhalif olacak kimse olmadığı için, vermiş olduğunuz her bilgiyi kendi aranızda “tasdik” ederek, programı tartışmaya kapalı olarak sunuyorsunuz. Bu etik bir davranış değil. Çünkü yaptığınız yanlışları size hatırlatacak kimse yok. Ve verdiğiniz çoğu bilgi yalan ve yanlış!
Bir müslüman olarak, “hakkaniyet” kavramına inanıyorsanız, insanlara sunduğunuz bilgilerin doğruluğunu teyit edebilmek için, görüşlerinize muhalif birilerini programa seyirci olarak alarak, bahsi geçen konuyu tartışmaya açın, eğer aldatan bir müslüman değilseniz..
Ve tabi inandığınız dini savunacak bilginizede güveniyor olmanız lazım. Şayet bilginize güveniyorsanız, siz ve Caner Taslaman ile, islam inancını tartışıp, verdiğiniz yanlış bilgileri kamuya duyurmak istiyorum.
Saygılar.
İletişim için; 05456286223
(Not: Sayın hocamız, “hodri meydan” diyor ya, attığım bu mailin ekran görüntüsünü alıp, yöneticisi olduğum grup ve sayfalarda paylaşacağım.)
Emre hocam merhaba,
Süper bir insansınız. Bu kitaplarınızi ücretsiz indirme imkânınızin olduğunu veya kitaplardan,tv veya gazeteden para almamanizin takdire şayan bir davranış. Siz ve sizin gibiler bu ümmeti düştüğü durumdan kurtaracak yiğit insanlarsiniz. Rabbim bileginize ve aklınıza kuvvet versin. Sizi peygambere komşu eylesin. Sizi seviyorum. Selam ve dua ile….
Emre bey, Mehmet Okuyan hoca ile yaptiginiz bu geceki programda, son zamanlardaki Kuran meallerinin iyi oldugunu soylediniz.
Bu minvalde önerebileceginiz bir meal kitabi varmidir.
Saygilarimla
Üstadım selamlar şu anda Mehmet okuyan hoca ile Kur’an ve Hz Muhammed konulu Programınızı izliyorum. Bundan önceki programlarınızında youtube ta bulabildipi. Kadar videolarını izledim.Sohpet sırasında Kur’an-ı kerimin 2-3 tane gerçekten anlaşılabilir ve doğru meal yazarları olduğundan bahsettiniz rica etsem Bu kişilerin meal kitaplarını paylaşabilir misiniz. Şimdiden teşekkür ederim. Allah yolunuzu açık etsin.
Emre hocam İslam sanatı ve estetiği konularında çalışmalar yapıyorum. İhtiyaç olursa programına katılabilirim. Selamlar. Prof. Dr. Mustafa Yıldırım NEÜ İlahiyat fak. Konya tlf. 05066057700
Bir programınızı izledim, sizi takip etmediğim için simanızı tanısamda görüşlerinizi ve düşüncelerinizi ifade ediş biçiminizi daha önce görmemiştim. Kıraç ve Caner adlarında iki konuğunuzun da olduğu yayında Fahr-i Kainat Efendimiz Hazretleri ile alakalı gayet küstahça ve edeb sınırlarını aşar nitelikte konuşmuşsunuz. Ben doktoralı bir mühendisim alim değilim ancak güneş balçıkla sıvanamayacağı gibi Efendimiz Hazretlerinin faziletlerini de görmemek için ya kör olmak ya da hain olmak lazım, umarım siz ikinci zümreye dahil değilsinizdir. Bana söyleyin Hz. Allah’ın övdüğünü kullar övebilir mi ? ”Ancak alemlere rahmet olarak yarattım” diye ferman buyurduğu, ”üsve-i hasene” dediği, ”O’na ittiba Bana ittibadır” azametiyle ifade buyurduğu Zat-ı Şerif’i siz o ufacık aklınızla mı küçülteceksiniz ? Görünüyor ki farkında değilsiniz ama Rasul-i Ekrem Efendimiz olmadan o bahsettiğiniz namazı bile kılamayız, siz kimden öğrendiniz sabah namazının 2 rekat olduğunu, yatsının 4 olduğunu. Kur’an-ı Kerimde nerede yazıyor secdeye 2 celsede gidileceği. Hadi aradan çıkartın Efendimizi de göreyim. Milleti zehirlemeyin kendiniz çürümüşsünüz bari elaleme bulaştırmayın zehrinizi.
Degerli Hocam,
Sizin kitaplarinizi okumaya basladigimdan sonra Islam ve Kuran hakkinda cok seyler ögrendim ve Allahin adini dilimden düsürmez oldum..Bana hangi Kuran tefsirini tavsiye edersiniz?Iginize tesekkür ederim.Alllah sizden razi, yolunuz acik olsun.
İyi günler ben Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisiyim ailemizde 4 kardeş okuyoruz babam yaşından dolayı herhangi bir işte çalışmıyor annemde ev hanımıdır gelirimizi sağlamak için yazın çalışıyoruz aile ve kendi maddi durumundan dolayı istediğim kitapları alamıyorum elinizde eski veya kullanmadığınız fazla kitap varmı
İlginiz için teşekkür ederim.
Mehmet Ayten
05456349541
Değerli kardeşim, “Şeytanın fikirleri neden hoşumuza gider?” isimli bir kitap yazmıştım. İletişime geçerseniz size göndermek isterim ve hasbihal etmek isterim.
Telefonum 0 533 381 48 55
Hayır dualarımla.
05377993299 benim için önemli sorunlarim var …ulaşmak için
Anneler Günü Hediyem son kitabınız islam ne değildir.
Sayın Emre Bey,
Oruca başlama saati konusunda değerli görüşünüzü almak istiyordum:
Ben 14 yaşımdan bu yana orucumu tutuyorum. 54 yaşındayım. Yani oruç tutma süresi konusunda bir rahatsızlığım yok. Ancak doğrusunu uygulamak için size bu konuyu danışmak istiyorum.
Kuranda iftar sonrası yeme ve içme süresi için “tan yeri ağarıncaya kadar” deniyor. Buna göre Ramazan ayında oruç tutacak kimsenin güneş vaktine göre yeme ve içmeyi tamamen bırakması gerekmez mi?
Zannediyorum imsak vakti önceye alınarak karanlıkta oruca başlamak ihtiyat tedbiri sayılmış ancak günümüzde güneşin doğuş saati bilindiğine göre, henüz gece sayılan zamanda, sahur vaktinin sona erdirilmesi doğru mudur?
Saygılarımla,
Size hayranım hiç bir şey okumadan bilmeden kendinizi alim sanıp tv lerde konuşmanıza,ibni arabiyi anlamadan ona şizofren demenize,meal okuyup racon kesmenize valllahi helal olsun size Türk ceza kanunu kitabını vereyim okuyun sonra tv de ceza avukatıyım diyin
Saygılar hocam..
İslam ve Kur’an ı anlama üzerine bir katap yazdım. Amacım Kur’anı tarikatlerin, meshep’lerin vb bence Yaradana ve Kur’an a ramen şirk içinde cemaat ve mensuplarının karşı gelme adına dahi olsa açıp Kur’an ı hayır aslı bu diyerek okutabilmek. Müsadeniz olursa size bölümlerinden örnekler göndererek eleştirmenizi rica edicem. İslam’a hizmet edebilecekse yayınlamak istiyorum.. Saygılarımla.
İnsanların eleştirmenin ne olduğunu anlaması adına yaptığım giriş..
Eleştiri-Yorum
Eleştiri ayni fikirde olmamak, karşısındakini yada bir fikri kınamak değildir. Eleştiri bilinen net bilginin yada bir kriterin baz alınarak söylemlerin, eylemlerin ve yapılanmaların net veriye uyumluluğunu sorgulayan lingustik bir eylemdir.
Eleştiri bence’yi, ama’yı kabullenemez. Tümden gelim bilgi yada eldeki kriter baz alınarak yapılan bir itraz’dır.
Örneğin.. Yaşam hakkı..
Bence o insanların yaşamaya hakkı yok, ama sözümüzü dinlemedi vb yaklaşımların herkez için kabullenilen yaşam hakkı ortak kriterine ters düşmesinden dolayı eleştiri uyumsuzluğunu ifade eden bir karşı duruştur .
Eleştirebilmek için konu ve içeriğin net bilgisine sahip olanların o netliğin sürekliliği için’de doğru bilgi ve kaynak kullanabilecek tek argümandır.
Eleştiri aklın bir çıkarımıdır. Bilgi yada konu üzerinde net bilgi kullanılarak deneylenebilen, gözlenebilen somut verinin korunması için gerçeği savunma refleksidir.
Mantık çıkarımları parmak izi gibidir herkez için farklılıklar gösterir. Bilgiye sahip olunmadan yapılan eleştiriler yani tümden gelim olmayan yorumlar o konu hakkında ailesinden, çevresinden politik ve teolojik saplantı ve etkileşimlerin herkezin değişik bencelerine sebeb olur.
Elde bir netlik yada kabullenilmiş bir kriter yoksa veriler bilim insanlarında deneylere ve düşünmeye zorlayıcı vizyonu açığa çıkarır. Bu konulardaki yaklaşımlar eleştiri değil tüme varım bilimsel yorumlar ve sorgulamalardır.
Kur’an daki konu ve içeriklerinin ondaki net verilerin baz alınarak kendimizdeki, toplumumuzdaki yada kendimizi içindeyiz diye ifade ettiğimiz ideoloji, meshep, tarikat yada benzeri yapıların net bilgiye uyumluluğunu anlama çabamızın adıdır eleştiri.
Eleştiri bir altın arayıcısının kabına aldığı taşı, toprağı, suyu kullanarak kabından atmasıdır.
Altın arayıcısı kabına gelen diğer madenlere altın diyemez. Satmak istediğinde alıcılarının altın madenini en az kendi kadar iyi tanıdığını ve bildiğinin farkındadır. Altın arayıcısı bizim fikirsel olarak yaptığımızı yani doğru bilgiyi kullanarak yaptığımız eleştiri gibi kabına gelen altın olmayan her atığı elemesi işlemiyle ayni şeyi suyla fiziksel olarak yapmasıdır.
Bu kitaptaki bana ait görüş ve yorumlar Kur’an daki reel bilgi baz alınarak eleştirilmesi gereken verilerdir.
Kur’anda da ifade bulduğu gibi akledilerek. Mantık ve etkilendiğimiz şeylerle değil net bilgilerle yapılmalıdır .
Bu bölümde İslam oldun yada İslam karşıtıyım diyenleri Kur’an daki terimleri bozarak İslama nasıl saldırıldığını anlatmaya çalıştım..
ALLAH İSLAM OLUN DİYOR
İslam olmaya karar verdik diyelim. İslamın Kur’an denilen bir kitabı var. Nasıl İslam olucaz bunu birlikte kaynağından yani ondan öğrenelim.
İlk önce doğru bilgiler ulaşmamız için bizlere tavsiye ettiği metod’la başlayalım.
Zumer- 28
Bunu, eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur’an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.
Kur’an ın Ayet dediği bölümlerden biri. Arapça indirildiğini söylüyor. Korunup sakınmamız için’de bir Arap nasıl anlıyorsa bizde öyle anlıyalım diye. Çünki bu Kitap inmeden önce yüzyıllarca o toplumun anladığı kelimelerle hitap etmesinin tek sebebi anlaşılabilmesi için’di. Çin’lilere, İngiliz’lere, Rus’lara vs indirilseydi yine Kur’an dı. Korunup yanlışlardan sakınmamız için bu sefer onlar nasıl anlıyorsa onların dil bilgisine göre anlamamız gerekicekti.
Günümüzde Kur’an da geçen kelimeler ve kavramlar içi boşaltılmış ve Kur’an ın yapmayın dediği yönde anlam bulmuş durumda. Biz en iyisi kendisine soralım aslını.
İslam slim kökünden geliyormuş ve barış demekmiş. İslam olabilmemizin ilk şartı barış taraftarı olmak ve bu yolda çalışmak. İlk şart çoğunuzda şu tepki oluştu sanırım. Görüyoruz barış taraftarı olanları.
İyi de ben İslam dedim.. Kur’an da Kafir ( çıkarları için gerçeği örten, yanıltan ), Münafık ( yanınıza geldiğinde sizdenmiş gibi görünüp çıkarları ve egosu için karşı tarafta sizi satan ) anlamındaki ve Kur’an da nefretle anılan Cehennemle tehtit edilen kişilik sorunu olanlardan bahsetmedim’ki.
Kur’an da geçen bu kelime’lerden ben İslam’ım yada İslam karşıtıyım diyen tüm arkadaşlar kelimeleri duyunca ne aklınıza geldiğini hatırlayın ve Kur’an ne diyor karşılaştırın..
İslam’ım diyen arkadaşlar..
Kafir..
Katli vacip olanlar, İslam düşmanları, bizden olmayanlar vs..
Münafık..
İki yüzlü, yalancı, bunlar zaten o Kafirler’in kendisi.
İslam karşıtıyım diyen arkadaşlar..
Aynen söylediğin gibi. Onlar gibi düşünmüyoruz, onlar gibi yaşamıyoruz diye bize düşmanlar. Yaptıklarından belli değilmi.
Kur’an a göre yani indirildiği toplumdada anlaşıldığına göre nedir biliyormusunuz.
Kafir.. Bir realiteti, gerçeği, yanıltarak gizleyen yada yanıltanın farkına varıp susarak bu eyleme ortak olan. Masanın üstündeki bir çakmağı elimle kapatsam ve siz bana neden kapatıyorsun yada o kelimeyi Arap’çada geçtiği gibi yöneltip neden kafir’lik yapıyorsun derseniz ayni doğru soruyu sormuş olursunuz.
Münafık.. Yanınıza geldiğinde çıkar’ları, ego’su vs sebeblerden hem size hem karşı tarafa iyi görünmeye çalışan hastalıklı tip.
Anlıyıcağınız ben İslam’ım diyenler arasındada Kur’an ın kullandığı gibi anlamlarını düşünürse.. Arkadaş ayni ben, beni tarif etmiş sanki diyecek insanlar var. Karşı taraftakine değil, İnsan’a ait çirkin özellikler.
Kur’an da kullanılan sadece o topluluğun Kur’an dan öncede, sonrada ayni anlamla adlandırdığı iki kelime. Kominizm’i anlamak eleştirmek yada Kominizm’i seçmek ve onu yaşamak gibi bir niyetiniz varsa Daz kapital’i okuyun lütfen. Her duyduğunuzdan dolayı ne dostu nede düşmanı olun. İkinci el bilgi başınıza alabileceğiniz en büyük bela’dır. Israrla paylaştıklarımda bana ait olanları eleştirin bilginin kaynağına bakın ve karşılaştırın dememdeki sebep bir insan olarak yanılma ve yanlış anlama olasılığımdan dolayıdır.
Anlamlarını açıkladığım cisimlerin isimlendirmesi değil yapıların isimlendirilmesi olan kelimeler. Araplar bunlar’ı anlayarak kullanıyor. Bir Çin’li, bir Rus, Bir İngiliz vs nasıl isimlendiriyor bilemiyorum ama bu hastalıklı yapılarda olanları Kur’an ın sevmediği kadar onlar’da sevmiyordur sanırım. Anlıyacağınız Kominizm’in de Kafir ve münafıkları yani o sistemden yararlanmak istiyenleri hastalıklı tip’leri vardır. Şaka gibi ama ben ataist’im diyen arkadaşların arasında dahi Kafir ve Münafık yapıda olanlar’ı vardır sanırım. Bir şeyleri algılayıp ben bu durumdan faydalanıyorum yada şimdi bu fikirlerimi açıklarsam ne derler diyecek kadar ego putuna sahip yeterince özgür olamayanlar.
Bir’de Kur’an ın Müşrik dedikleri var. Hesapları, çıkarları adına kitleleri domine eden, kaostan beslenen, bu dediğim zaten senin inandığın Din ( İslam’da, Hristiyan’lıkta Yahudi’likte, Hinduizm’de vs ) de var diyenler.
Kur’an onlardan bahsederke yapılarını şu ayet’te açıklamış.
Bakara-79
“Vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra bu Allah katındandır” derler. Hedefleri, onun karşılığında bir şeyler almaktır. Vay o ellerinin yazdığından dolayı onlara! Vay o kazandıklarından dolayı onlara.
Tiksinme ve aşağılamayla anılan arızalı tipler. Ağır bir’de tehtit var. Bir şeyleri kazanma adına yaptıkları şeyler için bu Allah katındandır yani bizi çağırdığı İslam diye kitaplar, kendilerince deliller oluşturdukları şeyler’den ibaret olduğunu haber veriyor. Kur’an bu İslamdır diyen ve yazdıkları kitapları delilleri esas alanları oluşturdukları kaos’tan faydalananları nasıl görüyormuş belli oldu. Kendi çıkarları yada hastalıklı algılarını İslam diye pazarlayıp Kuran’ında karşısında olduğu ortaya çıkan ucube’nin İslam’la tek alakası İslamın, Kur’an ın bizlere yapmayın uzak durun diye öğütledi şeylerden olması.
Evinizin önündeki sizinde bir sivil’e ait olduğunu bildiğiniz herhangibir arabaya ambulans, polis, ityaiye, plakalarından birisini taktıklarını düşünün. O aracın sahibinin yaptıklarından dolayı o tüzel kişiliği suçlarmısınız. Adama gülerler değilmi, kızmazlar bile.
Kur’an bize öğütlediği sistemine Din diyor.
Arapçada deyn yani borç anlamındadır. Kişilerin, şirket’lerin, devlet’lerin maddi, manevi karşılıklı borçlanmalarını düzenleyen kurallara kanun yani hukuk diyoruz. Din kelimesi kullanılarak anlatılan İslam’i, teolojik yada ideolojik her yapının kendi anlayışları, ihtiyaçları ve kültürlerine göre bu hukuku yapılandırmasının adıdır Din.
Kur’an da verilen en somut örneğini görelim.
Şura-13
Daha önce Nuh’a buyurduğu DİN’i size YASA olarak belirledik. Sana vahyettiğimiz gibi İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da öğütledik: ‘Bu dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.’ Fakat kendilerini çağırdığın şey, ortak koşanlara ağır gelmektedir. ALLAH dileyeni kendine seçer ve kendisine yöneleni doğruya ulaştırır.
NUH’A BUYURDUĞU DİN’İ SİZE YASA OLARAK BELİRLEDİK. Diyor. Fazlasıyla net.
İslam uçan, kaçan bir şeylerin anlatımı değildir. Kendi hukukunu içinde barındıran bir yaşam tarzı olduğu netleşiyor. Peki ne istiyor bizden.. Kıyaslama, araştırma, yapımıza, aslımıza uyumu nedir diye düşünmemizi.
Bizim ideolojide yada götürdüğümüz demokraside olmayanlardan milyonlarcası öldürdük, kalanlar artık çoğunluk durumundalar, gitmek istiyen ve karşı çıkan’da nedense hiç yok.
Kur’an ın içinde okurke dikatinizi çekiceğini düşündüğüm akletmezmisiniz, düşünmüyormusunuz, akıl sahiplerine söyle.. çok fazla kullanılmış, aşırı miktarda diyebileceğiniz kelimeler göreceksiniz. Düşünce ve kendi yapımıza ters olmadığını gözümüze sokarcasına düşünün, ben ne dediysem o demiyerek realite algısına atıfla resmen meydan okumuş. Bizden istediği ise Onu okurke ve yaşarke önyargı, etkilendiğimiz algı, bence ve o’da şöyle söylüyor putlarından kurtularak sadece özgür biri olarak okuyup anlamamız.
Biz’im ne yapmamız gerekli o zaman İslam olabilmemiz için.
LA İLAHE İLLALLAH.
Bizden bu kelimeyi tekrarlamamızı istiyorlar, nüfus kağıtlarımıza Dini İslam yazıyorlar, şimdi bizi dinle diyorlar.
Bunu kabul edersek İslam olmuş olmayız. İçini doldurmak istedikleri kaydedici bir CD oluruz.
İslam söylenen bir söz, yada kayıt altına alınmış bir istatistliğin parçası olmak değildir. Yaşanan ve yapılan bir eylemin adıdır. İslam Kur’an daki tüm açıklamalarıyla, verdiği bilgilerle ortada duruyor. Çok büyük bir daire düşünün. Ben hangi adımımla, eylemimle bu dairenin içinde kalabildim yada dışına çıktım. Kültür’ümün, fikirlerimin oluşturduğu bence’leri ve fakat’ları, çevremden duyduğum itibar ettiğim Din temsilcilerinin, siyasetçilerin, hatta akademisyenlerin onlar şöyle söyledi diyerek bende ama’lar oluşturuyorsa kayıt gerçekleşmiştir. Önce aklımı sonra İslam dairesinin en uzak köşesine kendimi ittim demektir.
Neden’mi.. Din, kural koyucusu, sınırları belirleyicisi, yol göstericisi olan’ın sistemi’dir. İslam’da, her Teolojik yaklaşımda ve ideolojilerde olduğu gibi. Bana birileri içinde olmak istediğim sistemin dışında ona ramen kurallar, sınırlar, yol’lar gösteriyor ve benim sistemimle ayni ismi kullansa dahi o’na tabi oluyorsam kendimi onun sistemin yani oluşturduğu Din’inin içinde bulurum.
LA İLAHE İLLALLAH..
La İlahe ..
La olumsuzlayan bir ek İlah malum. Hiç bir ilahı tanımamak. Ego’muz, hazret’lerimiz dediğimiz Din’imizde olmayan otoriteler, çıkar ve beklentilerimiz, siyasetçilerimiz vs hiç birisini büyütüp hormonlu bir put haline getirmememiz isteniyor.
İLLALLAH..
Sadece Allah yani kendi hitabı olan Kur’an. Yaşadığın , anlayabildiğin kadar o dairenin içinde olmak yada dışında kalmak demek oluyor. Sadece İslam diyebilmemiz yada İLLALLAH demiş olmamız için. LAİLAHE İLLALLAH ömür boyu bir kontenjan değil. Biz’e ve eylemlerimize göre anlık içinde yada dışında olduğumuz bir Din, bir sistemdir.
Ben islam oldum değil, ne kadar islamda kalabildim ne kadar aklımı ve kendimi İslam dışında bıraktım.
Peki yaşamaya niyetlenirsem nasıl yaşayabilirim bu Din’i, yani sistem’i.
Yukarı’da isimlendirdiği Müşrik, Kafir, Münafık doğal olarak indirildiği millet’in dilinde olan, örnekliyerek bizlerede itici gelen yapıları önce yaşamaktan, sonra yaşayanlar’dan ya vazgeçerek yada düzeltmeye çalışarak başlıyıcaz. Sizce daha içeriğine dahi girmeden bu kadar’ıyla Kur’an ın yapılandırmış olduğu toplun ne durumda olur.
Ama ben başka şeyler’de yapmak istiyorum..
Gaza geldim ŞERİAT İSTİYORUM.. Peki bu kelime Kur’anda ne anlamda ve ne demek istiyor. Sanırım bir sürpriz daha bekliyorsunuz benim okumaya araştırmaya başlamadan önceki durumum gibi. O zaman sahibinden öğrenelim.
Maide-48
Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) gönderdik. Artık aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şerîatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri(n gerçek tarafını) O haber verecektir.
Birllikte Kur’an ın istediği gibi kavrayalım ve sonrada yaşamımıza nasıl aktarıcaz anlayalım.
Kur’an daha öncekileri doğrulamak için gönderilmiş. İncil, Tevrat vb.. O zaman o kitaplarla değil Kur’anda açıkladığı ve onlardada olan sonucu Engisizyon’a kadar giden hastalıklı yapılar ve tabi yaptıkları tahrifatlarla işimiz var demektir.
Bizi denemek için Şeriat kavramını kural’lar ve yol diye açıkladıktan sonra herkeze değişik bir yol gösterdiğini söylüyor. Bizim Şeriat’imizden yada yolumuzdan gelmiyenlere onlara gösterilen Şeriat yani kurallar ve yolda ayni Varlığa çıkan yol’muş. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı. Sen busun diye onları dışlar yada bu sebebden savaşmaya kalkarsak Kur’anın ayet’ine ters düşmüş oluyoruz.O zaman benim karşıma çıkanlar onların yolları değil bizdede var olan hastalıklı beyinleri olanlar.
Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır.
Aramızda geçicek ciddi, amansız ve çetin mücadelede Kur’an ımızda ve ŞERİAT’imizdede verildiği gibi netleşti. İyi doğru ve insanlık adına iyi işlerde bizleri geçerlerse bunu şahsen hazmedemem bir İslam olarak. Onları yenmek zorundayız arkadaşlar.
Kur’an ın bizlere belirlediği ŞERİAT’in istek ve emirleri doğrultusunda gaza gelmek, bir şeyler yapmak isterseniz yapabileceğimiz ancak bu. Bizden istenen, bize çizzilen hudut’lar bunlar. Yapıcak bir şey yok.
Diğer verileri açıklanmış ve kendisine Mufassal yani anlaşılabilir diyen Kur’an dan bulabilirsiniz.
O’nun istediği gibi. Bu kitap’la, hazretler’le, siyasetçiler’le , arada bir uçanlar kaçanlar’la değil. Özgür ve sadece size ait önyargısız bir beyin’le okuyun, araştırın lütfen.
Peki İslam Kur’anında bizden ne istiyor.
Rürşt dediği bir seviyeye ulaşmamızı.
Kur’an Allah korkusuna, kanun korkusuna, toplum korkusuna, Anne ve Baba korkusuna, Cehennem korkusuna göre yaşanan İslam’a bu benim size verdiğim Din’imdir demiyor.
Akletmezmisiniz, düşünmezmisiniz, akıl sahiplerine söyle diye sizce neden hitab ediyor.
Ben Allah’ım ne diyorsam o diyen bir Ayet’e rastladınızmı.
Zeki İnsan kullanabileceği bir potansiyeli olan İnsan’dır. Akıl’lı İnsan zekasınıda kullanıp zeki insanım diyen’i dahi yanında çalıştırabilen insan’dır.
Sofrada çeşitli yemekleri gören biri vitaminlerinden minerallerine kadar sayan İnsan konuşan zeki bir insan’dır. Besmelesini çekip dalan İnsan akıllı bir insandır.
Çünki önce ben bunları alayım, hazmedeyim sonra bana olan faydalarını konuşuruz der.
Akıllı insan yetiştiremeyen toplumlar Kur’anın Rüşt dediği olgunluk, özgürlük ve karalarını verebilen bireyleri olmayan edilgen bir toplumdur.
Düşünemeyen, üretemeyen öncelik belirliyemiyen kişiler her işini korkarak yapanlardır. Yaptıklarıda kendisine ait değildir ( güdümlü’dürler ). Aklını Kur’anın istediği Rüşt yani bilgiyle birlikte özgür, kendi kararlarını verebilecek kadar yeterli ve olgun İnsanın yaşadığına Kur’an sizden istediğim İslam diyor.
İslam’ı Kur’an daki gibi yaşayanlar korkarak köleleştiği değerlere karşı artık akıl’la, bilgi’yle, ne yaptığını ve niye yaptığını bilerek kendi kararlarıyla onlardan korkmaz saygı duyar.
Buna Kur’an Rüşt’e ermiş Mümin’ler diyor.
Kur’an ın Rüşt diye ifade ettiği şey sürekli bir adım ötesi’de diyebileceğimiz süreci içeren bizden istediği yapı.
Kur’an ın geldiği yıllarda neredeyse 1500 yıl önce dibe vurmuş İnsanlığın anladığıyla devam etmek istenilen şey İslam değil. O günlerden bu günlere geldik diyebilen ve yetinmeyen İnsan İslamı anlayabilen insandır.
Anadolu’da bir söz vardır. Statikocu, yenilenemeyen, düşünmeyen ve ona verilenle yetinen kişiler için birazda kızarak söylenen bir söz.
Bıraktığım yerde otluyorsun..
Korku bir yapı yada kişilik değildir. Bir sonuçtur.. O’nunda sonucu suç denilen asimetrik tavır yani anomalidir.
Allah korkusuna, kanun korkusna, Anne ve Baba kokusuna, Cehennem korkusuna göre yaşayan her İnsan’ın kaçınılmaz sonucudur. Bu İman değil inançtır.Beni korkutacak kadar iddialı olduklarına göre diye başladığımız her şey. .
İnanç.. Sen 1000 metre koşabilirsin, buradan atlayabilirsin, üniversiteyi bitirebilirsin.. Olasılığı yüksek sanılara risk barındıran şeylere ihtimal vermektir.
İman.. Kur’anın iman geçen ayetlerinde müspete bir atıfla birlikte kullanılmıştır. Sen 1000 metre koşmuştun.
İnsan güc’ün yaptırımını iş gören, herkezi pasifize eden etkisinin farkına varmasıyla ya korkunun edilgeni yada kullananı olur.. Aslında alternatifsiz kaldığının farkında bile değildir.
Kuranda sürekli bir hitap karşımıza çıkıyor. Tevbe edin yani hatalardan suçlardan dönün, Allah affetmeyi sever, affedendir der. Bizlere korkuların oluşturduğu kaçınılmaz sonucuna güven ve saygı oluşturan bir alternatif sunar.
Allah korkusu İslam’ı gerçekten anlayarak yaşayabilen için bu korku son seviyesine çıkar. Bize gösterilen bu müsamaha ve İnsan olmama gösterilen saygıya karşı yapabileceğimiz saygısızlığın korkusu olarak.
Tıpkı beni koruduğuna, benim için var olduğuna inandığım, hissettiğim Devletime ve kanunlarına, her yaramazlığıma eskiden beri sadece benim iyiliğim ve geleceğim için çok ayıp yapma diye azarladıktan sonra bana sıcacık sarılan Anne ve Babama karşı bir saygısızlıktan korkmam gibi. Cehennem’mi İslam’ı anlayarak yaşayan bir İnsan için gitmeye korktuğu değil hak etmeye utandığı bir yer olur.
Rüşt’ü anlamak için Kur’anı anlamaya çalışarak birlikte sanırım çok küçük bir adım daha atabildik ne dersiniz.
Bu bölümde Din olgusunun insanların kendi sanrıları olamıyacağını ve bir disiplini olduğunu anlattım.
Dinsizlik mümkünmü
Kur’an da Din denilen sözcük ne anlamda kullanılmış ve ne demektir .
Arapçada deyn sözcüğünden gelen yani borç anlamındadır. Toplum yaşantısında ilişkilerden dolayı kültürel, ideolojik ve teolojik olgulardan etkilenerek maddi, hukuki, sosyal ilişkilerdeki durumları bir hukuka dayandırılması Türkçede hukuk, ingilizcede ( Law ), Almancada ( gesetz ) denilmesi gibi. Toplumsal yaşamın medeni kanun ilkeleri. Her Ülkenin kendi rejimi ni ideolojisi ni Arapça söyliyicek olursak Kur’andaki kullanıma göre ve anlam bakımındanda Din diye ifade etmek durumundayız.
Yusuf-76
Bunun üzerine (Yusuf) aramaya, kardeşinin heybesinden önce onların heybelerinden başladı. . . Sonra onu (su maşrapasını) kardeşinin heybesinden bulup çıkarttı. . . (Olayı) Yusuf’un lehine işte böyle geliştirdik. Yoksa O (Yusuf), Allâh’ın dilemesi hariç, Melik’in DİNİNE (Melik’in yönetim kurallarına göre) kardeşini alacak durumda değildi. . . Dilediğimizin bilgisini arttırırız. Her ilim sahibinin üstünde Her şeyi Bilen vardır.
Yusuf-76 Ayet’inde yani pasajında okuduğumuz gibi Melik’in DİNİNE (Melik’in yönetim kurallarına göre) diye kullandığı açık ifade dinden kastının o toplumda kabullenilmiş yönetim kuralları diye net tanımını veriyor.
Kafirun-6
Senin DİNİN sana benim DİNİM bana.
Mekkeli müşriklerin kuralları ve aralarında oluşturdukları inanç ve yaşam eksenli hukukları karşısında Nebinin ağzından Kur’anda ifade edildiği gibi. Senin kural ların sana benim kurallarım bana.
Bu açıklamalara göre her doktrinel ve kendisine ait hükümleri olan bütün ideolojik ve teolojik sistem’ler bir Dindir.. Kur’an sisitemini kabul etmekte bu sistemin Din ini yani hukukunu ve ilkelerini benimsemektir. Bu ilkelerin belirleyicisi Kur’anda kendini Allah diye tanıtan varlığın kendisidir.
Kuralları Kur’an daki kural ve yaptırımların dışında kendini oluşturan teolojik yapılarda kendine ait İslam’ın dışında bir Din dir. Meshepler ve tarikatlerdeki en basit örenkleme fiiller, yeme içme konusu, kıyafetler, kurallar kendine ait tanımlayıcı ve belirleyici şekil eylem ve söylemleri Kur’an ın dışında belirleyiciler koyanın Din i yani sistemidir.
Allahın dini İslamın kitabı Kur’an bu durumu şöyle özetliyor.
NAHL-116
Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla: «Şuna helal buna haram» demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Hucurat-16
De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.”
(insanların kuralları beşeri dinler diyede adlandırılır.)
Şura-13
Daha önce Nuh’a buyurduğu DİN’i size YASA olarak belirledik. Sana vahyettiğimiz gibi İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya da öğütledik: ‘Bu dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.’ Fakat kendilerini çağırdığın şey, ortak koşanlara ağır gelmektedir. ALLAH dileyeni kendine seçer ve kendisine yöneleni doğruya ulaştırır.
NUH’A BUYURDUĞU DİN’İ SİZE YASA OLARAK BELİRLEDİK. Diyor. Fazlasıyla net.
Kur’an dediğimiz kitapta ismini İslam diye bildirdiği Din yani hüküm ve kurallar Nebi’lerini sayarak ilk Resullere verileninde ayni Din olduğunu ve yasa olarak belirlediğini söylüyor.
Arkeolojik bulgularda, tarih kitaplarındaki bulgularda benzerliklerin sebebide bu. Ruhban sınıfın ve çıkarların elinden arta kalanlar tabi..Bazı Nebi’lere sayfalar şeklinde, bazılarına, emirler şeklinde, bazılarına da kitap olarak gönderilmiştir. Toplumların algı ve bilgi kapasiteleri o günün ihtiyacına göre gönderilmiştir.
Yuhanna 16. bölüm
Size daha çok söyliyeceklerim var. Ama siz bunlara dayanamazsınız. Ne var ki o yani gerçeğin ruhu gelince,sizi tüm gerçeğe yönelticek. Çünkü kendiliğinden konuşmuyucak yalnız duyduklarını söylüyücek.O beni yücelticek.
Yuhanna İncilindedeki 16. bölümünde Size daha çok söyliyeceklerim var ama siz bunlara dayanamazsınız. Bab ında da belirttiği gibi bu detayların beyanının ileride olacağını söylüyor. Yani o günki toplumların algı ve bilgi yetersizliğine bir atıf var.Bu Din yani emirler ve hükümler silsilesini Kur’andan yüzyıllar önce ayni kaynaktan geldiğini söyleyen İncil dediğimiz başka bir kitapla yani belgeyle sunuyor.
Birde kendinden konuşmuyacak duyduklarını söyliyicek.
Söylenen söz e Arapçada Hadis dendiğini biliyormusunuz. Resul kavramı sadece Allah ın sözlerini ileten elçidir. Tıpkı Newyork büyük elçimizin Ankaranın emir ve talimatlarının dışında söz söyliyememesi gibi.
Mumtehine-8
Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkartmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah adaleti ayakta tutanları sever.
Sanırım bu ayetteki yani pasajdaki Din derke ima ettiği iyice netleşti.. Doktrinler yada ideolojilerle İnsanın İslamda bizzat kendisine verilen hakların kişilere, kurumlara, ideolojiler yada ailelere geçip insanların elinden alınması halinde bu hakların savunulmasının açıklaması.
Kısacası bir toplumda ister ideolojilerin etkileri, ister ailelerin, isterse teolojik, kültürel etkilerin kuralları söz konusuysa buna herkez kendi dilinde ne der bilemem ama Arapçada ve Kur’an da Din diye ifade buluyor.
Din değiştirme denilen şey nedir, o akla geliyor sanırım. Kur’an ın geliş yıllarında Ömer’in yaşadığı bir olayı ele alalım. Bir savaş esnasında Ömer düşmanına kılıcını indireceği zaman düşmanı ya kibirden yada Ömeri öfkelendirip kendisini acı çektirmeden öldürtmek için yüzüne tükürür. Ömer kılıcını indirir. Şaşıran düşmanı neden diye sorar. Ben seninle değil nefsim yada menfaatlerim için’de değil zulmün için savaşıyordum der. Şimdi seni öldürürsem nefsim yani egom için öldürmüş olurum cevabını verir. Düşman olan kişi Müslüman olur. Düşmanının safına geçip arkadaşlarını ve davasını satmak değil, çünki yaşam tarzlarının farklılığıyla ilgili bir savaş içindeler. İslama geçişi sadece ona yapılan da değil. Kendindede var olan, kendisine de istiyebileceği yaşam tarzını kabullenişi. Bir sosyal dişiplin diyebileceğimiz anlayışın bir sahibinin olması mantığını yani kendisini Allah diye Kur’an denilen kitapta tanımlayanın var olmalı gerekliliğini kabullenir.
Anlıyağımız şey çok net.
İki kişi yada toplumu oluşturucak kalabalıklar bir araya geldiğinde ya adını kendi koyarak her hakkını birilerine teslim edicek. Yada adını bu kitapta Allah diye isimlendirenin sistem yada Arapça ve bu kitaptaki geçen isimle Dinine yani kurallarına uyarak tüm haklarını ve özgürlüğünü eline alıp İslamı yaşamış olucak.
Günümüzde ki Din anlayışı uçan, kaçan, erişilemiyenlerin ve anlaşılamıyanların sadece söylenenin algısı. Sonuç bu günki halimiz.
Din müspet kuralların, verilerin, ve yaptırımların olduğu ve insanların ideolojik, dogmatik ve hyararşik sistemlerinin hüküm ve kurallarıyla karşılaştırılabilen bir netlikle sunumudur. Kur’anda fıtrat diye nitelendirilen insan yapısına, doğasına ve ihtiyaçlarına bulabileceği en uygun sistem olduğuna iknasını kendi aklına bırakarak gerçekleşen bir sonuçtur dur islam’ı benimsemek.
Rum-30
(Resul’üm) Allah’ın yarattığına; hanif olarak kendini dine doğrult. O, İnsanları (İslam dini) üzerine (iradelerinde serbest olarak) yaratmıştır. Allah’ın yarattığını değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Dosdoğru Din budur fakat insanların çoğu bilmezler.
O kadar basit ki herşey. Din ve Kur’an zaten bizde olanı, bize en uygun yaşam tarzını bilincimize tekrar hatırlatmaktan başka bir şey değil Kur’an ve İslam.
Hazret denilerek her şirk’in anahtarı görülen söylemin ne olduğunu anlattım.
Hazret
İleride kullanıcağım hitaplarda Kur’an a uygun davranma adına açıklama ihtiyacı duyduğum bir kelime.
Hazret kelimesi Türkçemizde ne anlamda kullanılıyor.
Padişah hazretleri, paşa hazretleri, hazreti Mevlana, dün gece hazret gelmişti yanına gittik.
Dilimize geçerken hazret kelimesine yüklediğimiz anlam sanırım belli. Belirli makam yada seviyeye gelen kişilere onu yüceltmek, övmek, taktir ve saygımızı gösterme adına isminin başına yada onu kastederek yalın olarak kullandığımız bir kelime. Atattürk’e de yakın tarihimizde Paşa Hazretleri diye hitap edilmişti.
Yusuf- 2 Onu Arapça bir Kuran olarak indirdik ki anlayasınız.
Zumer- 28
Bunu, eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur’an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.
Bu ayetler hangi dile çevrilirse çevrilsin ayni şeyi anlamamız için kültürlerin yada art niyetlerin Zumer-28 dede uyarıldığımız gibi yanlışlardan ve yaptığımız hatalardan korunup sakınmamız için istemiyerek yada farkında olmadan yanılgı ve hatalarımızı engelliyebilmemiz için uymamız için bize verilen bir kriter.
Bir kelimeyi Türk, İngiliz, Alman yada bir Rus un vs nasıl yorumluyacağı ve geçişteki anlam sapmasını ortadan kaldırmanın en kolay yolu standart bir dilde okuyan nasıl anlıyor ona bakmamızı istiyor.
Nebi Muhammet’e ilk vahiy gelmeden önce Arap toplumunun kullandığı kelimeler ve terimler’deki anlam neyse o şekilde Kuran’ın açıklamalar yaptığını, sonradan saptırılan ve alakası olmayan kelime ve terimlerin yanıltıcılığını anlamamıza yarıyacak Kur’an i bir yöntem.
Şimdi Allahın Kur’an da verdiği kritere göre anlıyalım.
Arapçayı kendi dilleri olarak kullanan ve anlayan bir topluluk düşünün.
Beş kişiler diyelim. Biri gitmek için ayağa kalksa nereye hazret derler. Hazret Arapçada görebildikleri, duyabildikleri karşısındaki kişilere kullandıkları bir hitap şeklidir. Lavaboya kadar gidicem izninizle diyerek yanlarından ayrılsa O kişi hakkında arkasından konuşurke ona hazret diye yani karşılarındaymış gibi hitap edemezler. Arkadaşları yanlarına geldiğinde gel otur ya hazret derler.
Kendi kültürümüze göre övgü, yüceltme, saygı amaçlı HZ Muhammet, HZ Ali, HZ Ebubekir diyerek kendi kültür ve anlayışımızı yanılgımız ve şirk’imiz haline getirmemiz.
ZÜMER/30
Hiç kuşkusuz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
Nebi’ye hitap eden bu ayete ramen karşımızdaymış gibi, yaşıyormuş gibi amacımız ne olursa olsun yüklediğimiz anlamı ve kültürümüzü Allah a ısrarla sen öldü diyorsun, ben canlı diyorum diye şirk koşuyoruz. Bizi yorum ve algımızı netleştiren ayetlere ramen..
Allahuekber.. bu Kur’an da kullanım şekline göre kelimelerin anlamları nasıl saptırılarak şirk’i yaşadığımızı anlatmak için yazdım..
(TEVBE HAŞA) ALLAHU EKBER.
Her namazda ( aslı SALAT’tır ) tekbir alırke, ezanlarda sela’larda kullanılan askerin hücuma geçişinde söyletilen o şirk söylemi.
Neden’mi şirk oluyor Allahu ekber. Din adamlarımızdan, hazretlerimizden, televizyonlardan, onlar yanılmış olamaz dediğimiz atalarımızdan duyduğumuz kelime. Allah’ın Kur’anda ya yanıldılarsa demesine ramen.
İnternet’te ekber kelimesinin çevirisini aradığımda büyük şehir diye cevap aldım. İçinde şehir kelimesi olmamasına ramen . Büyük köprü, büyük bina vb. Arapçada benzerlerinin arasında en büyük olanı anlamında kullanılıyor. O zaman Allahu ekber dediğimizde haşa diğerleri arasında en büyük olanımı dedirttiler hepimize.
Mekkeli müşriklerin (hubel ekber’i) gibi. Diğerleride put , aracı, Allaha yaklaştırıcı ama bu büyüklük olarak, yüklediğimiz anlam ve hacim olarak ekber yani onların arasında en büyük olanı.
Bana ne yapılacağını bilmiyorum diye Kur’an da Nebi’nin ağzından söylenen ayet ona dahi tanınmayan’ı hazretlerimize, geçmişte yaşayan çeşitli sosyal ünvanlarla andığımız şahıslara yüklediğimiz vasıfları verme yetkisini sağlıyor sanki..
Kur’an ın hiç bir yerinde Allahu ekber diye bir kelime yok. Ama Allah’a dininimi öğretiyorsunuz diye verilen bir ihtar var.
Kur’an yaradan’ın tabiriyle her şeyi açıklamış mufassal bir kitap. Allah Kur’an ında ekber kelimesini nasıl ve ne anlamda kullanmış. Yani Allah’ın öğrettiği gerçek anlama göre kullandığı şekline bakalım. Din’in sahibi ben olmadığıma göre delillendirmekte ,başka bir yerde kullanarak bu kelimeyi asıl anlamıda kullanım şeklide budur demek sahibine düşer..
Tevbe-3
Hacc-ı ekber (en büyük hac) gününde Allah ve Resûlünden insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü müşriklerden uzaktır. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Ve eğer yüz çevirirseniz bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz. (Ey Muhammed)! o kâfirlere elem verici bir azabı müjdele!
Kıyamet gününü büyük hacc günü diye nitelendirirke yani çeşitli vesilelerle yapılanlar’da hacc ama hacc’ların arasında en büyüğü derke ( lütfen Kur’an ı biliyorsanız siz okuyun yada çevirilerden bakın.) bu kelimeyi tam anlamıyla kullanmış..
yevme el hacc ı el ekberi.
Yunus-61
Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur’an’dan bir şey okusan ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.
levh-i mahfuz için kullanmış.. ve lâ ekbere ve daha büyüğü yoktur (olmaz) Evet aynilerinden var.. ama bu aralarında en büyüğü.
Kalem-33
İşte azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.
Ekberu daha büyük. Yani öbürleride azap ama o en büyüğü..
Allah-hü ekber.. o zaman diğer ayni özellikteki ( Tevbe haşa ) İlahlarımız kimler..?
Kur’an da Allah’a hitap ederke yüceltme adına kullanılan kelimeler.
HACC-62, SEBE-23
Kur’an da bu ayetlerin sonunda sizlerde bakın lütfen
el aliyyu ali. yüce
kebiru kebir, çok büyük
Allah hepimizi affı olmayan şirkten korusun. Bunun için aklı vermesine ramen, neden akıllarınızı kullanmazsınız demesine ramen.
Yaradanı yüceltme amaçlı anıcaksak Kur’an daki gibi..
ALLAH-HÜ KEBİR diye anarsak sanırım doğrusu’da bu olucak.
Şehitlik kavramını saptırarak İslami kesimi bilgi yerine nasıl cinayet makinasına dönüştürüldüğünü anlattım.
Şehit’lik üzerine operasyon.
Neden Kur’an daki bir şeyi hakkıyla ve tam bilenler uzman anlamında kullanılan şehit, şahit kelimesini Allah için ölenler denmesine ramen şehit denildi..
Zamanının profesyönel bir opereasyonu.
Nöropolitik beklenti..
Allah için ölmek, Beyin ölüm kelimesinde bitişi algılar yada sonu. Dünyevi planlar ve beklentiler devreye girer. Bizim inşaat yarım, çocukların okulu var, geride kalanlar nasıl geçinir. Şehit kelimesine sonradan yüklenen anlama göre başlangıç eldekinden daha çok ve süreklilik algısını tetikler. Şehit kavramı oluşturulan algıdaki gibi kabullendirilirse şehitlikteki istenenler oluşturulan algıyla tamamen ters olsa dahi günümüzde gördüğümüz sonuçlar elde edilir.
Bakara- 154
Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız.
Aliimran-169
Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar.
Nisa- 74
İğreti hayatı âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda çarpışsınlar. Allah yolunda çarpışıp da öldürülen yahut galip gelene biz, yakında, büyük bir ödül vereceğiz.
Mevt ölü kelimesi geçiyor bunlar ve diğer ayetlerde şehit kelimesi hiç yok. O anlamda değil.
Teopolitik beklenti..
Şehitlerden olmak. Kuranda çok övülen bilgiye, akla yapılan şahit olma atfı. İnsanların şehitliğe ulaşabilme adına Kur’an, ve diğer bilimsel veriye ilgiyi ve sahip olma isteğine yönlendirir. Bu insanlar kandırılamazlar, kullanılamazlar. Kur’an daki şehit yani bir konudaki tüm bilgiye sahip olma uzmanlaşma anlamındaki kullanım günümüzdeki gibi algı oyunlarıyla zamanında yapılmış fitne diyebileceğimiz operasyonu anlayamazsak canlanan beyinler ve bilinçler yerine birbirini katleden bedenler olmaya devam ederiz.
RAD-43
İnkar edenler, ‘Sen bir elçi değilsin!,’ diyorlar. De ki, ‘ALLAH ve kitabın bilgisine sahip olanlar benimle sizin aranızda şahit olarak yeter.’
Şehiden.. Şahit olarak diye ayette geçiyor.
Allah’ı ve sadece kitap bilgisine sahip olanlar diyor. Hazretler, kişilerin yazdığı din algısı oluşturan kitap ve bütün argümanları reddediyor. Sadece Kur’an diyor..
ALİ İMRAN-18
ALLAH, kendisinden başka İlah olmadığına şehadet eder; melekler ve adaleti gözeten ilim sahipleri de… O’ndan başka İlah yoktur. Üstündür, Bilgedir.
Şehidallâhu Allahın bir bilgi üzerine şahitliği.
Şehidallahü gaimen bil gıskı.
Bu günki şehit sözcüğüne yüklediğimiz anlama göre düşünürsek.. Allah ta şehit oldu, öldü demiş olmuyormuyuz.
Söyliyebileceğimiz bir söz kaldımı.
Kur’an da EVRİM i detaylarıyla açıklamasına ramen İslam a saldırıda ve savunuyorum diyerek Kur’an dışında nasıl kalındığını anlatmak için yazdım
Kur’an da Evrim.
Beni en çok güldüren ve bir o kadarda üzen bir konu Evrim..
Güldüren kısmı bilim adamı vasvındaki kişilerin bilimsel bir sav olduğu iddialarına ramen bilmin gerektirdiği gibi deneysel, gözlemsel kanıt arama dışında haklı olabilme yolunda harcadıklar çaba.. Evrim var o zaman benim ateist olmam lazım, bu var oluşa sebeb doğanın kendisidir sav’ı paganist yani doğa Tanrısallığıyla kendilerini açıklamak durumunda olabilmeleri.
Diğer yandan Müslüman Din adamı vasvındaki kişilerin ol dedi oluverdik sığı mantığıyla Kur’an ın detaylarıyla açıkladığı Evrim olmak zorunda bilgisini hiçe saymaları. Evrimin var olmak zorunda oluşunu kabullenmem beni dinden çıkartır şaka gibi tavırları ve iki gurubun aralarındaki tartışmaları beni çok güldürüyor.
Üzüntüsü ise Kuran’ın istediği akletmezmisiniz isteğini, ve bilmin kanıt ve reel bilgi istemesini hiçe saymaları.
Sanırım en iyisi yaradılışı ben gerçekleştirdim diyene soralım ve Kur’ana onun kaynağına baş vuralım. Ne diyor.
Araf Suresi, 11
Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: “Adem’e secde edin” dedik. Onlar da İblis’in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.
Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik. İlk yaradılış’ın doğrudan şimdiki şeklimiz yada durumumuz olmadığını anlatıyor. Yaşanması ve gelişimimizi tamamlıyabilmemiz adına bir Evrimin varlığına yani değişerek bir süreci yaşama zorunluluğuna atıf var.
bakara -28
Allah’a nasıl nankörlük ediyorsunuz?! Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O’na döndürüleceksiniz.
Dünya nın ölü durumu yani hiç bir canlının olmamasına atıf sadece mineraller. Ölüm hali diye bahsettiğinden yani minerallerden sonra canlanma başladığı, başlangıç tespit’i. Bu Dünyadaki ölümümüzden yani cesedin minerallere toprağa dönüşünden sonra yapılanın tekrar edilmesinden bahsediyor.
furkan -59
O ki gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattı ve sonra tüm otoritesini kurdu. Rahman’dır; O’nu iyi bilenlere sor.
Gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır.. Bu cümleyle başlayan ayet leri incelerseniz aşamaların açıklandığını ve ayni altı gün ifadesini kullanırke değişik evrelerin anlatılması sizede ilginç gelicektir.. Aşamaları gün diye metaforize etmesi Evrim ismini verdiğimiz aşamalar hakkında yaptığı 6 katagori yada değişimi algılamamızı istediği açığa çıkıyor. Onu iyi bilenlere sorun. Hazretlere , mübareklere değil bilgi sahiplerine ve araştırarak kanıtlayan lara bilim insanlarına diyor. Araştırılarak bilinebileceğini ve bilenler diyerek araştıran bilim insanlarını gösteriyor.
fussulet 9
De ki, ‘Siz yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyorsunuz ve O’na eşler mi koşuyorsunuz? O, evrenlerin Rabbidir.’
Yeri iki gün de diyor ayet.. Tüm aşamaların genel sürecini kast ederek altı gün metoforunundaki aşamaların yer le ilgili bölümüne iki gün diye katagorize ediyor. Evrenlerin Rabbidir. İncelemeye başlamadan önce başka evrenlerinde olduğunu söylüyor.
fussulet 10
Onun üstüne denge unsurları (olan dağlar) yerleştirdi ve onu bereketli kıldı.Tüm arayıp isteyenler için onun gıdalarını dört günde ölçüp düzenledi.
Bu da başka bir aşamayı metaforize eden değişik gün sayısı. Dağların ve ilk canlıların gıda sı olabilecek ilk besin zinciri organizmalar’ın oluşabilmesi için gereken mineraller.. Dağlar bu günki bilime göre magma tabakasının yüzeye taşması yani tüm minerallerin açığa çıkması. Oluşan dağların dünya dengesi için önemi bilim adamlarına ve makalelerine bakarak anlıyabilirsiniz.
fussulet 11
Sonra duman halindeki göğe yönelerek ona ve yere, ‘İsteyerek veya istemeyerek (kaostan çıkıp) gelin,’ dedi. Onlar da, ‘İsteyerek geldik,’ dediler.
Bıg beng ve nebula aşamalarının net ifadeleri.. Yorum gereklimi sizce. Kaos’un disipline olması ve ancak disipline eden bir iradenin anlatımı.
fussulet- 12
Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, arza en yakın göğü kandillerle ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Azîz ve Alîm olanın takdiridir.
İki gün diye ifade ettiğibi bir başka aşamadan.Yedi gök bilmin kanıtladığı Dünyamızın üstünde var olan yedi değişik manyetik, basınç ve gaz farklılıkları, vs içeren katmanlar. O günün toplumun anlıyabileceği kandil ifadesiyle yıldızlar. Ve bir korumayla donattık ifadesiyle radyasyonu geçirmeyen özelliğini, Dünyamızın ısı dengesini sağlayan özelliğini, meteor vb dış etkileri bloke eden özellikleri’ni bildiğimiz ve şimdilik bilemediğimiz özellikleri anlatan koruduğunu söyleyen ayeti yani veri. 1400 küsür sene önce çölde su adına savaşan toplumlara bildiren bir kitap. Her kitap gibi yazarı olan bir kaynak.
saffat 11
Şimdi sor onlara: Yaratış ve yaratılış bakımından onlar mı daha güçlüdür, yoksa bizim yarattığımız şuurlular mı? Gerçek şu ki, biz onları bir cıvık çamurdan yarattık.,
Kuru çamur, çamur, cıvık çamur diye ifade edilen çamur’un değişen aşamaları tüm minerallerin yani canlı yapısını oluşması için gereken aşamalar sıvı karışımlı toprak. Şuurlu yani güdülerin dışında şuurun ve aklın devreye gireceği hedef bir evre.
nuh 17
“Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi.”
Çok açık sanırım ilk aşamamız . Toprağa bağımlı bitkiler gibi çamurun değişik aşamalarındaki evrelerin kastettiğini ve toprağa bağlı bir yaşam normunu açıkça söylüyor. Evrim savının öncesi İnsanlar nasıldı ve nasıl oluştu tıkanmasına araştırma vizyonu ve hedefi gösteren bir ayet. Kuş’larda yumurtlama, memelilerde doğurma dediğimiz ifadeler dururke bitkilerdeki bit’me ifadesini kullanarak açıklamada bulunuyor. İlk insan yokke nasıldık ve nasıl olduk sorusunun araştırmalarını yönlendirecek ve hızlandırabilecek bir veri.
nuh 14
Oysa sizi evrimler halinde yaratan O’dur.
Şimdi Kur’anda ki orjinal ifadeler ve yazım şekline bakalım.
1. ve kad : ve olmuştu
2. halaka-kum : sizi yarattı
3. etvâran : tavırlar, haller, halden hale geçişler
Sanırım bende boş yere konuşmuşum ne dersiniz.
EVRİM diye isimlendirdiğimiz oluşuma etvâran diyor.
Tavırlar, haller, halden hale geçişler anlamındaki bu kelimeyi seçerek bizim EVRİM dediğimiz şeyi aynen söylüyor.
Dini bütün statikocu Müslüman alimler ve benliğini ilmin önünde gören Bilim adamlarımız .Kur’an size hitap etmiyor. Sorgulayan Müslümana ve kanıtlayabildiğine bilim diyen Kur’an da çok övülen alimlere bilim insanlarına hitap ediyor.
Sorgulamaya ve deneysel net bilgiye ulaşabilmemiz adına verdiği EVRİM’imizin aşamalarını anlatan ayetleri inceliyelemeye devam edelim. Belki araştırmalarınızı hedefli ve daha kolay bir hale getirir Kur’an.. kimbilir. Kavganızdan ve inadınızdan zaman ayırıp Kur’an ı dikkate alan olur umarım.
nisa-1
Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah’tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb’dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir.
Bitkilerdeki dozlaşma türündeki üreme aşaması yada tek hücreli sporlanmadan sonra erkek ve dişi canlıların oluşumunun başlaması ve eşeyli üreme aşaması. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Doğurgan olan doğa’ya, bitkilere, hayvan’lara İnsan’lara Rahim’lerin hakları diyerek düzenin bozulmasına karşı ciddi bir uyarı. Ben İslam’ım diyenin koparacağı bir dal’ı, zehirliyeceği bir bitkiye yada hayvana tabi İnsanlara verebileceği her zararda düşünmesi gereken bir uyarı. Derdi islam olanlara bir söz.
insan -1
İnsanın üzerinden, kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı bir zaman periyodu geçmemiş midir?
Dehir diye geçiyor Ayette. Arapçada milyon milyar anlamı hel edadı kullanılıyor ve ciddi bir zaman periyodunu netleştiriyor.. Yani İnsanın Adem diye hitap edilen, muhatap alınana kadar milyarlarca yılın geçtiğini açıkça söylüyor.
Kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı bir zaman periyodu..
Ademleşme yani muhatap alınacak akıl ve yorum kullanabilecek aşamaya gelmeden önce (DEHİR ) milyon, milyar yıl geçtiğini anlatan ayet. EVRİM aşamasının devam ettiği kendisinin Adem diye anılma yani bu günki yapı ve suretimizin değişimlere uğradığı aşamalar’ın olduğu çok net ifade edilen bir ayet. Bir sene önce üretilen önünüzdeki masa bir sene önce henüz tahta, sunta, çivi ve tutkal’dı. Şimdiki tabirle EVRİM aşamasını tamamlamaya çalışıyordu..
Onu yapan usta.
insan- 2
Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık.
insan norm u Ademleşti
Adem tek yaradılıp Resul seçilmedi..Var olan toplum Ademleşti. İlk olması bir anlamda insan normunun ademleşmesi yani bilgiler verilerek refleks ve içgüdüler dışında aklın devreye girmesi sağlandı. Bu arada yine EVRİM çıktı karşımıza .. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık. Duyduğunu ve gördüğünü yorumlayan düşünen bir Adem.
BAKARA- 31
Ve Âdem’e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: “Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz.”
Ademe isimleri öğretti kapı, pencere, ev, diye değil maddenin özelliğini kavramasını ve kavradığını isimlendirmeyi öğretti felsefe sanırım insanın ilk bilim dalı.
İlk yükümlülük yani resullük verildi ve sonra cennete yerleşin denildi. Cennete çevrilmiş dünyada bir yer.
Cennet Arapçada bahçe demek. Cennete toprak varmı dünyada var. Ahiretteki cennet nimetleri bitmez, yasak ve haram kavramı yok ama ademin cennet e girin dediği yerde yasak var ahiret cennetini anlatan ayetlerde bu yok. Anlıyacağımız yukarılardan bir yerlerden kovulma değil. Dünyada bir yer.
YUNUS-34
De ki: “Allah’a koştuğunuz ortaklarınızdan, başlangıçta yaratmayı yapacak, sonra onu tekrarlayacak kimse var mı?” De ki: “Allah başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrar eder. O halde nasıl oluyor da (haktan) çevriliyorsunuz?”
Tesadüf diyerek yaradılış bir an ile oluştuğunu kabullensek.. bunun devamı sürekliliği her anda gerçekleşmesi .. tek seferliğin devamı yani normunu koruyarak tekrarı için arkasında bir iradenin gerekliliği açığa çıkıyor.
Sanırım EVRİM’imizi henüz Kur’an ın istediği şekilde tamamlıyamadık. Sorgulamıyan akletmezmisiniz emrini ve isteğini hiçe sayan Müslümanlar, bilim yapmayı kanıt koyma ve bir felsefe oluşturma olarak görmeyen alimlerimiz olarak tabiri caizse havanda su dövmeye devam etmemiz bunu göstermiyormu.
Bilim insanlarımızın İslamı incelemedeki ciddi yanılgıyı Teo Tanrısallıkla inceliyerek düşülen hatayı yazdım..
Teolojik İslam’dan Divinite İslam’a
Teoloji Tanrı bilmi..
Yaradan’ın araştırıldığı anlaşılmaya çalışıldığı bir bilim dalı değil.
Bizdeki sanıların ve sanrıların araştırmalarının yapıldığı Yaradıcı yerine yaradılan Tanrıların araştırıldığı bir bilm dalı.
Kur’an i tabire göre Şirk araştırma bilmi. Evet bu tam anlamıyla açıklıyor.
Haklı bir tepki olarak ama ne yazık’ki bir dogmatik olguyla yapılanan Ateizm bu boşluğu doldurmaya çalıştı.
ATEİZM A-TEO
İzm.. İnsan görüşü olan kabullenilmiş fikir algısıyla dogmatik olguyu yapılandıran, bilimsel ve akılcı verilere atalet gösteren kalabalıklığın, kültürleşmenin, çıkarların yapılandığı mantık sarmal’ı.
Ateizm olarak kemikleşmiş izm anlayışıyla bilgi’lerin değil görüşlerin öne çıktığı ve dayatıldığı mantık. Görüş sahiplerinin özgürlüğünü fikre aidiyet bağlılığıyla daralttığı, Kur’an daki Rüşt’ü yani olgunluk için sürekli yenilenebilmeyi kısıtlayıcı yapısından dolayı bilimsel omayan olgu.
Teo.. Tanrı kavramını isimlendiren kelimenin karşı duruşu olarak A-Teo bir tepki duruşunu ortaya koyan yapı’nın ismi. Teoloji’nin inceleyen bir bilim dalı olması gibi. Bilimsel, kanıtlara dayalı olmayan sanrıllara karşı hepimizin Kur’an ın bizden LAİLAHE ( Kişi, kurum, mekan ) Tanrı’laştırmasına kutsal’laştırmasına karşı isteğini, yerine getirmedeki istek ve eylemimizin sahiplenmemiz gereken duruşun adıdır aslında A-Teo.
Bildiğimiz ilk tarih sahnelerinde her bir toplumun evet ben bir sonucum, varım. O halde bir sebeb, bir irade olmalı. Bana ok ve mızrak yapmayı da öğretti bana gücü verdi o zaman Tanrı oralarıda bana al dedi.
Oradakilerede, sanada ok’la mızrağı öğretti karnınızı doyurasınız diye. Haklı çıkma adına yaradılan Tanrılar ilk defa iftirayla ortaya çıkmış oldu. Teoloji bilmi icat edilerek bilimsel bir durum oluşturuldu. İsimler konuldu, ritüeller geliştirildi, kimde kaç Tanrı var ve nasıl kullanılabilir ne işe yararlar. Unutmamaları ve geleceğe bırakabilmeleri için arşivler, kütüphaneler oluşturuldu.
En büyükleri Hristiyan kliselerinin kütüphaneleri.. En gizli ve gizemlileri Yahudi yazıtları, belgeleri, bir çok kişinin göremediği kitapları.. Müslümanlarmı, kütüphanelere bile gerek yok Allah dilerse olmazmı.. uçana kaçana ansiklopedi yazarsın. ( Kur’an ı, İncil’i Tevrat’ı Zebur’u ve Hak ile verilenlerin herbirini yani benim kitaplarımı veren Rabbimi tenzih ve tesbih ederim. )
Evet bilim insanlarımızada hak veriyorum. Coğrafyamızda Sünni’lik, İran’da Şii’lik, Lübnan’da Dürzi’lik, Suudi Arabistan’da, Vahabilik vs. Buralarda Teoloji bilminin doğrudan muhatabı İslam dedikleri üst kimlikle anılan bu yapılanmaların doktrinlerine ( DİN ) lerine ters bir şey söylemeniz halinde Mürted yani dinden ( her bir oluşumun kurallarından ) çıkan anlamına gelen bir durumda kalırsınız. Sonucumu.. İslamı sizden kurtarmak yani öldürülmeniz. Kur’an a ramen.
Bu yapılar eleştirilemez ,sorgulanamaz derler. Kur’an da inadına akletmezmisiniz der.
Peygamber algıları Tanrılaşma boyutunda kusursuz . Hadis söylenen söz anlamında Arapça bir kelime. Peygamber söyledi denildiğinde ..
Teolojinin araştırma alana girmiş demektir.
İslam dolayısıyla Kur’an kendini kendisi açıklıyor.
Yaradıcı tüm özelliklerini, hudutlarını, kendisini anlatan içeriğini kendi doldurduğu isimlerle netleştirmiş. Değişebilecek, çelişebilecek her yorumu durdurmuş.
Elçilerini Nebi ve Resul diyerek tüzel kişiliklerini ve görevlerini bir memurunkinden çok daha net belirlemiş. Ne uçmasına nede konmasına müsamaha göstermememiş.
Kur’an ında tüm veriler reel bilimle bu güne kadar anlaşılmış olanlarla.. İleride anlaşılacaklarla vizyonunuzu geliştirebiliyorsunuz. Sorgulandığında yorum’larla başbaşa kalmıyorsunuz. Doğrudan düşünmeye, araştırmaya iten bir yapıyla karşılaşıyorsunuz.
Teolojinin çeşitlilikleri, saptama ve istatistik verilerini bulamıyacağı reel bir ortam Kur’an.
Teoloji İslamından Divinite İslama araştırma ve inceleme bakımından diyorum. Geçme vakti gelmedimi. Divinite bunun da yetebileceğini sanmıyorum. En yakını..
Divinite Tanrısallık Tanrı bilmi böyle olmalı sanrısı değil, nasıl olduğunu ondan sormalı anlamalı O’nu ve onun verilerini incelemeli. Divinite Kur’an ın istediğini karşılamayan ama yakın olan en azından başlanabilecek bir çıkış.
Bir fikir olarak bilim insanlarımız özellikle felsefe hocalarımız beni dikkate alırlarmı bilemiyorum..
Kur’an ı araştıran bilim dalına REELOJİ diyerek isminin çağrışımınında verdiği gücü ve yönlendirmeyi İslam ve Kur’an bilmi denebilirmi..
Sadece bir öneri.
Sayın Emre bey,
Deist olup bize büyü yapıldığını o yuzden anlasamadigimizi bizle ugrastiklarina inanan ,hergunde alkol kullanan nisanlim var. Ayrilmak istediğimde beni baş ortum ve muslumanligimlada vurmaya calisiyor yani müslüman olsaymisim vicanli olur ona destek olurmusum. Hemen trk etmez ona yardim etmeye calisirmisim. Beni suclu hissettirerek kendine bagliyor.
Kendisine büyü olmadığını , büyülü olmadigini nasil izah edebilirim. Büyük nun olmadigini nasil ispatlarim. Gerçekten yaninda kalmayip sorunlarini cozmesine yardim etmezsem ben kötü bir Müslüman mi oluyorum?
Psikyatrik yardima inanmiyor red ediyor. Cok çaresiz kaldim, artik ben psikyatrik tedavi aliyorum. Iki satir yazmaniz benim icin cok degerli.
Saygılarımla
Ziynet Gedik
Selam olsun Allahin Kitabinin etrafinda toplananlara ve bu Kitabla insanlari uyaranlara, ve bu kitabdan hayatini düzenleyenlere.
Emre kardesim öncelikle Allah razi olsun ve ben sahidim Kuran eksenli calismalariniza Rabbim daim kilsin uzun ömürlü bir calisma nasib etsin.
Ben acizane Almanyada ikamet eden bir kardesinizim, Kuran icin ne yapabilirim sorusunun cevabini sizlerde buldugumu söyleyebilirim, nasil diye sorucak olursaniz
sizler Kuranin ekseninde cok muazzam calismalara imzalar attiginiza sahit oluyoruz,
iste cevabida tam burada gizli, bu calismalarinizin Almanyada almancaya tercüme edilmesi yani daha acik ifade ile Kuran merkezli videolarinizin alt kisminda almanca yazi ve birde sesli tercüme.
Bu konuda görüslerinizi fikirlerinizi bekliyorum.
Su fani dünyadan göcmeden önce tek bir videoda bile böyle bir calisma gerceklestirebilirsem mutlu ve bahtiyar olurum.
Cok birsey yapmis sayilmam ancak almanyadaki özellikle Alman kökenli
islami secen nice alman vardirki malesef
islam diye bir yigin hurafe ve uydurmalarla
bulandirilmis aslindan ve özünden kopartilmis
bir guruba dahil olup heder oldugunu düsünüyorum ve tamda bunun icin böyle bir calisma buralarda eksik ve olmasi gerekiyor diye düsünüyorum.
Insallah Nisan 29 Aklimdaki sorular sohbetinize katilmak istiyorum ve nasib olursa
orada konusma firsatini yakalarsak bu konularla alakali sizlerle görüsmek istiyorum.
saygi ve sevgilerimle
Kölnden selamlar
Bülent Akar
Uydurulan din ve kurandaki din kitabinizi okudum. Sizden namazdaki sunnet rekatlari ile ilgili yorumunuzu merak ediyorum.
Teşekkurler.
Sayın Hocam merhaba,
Dövme yaptırmanın dinen hükmü nedir?Bazı kaynaklarda peygamberimizin dövme yaptıranları lanetlediği yönünde hadisler var.Bunlar doğru mudur?
Teşekkür ederim.
Hani deniyor ya imtihan dayız diye.
E Rabbim herşeyi bilen ne yapacağını yapıp yapmayacağını bilen e nasıl imtihanda oluyoruz?en aklıma takılan bu ve bu kafamdaki soru dan dolayı kendimi çok suçluyorum.
Sayın Emre hoçam
Merhaba ben uzun zamandır işsizim ve borçlarımda var Rabbime her gün Dua ediyorum
ama bir yerde yanlış yapıyorum sanırım sıkıntılarımdan ve borçlarımda kurtulmak için hangi duayı okumalıyım ve ne yapmalıyım bana yardımcı olurmusunuz lütfen
çalışmalarınızda başarılar dilerim
Emre bey duyarli kisiliginiz ve Tanrinin yasalarini icsellestirip bu ugurda bir yasam surdurmeye niyetli olusunuz sebebiyle vicdan ehlisinizdir ve bize yardimci olabilirsiniz ümidiyle esenlikler olsun.
Emre bey 6284 sayili hollanda tarafindan fonlanan musluman aile yapisini hedef alan yasa ulkemizde bosanmalari cig gibi artirdi
Pozitif ayrimcilik sebebiyle velayetler anneye verulip babaya cocuk icra yoluyla takriben 500 600 tl civari herbir gorme icin durumu ayrica 1 gün evli kalsaniz bile 1988 deki degisiklikle suresiz nafaka ve 1 ay geciktirseniz 3 ay hapis sistemi erkekleri bunalima sokuyor ve kadin cinayetlerinin önünü aciyor mor cati projesiyle hollanda kadin derneklerinin kurulmasini ve finans yardimiylada yikimi korukluyor bir avrupa devleti niye para verir size ayrica medeni kanunda cocuga annenin isterse soyadini verme hskki bu projenin ph calismasi amac ve gaye bu cazipliklerle kadinlar hemen bosanma yolunu secsin tazminat+nafaka+velayet+ziynet esyalari tamami+edinilmis mal yarisi cani istemezse cocugu gostermeme bu hsklarini bilen kadin ilk firsatta bosanma yolunu seciyor erkek evlenemiyor ayrica ikinci esi olsabile nafaka devam ediyor buda cinneti kadin mezara adam hapse cocuk yuvaya lutfen okuyan hoca mustafa hoca pelin cift hanim canan hanim tv8 ilahiyat cevreleri betulsayan bakanimiza ve adalet bakanimiza ulasmamiz icin birkac hoca ayni goruste oldugunuz yada farkli gorustede olabilir vicdan ve fitrat bilinci olmemis insanlarrla ortak bir aciklama bu konuda ve dua
Lutfen….
Emre bey
İyi gunler
2 yasinda bir cocuk konusmasi nasil olmali kelimeri telafuzu ve cumle kurmasi nasil olur
Saygilar
Hocam sizin Acıbadem adresinize mail attım ama acaba ulaşmıyor mu diye merak ettim herhangi bir dönüş alamayınca. Yukarıda eklediğim mail adresimden attım.
Emre hocam merhaba
Sizi takip ediyorum ve fikirlerinizi çok benimsiyor ve beğeniyorum. Çok çeşitli fikir ve uygulamaların dışında kuran da ve efendimiz zamanında, uygulamasında, tavsiyesinde başörtüsü varmıdır? Iygulaması nasıl olmuştur? Kuranda bu konudaki ayeti nasıl yorumlamak gerekir?
Cevap verebilirseniz çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Aklı Başında bir kadının MÜSLÜMAN OLMASI için nedenleri nelerdir ?
Bir kadın neden Müslüman olmalıdır sorusuna verilebilecek 3 neden söyler misiniz ? Ben size aklı başında bir kadın ‘’neden Müslüman olmamalıdır’’ için verebileceğim cevaplar şunlardır ;
Bu soruya cevap verirken kanıtlarınız ayet ve hadis olmalıdır. Bende size şimdi bununla ilgili önce Kuran ayetleri ile sonra da peygamberimizin hadisleri ile cevap vereceğim.
Kuranı Kerimde yer alan kadın ile ilgili bazı ayetler şöyledir ;
1) Nisa suresi 3. Ayet : Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Bir erkeğe, 4 taneye kadar kadın ile evlenebilme hakkı tanıyan Kuran- Kerim, kadına haksızlık yapmamış mıdır ? Bir kadın kendisinin üzerine en az 3 tane kuma getirmeyi kabul edebiliyor ise bu kadın, Müslüman olabilir.
2) Nisa suresi 15. Ayet : Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye veya Allah onlar hakkında bir yol açıncaya kadar kendilerini evlerde tutun (dışarı çıkarmayın).
Bu ayette kadınlarınızdan derken çoğul bir ek kullanılmış. Yani bir den fazla kadını kast ediyor. Birden fazla kadın ile kocasını paylaşacak olan kadın , Müslüman olabilir.
3) Nisa suresi 34. Ayet : Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın.
Bu ayette erkeklerin kadınlardan üstün olduğu vurgulanıyor. Sebebi, erkeklerin geçim hayatını sağlamaları sebebiyledir. Fakat erkek cinsi kadın cinsinden üstün olabilir diyorsan, Müslüman olabilirsin.
Ayrıca iyi kadınlar itaatkardırlar derken, itaatkar olmayan, kocasının sözünü dinlemeyen kadınların kötü kadın olduğu vurgulanmaktadır. Eğer sen bütün kadınların kocalarının sözünden çıkmamasını savunuyorsan, Müslüman olabilirsin.
İsyan eden kadınları yataklarından ayırmak ve hafifçe de olsa dövmek benim için sorun değil diyorsan, Müslüman olabilirsin.
Yok bu ayetler öğüt vericidir diyorsan o zaman bu yapılanların senin kızına da yapılmasına ses çıkartmaz isen, sen tam bir Müslümansın.
4) Bakara suresi 223.ayet : Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir (tarlanızdır). Ekinliğinize( tarlanıza) dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin.
Bu ayette kadınlar sizin tarlanızdır derken neyin kast edildiği çok farklı kaynaklarda çok farklı olarak anlatılır. Ama en çok anlatılan şeyin, cinsel münasebet olduğunu görürsünüz. Bir kadın olarak vücudunuzun istenildiği şekilde ( oral ve anal yol hariç ) sürülmesini normal karşılıyorsanız , siz iyi bir Müslüman olabilirsiniz.
5) Bakara suresi 228.ayet : Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bir kadın boşandığı anda en az 3 ay beklemelidir. Neden beklemek zorunda ki ? Eğer anlatılmak istenen kadının hamile olup olmaması ise şuanki dünyamızda bu işlem bir test ile hemen tespit ediliyor. Eğer o zamanki şartlarda bu belli değildi diyorsanız o zaman Kuran sadece o zamanı kast etmiş olduğunuzu anlar ve şuan ki dünyaya ayak uyduramadığını görürüz. Ayrıca , ‘’Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır’’ sözünden de erkeklerin kadınlardan biraz üstün olduğunu anlarız. Erkek kadından üstündür diyorsan, Müslüman olabilirsin.
6) Bakara suresi 282.ayet : Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun.
2 Kadının şahitliği 1 erkeğin şahitliği ile denk getirilmiş. Burada kadınlara karşı bir haksızlık yapılmadığını düşünüyorsanız, siz adaletli bir Müslüman olursunuz.
7) Ali İmran suresi 14.ayet : Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.
Kadınların, erkeklerin nefsini şiddetle arzulayan bir süs olduğu anlatılıyorken bir kadının bu sözden hiçbir rahatsızlık hissetmemesi onun Müslüman olduğunun bir göstergesidir. Kadınlar erkek için bir arzu süsü ise demek ki Kuran kadını erkeğin zaafı olarak görmektedir. Bu zaaf ile anlatılmak istenen yine cinsellik ve sex’tir.
8) Ali İmran suresi 42.ayet : Hani melekler, “Ey Meryem! Allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.”
Bu ayette Allahın adil olduğunu düşünüyorsanız ve Meryem’in benden üstün olması sorun değil diyorsanız, Müslüman olabilirsiniz. Kuran da ‘’Adalet’’ ile ilgili bir çok konu anlatılırken burada adil olunmamayı normal karşılayabilir misiniz ? Bir babanın, bir kızını ayrı tutup ötekilerine farklı davranması ne kadar normal ise sizinde Müslüman olmanız o kadar normaldir !
9) Nur suresi 31.ayet : Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.
Bu ayet örtünme ile ilgili bir ayettir. Kadının örtünmesi gerektiği anlatılıyor. Bir kadının örtünmesi gerektiğini fakat bir erkeğe hiçbir yaptırımın olmamasını sen ne kadar doğal karşılıyor isen o kadar iyi Müslümansın. Kadının bir örtünün altında hayatını sürdürmesi sana doğal geliyor ise bana o kadar baskıcı geliyor. Erkeğe serbest olan örtünme kadına yasak ! Arabistanda kadının her görünen yeri örtülüyor, Türkiye de sadece yüz açıkta kalarak örtülüyor. Allah hiç böyle bir şeyi emrederek kadına eziyet eder mi ? Eder diyorsan, sen Müslümansın !
10) Azhab suresi 30.ayet : Ey Peygamber’in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa onun cezası iki kat verilir. Bu Allah’a göre kolaydır.
‘’Peygamberin hanımları’’ lafzı seni zaten rahatsız etmiyor. Çünkü sen çok eşliliği normal karşılayan bir Müslümansın ! Ayrıca peygamber ile evli olmak o kişinin bir günah işlediğinde 2 kat fazla olması ne kadar adil ise sen de o kadar adil bir Müslümansın ! Bütün alemlere rahmet olan bir kitapta, peygamberin hanımlarına yer verilmesi ve ayrıca peygamberin cinsel hayatının bile anlatılması seni hiç düşündürmüyor ise, sen çok iyi bir Müslümansın ! Bu ayetin sadece peygamberin hanımlarını korkutmak için yazıldığını anlayamazsın.
11) Azhab suresi 59.ayet : Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur.
Yine örtünme ile ilgili bir ayet. Bir kadın tanınmamak için kıyafet giymelidir. Bu nasıl olabilir ? Yüzünün dahi görünmemesi şeklinde olacaktır. Siz sokakta tanınmamak için bu tip kıyafetleri giymeyi seviyorsanız, iyi bir Müslümansınız. Yok ben bu kıyafetleri giymem derseniz İslam’a karşı çıkmış olursunuz. Emri uygulamamış olursunuz. Erkeğin emrini yerine getirmeyen kadını kocası dövebilirse, Allahın emrini yerine getirmeyen kadını Allah ne yapar artık siz düşünün !
12) Talak suresi 4.ayet : Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer.
Bu ayette ‘’henüz adet görmeyenler’’ sözünden ne anlıyorsunuz ? Ben de tefsirlere bakayım dedim ve Türkiye de bir çok tefsircinin ‘’küçük çocuk ile evlenilebilir hükmü’’ çıkarttığını gördüm. Şimdi bu ayet sizi rahatsız etmiyor ise ve 10-12 yaşında ki bir çocuğunuzu evlendirebilirim diyorsanız , siz iyi bir Müslümansınız. Sadece bu ayetin tefsirini birçok İslami sitede baktığınızda hepsinde kaçak dövüş tabir edeceğimiz açıklamaları görürsünüz. Küçük yaşta evliliği savunan zihniyet bu ayeti aynen okunduğu gibi açıklarken , küçük yaşta evliliği savunmayanlar ise bu ayetin başka şeyi anlatmak istediğini söylediğini görürsünüz. Açıklamalardan ‘’kılıfına uydurma’’ hissini anlayabilirsiniz. Ama siz benim bu söylediğime inanmazsanız ve bu ayet üzerinde araştırma yapmaz iseniz iyi bir Müslüman olacaksınız !!
13) Mümtehine suresi 10.ayet : Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir.
Ayette ne var ki diyeceksiniz ? Neden hep erkekler için yazılmış bu tip ayetler ? Neden kadınları imtihan etmek zorundayız da , erkekler imtihan edilmiş olmasınlar ? Kuranı okuduğunuz zaman erkek egemen, üstünlüğü erkekte olan, kadını erkeğin seçeceği bir sistemin olduğunu görürsünüz. Bu sizi rahatsız etmiyor ise siz iyi bir Müslümansınız ! Bu ayetler kesinlikle bir erkeği rahatsız etmez. Ama bir kadın rahatsızlık duymuyor ise o kadın mümin bir kadındır!
14) Rahman suresi 56.ayet : Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
Bu ayeti açıklarken, önceki ayetler de cennetin tasvir edildiğini göreceksiniz. Cennet tasvir edilirken bu ayette erkekler için söylendiğini anlayacaksınız. Dilber kelimesi bir erkek için kullanılmayacağına göre siz bunu da normal görürseniz, o zaman iyi bir Müslümansınız.
15) Nebe suresi 31-34.ayetler :Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
Bu ayette erkeklere vaad edilmiş cennetteki güzellikler tasvir edilirken, kadınlara bu tarz tasvirlerin vaad edilmemiş olması bir kadını rahatsız etmiyor ise bir kadın olarak sen mükemmel bir Müslümansın ! Kocasına öteki dünyada vaat edilmiş genç kızları bir kadın kıskanmayacak ama bu dünyadaki en şehvet dolu yaratığı olacak öyle mi ? Her zaman sorduğum gibi ‘’ erkeğe huri vaad ediyor da kadına Nuri neden vaad edilmemiş ? ‘’ bunu sorarsan kafir sormaz isen Müslüman oluyorsun !
16) Vakia suresi 28-38.ayetler : (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık. Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.
Bu ayette de cennetteki güzellikler tasvir edilmiş. Yine Huri ve yine Bakire. Yapılan birçok tefsirler de bunların kadınlar içinde vaad edildiğini hiç görmedim. Siz gördüyseniz ve Kuranı Kerimi çok iyi okuduysanız ve bunları fark etmemiş iseniz siz çok iyi bir Müslümansız. Kadını ,erkeği ile aynı görüyor iseniz sizin okuduğunuz Kuran ile benim okuduğum Kuran’ın aynı olmadığını söyleyebilirim.
Kadınların ay başı günleri hakkında bir çok ayet var. Bütün dünya insanları için inmiş olan bir kitapta aybaşı günlerine bu kadar çok yer verilmesi bana bu kitabın yaratan tanrının sözü ile değilde, bir erkek tarafından yazdırıldığı izlenimi verdi.
Kadınlar konusunda Kuranı Kerimi hep eleştirdin, hiç mi kadına güzel şeyler vaad edilmemiş diyorsan söyleyeyim. Bak bu ayetler de kadın için güzel şeyler de var. En başta sormuştum ya ‘’Aklını kullanan bir kadının Müslüman olması için 3 neden ne diye ? ‘’ İşte ben 2 nedeni buldum, 3. Nedeni de sen bul ;
1.) Tevbe suresi 72.ayet : Allah mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.
2.) Hadid suresi 12.ayet ; Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir: “Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedi olarak kalacağınız cennetlerdir.” İşte bu büyük başarıdır.
Not: Ayetlerin tamamını Diyanet İşlerinin İnternet sitesinden aldım. Baz aldığım kaynak diyanet işlerinin meali’dir. Birkaç kaynak hariç hemen hepsinde aynı meal vardır.
Kadınlar bu hayatta, çocuğu 9 ay karnında taşıyor, en az 2 yıl emziriyor, çocuğun bakımını yapıyor, neslimizin devamını sağlıyor, ev işlerinin tamamını yapıyor, yemek yapıyor, kocasına yatakta zevk ediyor, çabuk yıpranıyor ve kendisine hak görülen davranış şekli bizi Yaratan Tanrı tarafından bu mudur ? Dünya hayatının bütün çilesini çek , ama bütün sefayı erkek sürsün diyorsan en iyi Müslüman sensin !!!!
sizin bu yazdıklarıma karşı görüşünüz nedir ?
Emre hoca merhaba,
şimdi size bi sorum olacaktı bir konu hakkında bilimsel çalışma yaparken farkında olmadan
müteşabih olan bir ayetin tevilinin hikmetinin
ortaya çıktığını gördüm şimdi ne olacak.
Emre Bey merhaba,
Kitaplarınızı gerçekten çok beğeniyor ve onlardan yararlanıyorum. Yazılarınızın dili çok anlaşılır, akla uygun ve akıcı. Dinimi anlamamda bana çok yardımcı oluyor. Allah sizden razı olsun.
Sizlere teşekkür ediyor, daha bol bol böyle güzel kitaplar yazmanızı diliyorum.
İyi çalışmalar
Kerem Kalelioğlu
iyi geceler hocam.DİNİ KONULARDA KENDİNİ KANDIRMANIN 40 YOLU makalenizi incelemekteyim.. bu alanda yapılmış çok değerli bir paylaşım olmuş..
kendimden bahsedeyim kısaca; fikir oluşturma ya da oluturulan bir fikre karşı çok açık ve sağlam eleştiri oluşturma özelliğim var. Yani ; 100 insanın okuyup da çok beğendiği bir yazıda ufak ve önemsiz görünen noktalar dikkatimi çok çeker..
makaleniz oldukça etkileyici. şeytanın söylediği cümleler ya da insanın nefsinin emrettiği cümlelerden verdiğiniz örnekler benim duygulanıp etkilenmemde kalkan gibiydi.. tabiri caizse ‘Eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek’ gibi geldi bana, o yüzden metindeki duyguları çok özümsemek isterken sürekli engel olan parantez içi cümleler.. bu hoşuma gitmedi, yazdığınız çok değerli makalenizi daha çok yutup sindirmek isterdim,
Size yazma sebebim gerçekten zirveye bir kaç adımınız kalmış bir kaç cm ittirebiliyorsam üzerime düşeni yapmış hissedeceğim..
Saygılar ;
Gülhane Üniversitesi Psikiyatri Yüksek Lisans Öğrencisi
ASLI TAŞKIN
Selamunaleykum hocam. Size bir sorum olacak cevaplandirmanizi ümit ediyorum. Hadisler ve sünnet hakkında görüşlerinizi merak ediyorum. Yani hadislerin uydurma olduğunu mu düşünüyorsunuz? Gerçekten bir artniyetle sormuyorum merakımdan soruyorum açık ve samimi cevabınızı bekliyorum. Teşekkürler .
Muhkem ve mutesabih ayet nedir?
Muceddid kimdir ne iş yapar
Emre Hocam size samsun’dan yazıyorum. youtube,tv ve kitaplarınızdan sizi takip ediyorum. Maneviyatımıza güç veriyorsunuz,Allah razı olsun. Sayenizde ihmal ettiğim namaza sıkıca sarılıyorum şimdi. Arkadaşlarımızı da teşvik etmeye çalışıyoruz inşallah.. Samsun’da emlak ofisim var. Mavi emlak.. Gelirseniz samsun’a sizi görmek ve bir çay içmek isteriz.. Saygılar..
Sayın hocam öncelikle programınızdan dolayı sizin şahsınızda emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim. Stüdyodaki yerleşim planını daha sıcak ve daha samimi bir havaya getirirseniz programınız daha etkili olacaktır. Saygılarımla.
İnsanın aklının gram cinsinden değeri nedir.
E=m.c2
Beden=akıl .ruh2