İLETİŞİM

    İsim (gerekli)

    E-posta (gerekli)

    Konu

    İleti

    39 Responses

    1. kağan ünsal alphan! says:

      evde tıkırtı emre dormann acoon’un beslemesi deyyus tvyi kendine referans alır o yöne kaykınır!
      az önce salondan odama geçiyorum yine güya üst daire boş ama sidikli didem yılmaz’ın kırık kemiği gibi tepemden tıkırtı geliyor!
      inmiyeceğiniz mi tepemden pkk’nin itleri?
      senin amına attırmadan bırakmam seni emre dormann! seni de sikecem caner’i de!

    2. Ahmet says:

      Rahman,
      Ve Rahim olan
      Allahın adıyla

      “Mektup, Süleyman’dandır; Rahman ve Rahim olan Allahın ismiyle başlıyor… ” (Neml 30)
      “Müşriklerden muahede yaptıklarınıza; Allah ve Resulünden bir ihtardır;” (Tevbe 1)

      Vakit doldu, onu atılan bir sudan yaratan ve eklemlerini bağlayan, son ve baş olan Rahmana kulluk etmemekte ısrar eden ve oyalanmaları, dinleri, mezhepleri, mahalleleri, kayıtlanmışlıkları, cemaatleri, yeryüzünün en büyük tiyatrosu oynanırken göz boyayan sahte devletleri, flamaları, ideolojileri ve sahte ilahlık sistemi olan ve “deccal” denilerek insanın kendisine karşı uyarıldığı “piramit ağını” kendi hakikatine ve onu yaradan efendisine tercih eden, kendi ademine de, ademe de secde etmeyen canlar, helak olunmuşlardır.

      Yeryüzü yaratıldığından bu yana gelen bütün elçiler, aralarında istisna olmaksızın dinlere ve kayıtlanmışlıklara karşı savaştı, çocukluk yıllarında tertemiz ve denge üzere olan insanın ailesinden başlanarak ifsad edilmesi sonucunda ortaya çıkan fahşa bataklığına karşı insan hep uyarıldı. Hayatında henüz hiç kendisi olamamış, evreni, potansiyelini ve efendisini (rabbini) tanıyamamış insan, korkunç bir komplo ve tuzağın içine çekilerek sindirildi. Kendisinden başka efendi, kendisinden başka hazret, kendisinden başka mülk sahibi ve kendisinden başka güç bulunmayan yüce yaratıcı Allah taala ve insanın kendini gerçekleştirme potansiyelinin önünde ki yaradandan izinli engel olan şeytan aleyhilanenin üzeri örtüldü.

      Küçük insan, hayatına başladığında bir kavganın göbeğinde buldu kendisini, kendini hakikat yerine dinlere ve piramide teslim etmiş yığınla mahlukat ile birlikte onlara fısıldayıp ve hatta vahyedip durumu bu hale getiren şeytanın düşmanlığı küçük insanın üzerindeydi, lakin henüz hayatın farkına varamadan, onun engin ve derin potansiyeli ; din, şöhret budalalığı, para hırsı, parti, mezhep, cinsel fahşacılık gibi bataklıklara itildi. Halbuki efendiler, tanrılar, olymposlu mitler, hazretler, milyar belkide trilyar yıllık dünyada hiç bir önem arz etmeyen flamalarıyla mahallecik devletler aslında hiç bir zaman var olmamış zanlardan ve afyonlardan ibaretti.

      Ortada her şeyin eksiksiz yaratıcısı olan ve bunun delillerini ayan beyan ortaya koyan Allah taala dan “başka” hiç bir “şey” yoktur, çünkü o’ndan “başka” düşünülemez. Gerçekten var olan her şey onun “ile” var olur, onun “ile” kayıtlanmayanlar ise zaten yok hükmündedir ve işin sonunda yokluk çukurlarına atılacaklardır(cehennem). İnsan ve cin(görünmeyen varlık) toplulukları kendilerine güç gelmese ne ile yaşayabilir, hangi ins veya cin, ayrı ayrı veya topluca bir sinek yaratabilir veya yeni bir renk hayal edebilir, daha da acı olanı şudur ki her gün renksiz ve tatsız bir sıvıyı içmek zorunda olan insan, bir gün yeryüzünde su tükenirse, yeni bir su yaratamayacağını bilmez mi; bütün bu gerçekleri tabi ki herkes gayet iyi bilir, lakin halihazırda yaşarken kendisine Allah taala tarafından ordular ve fırsat verilen ve insanın bir çamurdan ibaret olduğunu ispatlama derdine düşmüş şeytan aleyhilane tarafından bütün gerçeklerin üzeri devamlı bir döngüyle örtülür. Allah taala tarafından her geçen gün beslenen ve yaşatılan mahluklar, içinde yaşadıkları hayatı sonsuz ve kalıcı zannetme yanılgısına düşürülürler, halbuki burası onların kendilerini gösterme ve ispat etme yeridir.

      Kendisine materyalin secde ettirildiği insan, üzerine onun için doğan güneşi, gece onun için ışık saçan ayı, tepesinde olduğu besin zincirini, buna programlandığı için her gün kendi kendine onun için kan fışkırtan şah damarını, sağlığı için damarlarında koşturan alyuvarları, ona yağmur getirmek için sıraya dizilen bulutları ve ona karşı en cömert kesilen toprağı gördüğünde materyal alemin kendisine boyun eğdiğini ve kullanımına sunulduğu bilecek, idrak edecek ve materyalleri kendisine rab bellemeyecektir. Materyale ve materyalizme hapsolmuş insan ise bütün bunları görmekten ve anlayıp yaşamaktan uzak, kavrayış kabiliyetini terketmiş bir şekilde iblisin iddasını haklı çıkartacak bir eda ile çamurdan ibaret yaşayacaktır. İnsan bütün bu materyal aleme ve kendisine, gören bir gözle baktığında, efendinin kendisi olmadığını, ortada tek bir efendi olduğunu ve her şeyin onun planı olduğunu beynine kan fışkıracak şekilde ulu orta görür, böylece yargıçlığı ve efendiliği hakkı olan Rahmana vererek onun “kulu” olduğunu bütün aleme beyan eder, işte bu durum insanın kendisinde ki emaneti hakkına hakkıyla teslim edişidir.

      Cin toplulukları ise insanlar ile beraber (içinde ve etrafında) bir alt boyutta yaşar, inşa eden, şekil veren, yeryüzünde gezip dolaşan, asıl besin piramidinin en üstünde olan, kendisine çizgili kaslarının yönetimi, zihni, canı ve Allah taalanın katından bir ruh verilerek gönderilmiş insan görüldüğü ve anlaşıldığı üzere emanetin sahibidir. Bugün yeryüzünde halihazırdaki bozguncu kavmin emanete nasılda ihanet ettiğini, dünyadaki zulümden, fakirlikten ve gerçeğin paramparça edilmeye çalışıldığından anlayabiliriz. Ama işin acı verici kısmı şudur ki ; gerçek asla parçalanamaz, küçültülemez ve kaybedemez, insanların ve cinlerin yaptığı sadece bir “sanrı ve zan” aleminde yaşayarak potansiyellerini çürütmektir. İşte bu kocaman ve kusursuz gerçeğin yaşanması hali “barış yani islamdır”, islam bir din ve bir afyon değil (bu gerçek kuran da idrak edecek beyinler için “(insanların dini değil) Allahın dini”, “Allahın katında din islamdır” gibi ibarelerle anlatılmıştır), islam gerçeğin ta kendisidir, islamı din sınıfına indiren tarikatçi, tarihselci, hizipçi, mahalleci kesimler ise bir kahroluş aleminde oyalanmakla birlikte kuranın ve gerçek islamın önüne geçerek helak ile kayıtlanırlar.

      İsa as ile gelen islamın, nasıl da hermetist geleneklerle bir güneşe tapınma dinine çevrildiği, ya da Musa as ile gelen islamın nasıl da firavun geleneğiyle samiri dinine çevirildiği okuyacak, anlayacak ve araştıracak zihinler için ulu orta gözler önündedir. Tarih boyunca bir nur olarak gelen ve hakikati haykıran elçilerin mesajları ve o mesajların sosyal ortamda sağlıklı şekilde anlaşılması, şeytanın materyal sevici alt dünyaya ait kulları tarafından sabote edilmiştir. En son nebilerin tasdik edicisi Muhammed as ile gelen kitabullah sapasağlam korunmuş olmasına rağmen, onunla gelen islam da bir bir “leş” miş milletler, oniki imam, meal, tarih, tarikat, tasavvuf ya da nakil “din”ine çevrilmiştir.

      Şu yaşadığımız dönemde ise Allah kendisine bu denli tuzaklara rağmen ulaşmayı başaran adem olan ve “Mehdi” (hidayet sahibi) ismiyle müjdelenmiş kulunu seçmiş ve elçi tayin etmiştir, kuran-ı mübin’in inzalinden sonra herhangi bir kitap ya da yeni bir şeriat gelmeyeceği gibi, Mehdi as’ın elçiliği, söndürülmeye ahdedilmiş Muhammedi nurun aynısıdır. Hangi kesimden ya da görüşten olursa olsun her yaratılmış insanın ve cinin sorumluluğu kendi üstündedir. Vaadedilen “yecüc-mecüc” cinleri yer altından çıkarılmış ve insanların içlerine yerleşmiştir, onlardan arınmayıp kurtulmayanlar, şeytanlar ile mücadele etmeyip hakka gelmeyenler, gerçeği ayan beyan bilmesi ve görmesine rağmen mahallecilik ve kayıtlanmışçılık yapmaya devam edenler, alemlere ibret bir şekilde helak olmuş ve hali hazırda infaz beklemektedir. Yecüc ve mecücün ilk hercümerc aşaması insanların içlerine yerleşmeleri kısmı iken, hercümercin ikinci aşaması artık yecüc mecücün kontrolüne girip kendini kaybeden “eski” insanların vahşice birbirlerine saldırmalarıdır, bu bilgi halizhazırda onları çıkartmaya azmeden küresel piramid (deccal) tarafından gizlenmekle beraber dünyanın dört bir yanına sığınaklar yapılarak yaşanacaklara hazılıklar oluşturulmuştur. Bütün bunlar olurken bir de insan kendi fıtratını ve temizliğini koruması farz iken, zehirli dumansız ateşten yaratılan cinler tarafından hasta edildiğini bilmeksizin, dna’sına müdahalede bulunan sıvıları damarına zerk ederek, ihanet çemberinin içerisinde olduğunu aleme cahilce ve ahmakça beyan etmektedir.

      Eyvahlar olsun ki insana, aklını kullanmak ve insiyatif alarak gerçeği tercih etmek yerine hevesleri ve kandırılmışlıkları yüzünden sahtekarlıklarda oyalanır.

      “Bu mesaj bir Allah kulu tarafından işitecek kulaklara ve anlayacak akıllara merhem olması umuduyla, içerisinde Allah ve Elçisinin ihtarını taşıyarak şahsınıza gönderilmiştir. Allahın ahir zamanda ki vaadedilen elçisi “Hakikat Okulu” youtube kanalında ve mehdias.org internet sitesinde halihazırda tüm insan ve cin alemine gerçeği haykırmaktadır”

      “ALLAH VE ELÇİSİNDEN BİR İHTARDIR”

    3. ömer karabayoğlu says:

      merhaba sayın Dorman.., bazı kişiler ‘kuranda günah ve haram sayılan her şeyden uzak duruyoruz, ama sadece namaz kılmıyoruz ve ahirete inanmıyoruz, yani ‘iyi’ insanlarız..’ diyorlar…bu kişilere bakara 217 ile cevap veriyorsunuz (amelleriniz boşa gider ayeti) ama tatmin olamıyorlar bu ayetten…bu arada bu insanların çoğunda da Allah inancı var (deist gibiler)..onları mutmain edebilmek ile ilgili başka hangi ayetler ile yaklaşmak gerekir.. yani başka deyişle ben iyi bir insanım diyen bu kişilere (belki gerçekten de iyiler) nasıl anlatmalıyız amellerinin boşa gideceğini…bu cevap benim için önemli çünkü benim yakınlarım var bu insanların içinde.

      şimdiden teşekkürler
      Allaha emanet olun

    4. Emir Can SUCU says:

      Merhaba. Bartın Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Biriminden Emir Can SUCU ben. Belediyemizin bu sene 24. kez düzenleyeceği kitap fuarı organizasyonunda sizi söyleşi konuğu olarak misafir etmek istiyoruz. Kitap Fuarımız 25 Kasım 2021 – 1 Aralık 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olup, program takviminizin uygunluğuna göre misafirimiz olur musunuz?
      İlginize şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar, sağlıklı günler ve sizinle Bartın’da görüşebilmeyi dilerim.
      Emir Can SUCU
      Bartın Belediyesi
      Basın Yayın ve Halkla İlişkiler
      0532 302 19 43
      030 761 71 19

    5. Emre Gürün says:

      Emre Bey selamlar. Allah:Zerre kadar iyiliğin mükâfatını, zerre kadar kötülüğün cezasını vereceğini söylüyor.Bir de mülk Allah’ındır.Yani bedenimiz de bize ait değil.Allah’a ait.Bize ait olan emeğimizdir.Yani dövme yaptırırken Allah’a ait olan bedenimize acı çektiriyoruz. Sizce bu yaptığımızdan ötürü Allah hesap sorar mı?

    6. hacı osman karaöz says:

      https://www.iyibilgi.web.tr/cehennem-ve-ates-aynimi/

      Merhabalar 8 aydır üzerinde çalışmış olduğum bir konu var Cehennem ve ateş azabı farklıdır bu konu ilginizi çeker diye düşündüm müslümanlar için Cehennem inkarcılar için ateş azabı denmiştr.Saygılar

    7. Metin Selimoğlu says:

      Emre Bey merhaba,

      Kabir ziyareti ile ilgili web’de birçok bilgi olmasına rağmen, bu bilgilerin birbirleriyle çeliştiğini ve bende ve diğer birçok kişide kafa karışıklığına sebep olduğunu düşünüyorum.
      Özellikle, web’de yapılan hemen her aramada ilk önce gazetelerin web sitelerinin olması, diyanetin birçok aramada çıkmaması (veya çok sonlarda olması) nedeniyle kabir ziyaretimi nasıl yapacağımı tam olarak bilemiyorum.
      Biraz uzun bir giriş için kusuruma bakmayın, esas sorum: bir kabristana girdiğimiz an’dan başlayarak, kendi yakınımızın kabri başındayken ve ayrılırken, ayrıca kabristandan çıkarken okunacak dua ve/veya sureler ile ilgili bilgi rica edeceğim.
      Bu konuda bana yardımcı olursanız çok memnun olurum.
      İyi çalışmalar ve esenlikler dilerim.

      Saygılarımla,
      Metin Selimoğlu

    8. Fıkret Kuran says:

      Selam Emre Kardeş,
      76 yaşında bir zatım, Kuaranı Kerimi defalarca okumama rağmen kafam Islam ve Müslüman tanımlanmalarında karışık. Kurandan önce muhtelif peygamber ve kişiler “ben müslüman oldum”, Kuran ise “dinimi tamamladım size Islamı verdim” dediği halde tüm semavi inançlar “Islam” bizler ise “Müslüman olarak niteleniyoruz ? Garipsediğim,”Güdük Diyanetin” bu devirde Hafızlık için anlamını bilemeyeceği bir ezber için gelişmekte olan beyinleri neden TIKADIĞI, Matbaanın ötesinde cihazlara sahip olduğumuz halde…???
      Allahın Selameti Üzerinize Olsun. Fikret Kuran
      -Iletişim çok talepten çalışmadığı veya ben beceremediğimden…

    9. B.Rıza Saçmacı says:

      Emre bey
      Özellikle ramazan aylarında sizin programlarınızı izliyordum.
      Bugün sizin internet sitenize erişip buradan kitaplarınızı allahın ayetlerine dayanarak bedava ve helallik vererek yayınladığınızı gördüm.
      Size çok teşekkür etmek istedim.Öncelikle allahın yasin suresi 21.ayetteki uyarısına uyarak hareket etmeniz maalesef nadir gördüğüm bir uygulama.
      Allah sizin gibi insanları başımızdan eksik etmesin.Şu an başka kelime bulmakta zorlanıyorum.inşallah kitaplarınızı okuyup kuran ayetlerinin ışığında başka insanlarada faydam olsun istiyorum.
      Tekrar çok teşekkür ederim.
      Saygılarımla,
      B.Rıza Saçmacı

    10. Nazan kıvanç says:

      Sayın Emre hocam, hayırlı huzurlu günler diliyorum, violarınızı seve seve dinliyorum gerek sizin gerekse Mehmet Okuyan ve Caner Taslaman hocalarımızın videolarından o kadar çok şey kazandım ki Allah sizlerden razı olsun.
      Hocam size bir sorum olacaktı,Vaner hocamızın ve Mehmet Okuyan hocamızın yaklaşımları farklı olduğı için biraz kafam karıştı.brn 3 yatırım aracının caiz olup olmadığını merak ediyorum.
      1.kriptopara
      2.borsa
      3.bireysel emeklilik

      Hocam yardımcı olsbilirseniz çok sevinirim.
      Saygılarımla
      Dr.Nazan Kıvanç

    11. Yüsranur says:

      Emre hocam merhaba
      Hayırlı ramazanlar
      16 yaşındaki kardeşim için yazıyorum size. Kadir gecesi namaz kılmasını istediğimizde kılmak istemediğini nedeni sorduğumuzda ise yaklaşık iki yıldır araştırma yaptığını ve Allah’a inanmadığını söyledi. Biz inançlı bir aileyiz duyduğumuz şeyle birlikte perişan olduk. Kardeşim internet oyun bağımlısı , bu oyun platformu üzerinden takip ettiği insanları incelediğimiz de kendilerini deist , ataist olarak tanımladıklarını gördük. Bağımlılığı kontrol altına almak için bayramdan sonra psikiyatriste götüreceğiz.
      Kendisi inançla ilgili neden bu şekilde düşündüğünü bize anlatmak istiyor ancak biz şuan bu sorulardan ona yanlış bir kapı açma , düşüncelerinin kemikleşmesi korkusuyla kaçıyoruz. Sizden yardım talep ediyoruz çok zor durumdayız hocam neye uğradığımızı şaşırdık. Sizin gençlere yardım ettiğinizi biliyoruz. Zaman ve mekan farketmeksizin bize yardım edebilirseniz kardeşimi sizinle görüştürmek sorularını size sormasını istiyoruz

    12. Sami Şeyhan says:

      Emre hocam kitaplarınızın pdflerinin ücretsiz olarak yayımlanmasının gerçekten takdire şayan bir hizmet olduğunu düşünüyorum. Ancak bazı kitaplarınızın pdflerine ulaşılamılıyor. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

    13. Akif Sadiqov says:

      Selam aleykum hocam ,bayadır aklıma takılan bir soru var bildiyimiz kadar dünyanın bir çok yerinde farklı kuran nüshaları var bunların en yaygını Hafs ve Verş olmalı yanlış bilmiyorsam ve bunların ayet sayıları birazcık olsada farklı ve içindeki sözlerde dahi ayetlerde farklı kullanılmış, manaya çok etki etmesede farklılıklar var .Hicr 9 ayetde Allah zülcelal kuranı kuruyacağına dair 5 defa biz vurqusu yapar ,şimdi bu farklılıklar neden kaynaklı ve bu farklılıkları nasıl anlarız ? Lütfen yardımcı olun .Selam duayla

    14. Azra says:

      Hocam merhaba !
      Öncelikle şunu söylemek isterim ki 101 Soruda Kur’an adlı kitabınız,sizinde belirttiğiniz gibi dinî konularda en çok merak edilenleri açıkladığınız ve doğru bilinen yanlışlara çokça temas ettiğiniz cevaplardan oluşmakta olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kendi adıma samimi ve sadece ayetlerin baz alındığı bu cevaplar için teşekkür ederim. Aslında ben 93.soru hakkında bir şey sormak istiyorum size. Yıllardır belkide yüzyıllardir bilinen ama aslında kur’an da yasak olarak geçmediği söylediğiniz bir konuya değinmişsiniz. Âdet(regl) döneminde kadınların ibadet etmesi konusunda herhangi bir sakınca ve yasağın yer almadığını ifade etmişsiniz. Ama ben eminim ki toplumun %99 bunu bu şekilde bilmiyor. O zaman hocalar veya konu hakkinda bilgisi olan insanlar niye bunu her fırsatta dile getirip yıllardır yanlış bilinen bir şeyin doğrusunu söyleyerek insanları aydınlatmıyor ? Açıkçası kafam çok karıştı kur’an dan ayetlerle yazdıklarınızı destlekledeğiniz de bile bu öyle bir şey ki insan körü körüne inandığı şeylerden kolaylıkla kopamiyor sanırım. Aslında bu durum zamanında putlara Tapan insanlarla bile empati yapabilmemi sağladı. Evet bence de çok saçma çok yanlış ve mantıksız ama, doğru bildiğin bir şeyi terk etmek çok zor ve büyük bir sınav bence. Benim kafam çok karıştığı için yazmak istedim , eğer rahatsız ettiysem Özür dilerim. Hayirli günler.

    15. Bünyamin Kutlu says:

      Selam Emre Hocam,
      Öncelikle, Allah razı olsun ve çalışmalarınızın devamını nasip etsin, duamızı iletiyoruz.
      Yabancıların da yararlanabilmeleri için özellikle Kur’an-ı Kerim’deki Emir ve Yasaklar kitabı ile 101 Soruda Kur’an kitabını İngilizcesini de yayımlayabilir misiniz?

    Leave a Reply

    Your email address will not be published. Required fields are marked *